Tescilli hüzne ne eklerim ki acıdan
başka?
Hasretim Rabbim ve huzura
Sözcükler kefenim
Ah, yılgın ve yorgun bedenim
Ruhumla tavaf ettiğim evren
Yoksa ne isterim O’na kavuşmak
dışında.
Serçe parmağıma konan o yavru serçe
Annesinin ağzından beslediği tek hece
işte:
Aşk iken bahşedilen evrene
Sevginin sayısız evresinde bir ömür
gezindiğim
Yeri geldi mi kindarlar tarafından
ezildiğim.
Rengim yok bu gün
Cihanda saklı serüvenim
Elbet aşk ile rükû ettiğim
Kurşunlara hedef iken muadilim:
Hani, şu gökte s/üzülen rahmet gibi
Devindiğim dünyada hayra alamet
Kıyıma uğramaksa düşen payıma
Kıyamazken dahi dokunmaya
Yüzü suyu hürmetine tüm sevdiklerimin
Tapındığım İlahi Aşkın kudretine
çömelen dizlerim
Titreyen dizeler
Sesimde saklı hüzün ve dalgın
nameler.
Varlık dediğin ne ki, hem?
Var olmakla iştigal mademki bizler ve
beden
Rengi kararan göğün mü örtüsünün
Altına gizlendi mutluluk dileyen en
içten?
Minnet doluyum dünüme
Günde kaykıldığıma binaen
Yarınlar hem korktuğum hem de
beklenen.
Muştulayan kimse acıları
Kor hecelerden mi inşa ettim
yarınları?
Bir sızı ki dinmeyen
Yaldızlı yoluna ölümün
Elbet gideceğim de direnmeden.
Baş koymak inançla hayata
Baş veren filizin ömrü olmasın yeter
ki kısa.
Arşı alaya çıkan isyanları günahkârların
Sunumu bazen ölümden beter acıların
Müstakil bir sevinç de değil muradım
Sevdikleri ile insanın tadı çıkmaz mı
hayatın?
Kimsesizliğimi sadece O sonlandıran
Yargısız infazsa cihanda kimi zaman
vuku bulan.
Kozamsa huzur
Kozu nedir sahi nifakların?
İhlasla sevip yaşadığım
Nasıl da zoruna gitti insanların.
Mealimse umut
Mecalim kalmadı, güzel Rabbim.