‘’…ve en yorgun yerinden kırıldı ayna

Ayna pusluydu bunca yıl nice sır taşımaktan

Kırılmanın sesini duydum ve onu getirdim sana

Unutulmaya geldim işte onarılmaya değil.’’(A. Telli)

 

 



 

Bir lahzada saklıyız:

Ben ve şehir ve de şiir.

Yoksa acının laktozu muyuz?

Sözcükler ise

Yangın yeri ve tüketilmişliğin

Aşk dolu tebaası:

Elbet sökün eden bunca acı ve hüzün

Neyin nesiydi zaman ve yalnızlık peki?

Kış güneşine hasret kaldık üstelik

Hem de ta şimdiden.

 

İstanbul’un hangi ayağındayım sahi?

Sahici mi yoksa değil mi bu rüzgâr?

Ruhuma sahip çıkıyorum

Sahipsizliğimi sahiplenen evren

Gölgemle aram iyi bu aralar

Sözcüklerim, ah, sözcüklerim yok mu?

Yoksa kitapların rahminden de doğdum ben?

 

Atıl bir yürek derken bir tane daha

Nadasa kalmış şarkılardan yaptığım çıkın

Elbet mevsimin yaşı ve rüzgârı

Büyüttüğüm kadar gözlerimde sair hatırayı

Dünüme kefilim hem.

 

Nazenin ruhum kat çıktığım

Olsa bile ufkum

Aslında ta başındayım yolun.

Varlık katsayımla muhatap hiçlik

Ölçüsü olmayan bir düşün de izafi duvarları

Kilit vurduğum yürekten

Firar eden o doku ve koku.

 

Yanlışıma haizim

Üstelik doğrular iken tek hazinem.

Göğün kayıp yıldızıyım kimi zaman

Bir çiçek olmakla iştigal küflü resim

Saklı tuttuğum atim ve mazim

Şimdi sözcüklere sığındım

Öncesinde devasa bir çukurda debelendiğim

Sözüm ona mutlu ve huzurluydum

Görünmeyenin aksine.

 

Sırlarım var ya da yok.

Bazen kırıldığım ortadan

Bazen sırtıma saplanan ok.

Mevsimin de nefsi mi olurmuş?

Hem de en alasından:

Yağmurun güncesinde yazan rahmetin de alası elbet

Pervazında güneşin içime dolan nem ve rüzgâr.

 

Mevsimle özdeşim hemen hemen

Latif bir esinti

Önünü alamadığımsa yüreğin

Kalemle muhabbeti.

Tam da dokunmuşken uykuya

Canlandığım bir zemin

Canımdan çok sevmekse nasıl da elzem

Nokta atışı yaptığım her acıda

İçimde büyüyen o devasa açı.

 

Varsa eksiğim

Olmaz mı taşan yüreğimden?

Kanıksadığım her gün

Şerh düştüğüm bir yeminde saklıyım hem

En alasından aşkı diktiğim

Yanık yüreğim ve tutuk nutkum

Açılan her parantezde saklı ufkum

Bir selam çakıp da veda mı etmeli yoksa yalnızlığa?

İzdiham yeridir yüreğim

Açılan kapıdan girdim bir kez madem.


( Yağmurun Güncesi... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 10.12.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu