Her ruhun yargıcı başkaydı belki de
havsaladan taşandı mutlulukla değer bulan hele ki aşkın asası farklıydı ve naif
ve nazenin bir esinti adanmış ömürdü işte geleceğin şimdiden solan neşesi ve
öfke tohumları serpen kindar gölge nefsin gölgesinde büyüyen ve deryalara denk
düşen tek zerre olmanın meali idi içinde saklandığım hücre kayıtsız kalan kimse
kimliğime dökülen her leke lakin alnım aktı ve sicilim temiz her tebessüm
dilediğimde başımı yasladığım devasa çınar elbet Hakkın rahmeti ve hikmeti…
Her fısıltı idi seni taşıyan
Her renkti gök kuşağını müjdeleyen
Karanlıktı zaman zaman cihan
Matemle ördüğüm duvarlar
Mabedi neydi sahi benliğin?
Aşk ve yürek denen ikiz kubbeler
Sarkan her acı
Süre gelen hayatı delik deşik eden
bir fasıla
Makberin çağrısıydı oysa
Geri durduğum nazarında
Hangi mevsimdi sahi rücu ettiğim?
Her geçit her dehliz
İyi de yoklukla mı terbiye edecektim
illa ki?
Tıpkı varlığım yoksun
Her andığımda mutluluğu
Sadece aşkla huzur bulduğum
Ne teninde göğün
Ne tininde ömrün
Titrim yoktu madem
İnsan değil miydim nihayetinde?
İman gücüm taşkın
Nesirlerden taşan esaretim
Nezdinde kimim kimsem olmasa da
evrenin
Rabbim illa ki kucak açan
Matemime de mahremime de sahip çıkan.
Kanaviçesiydim acıların
Kıtlık neydi hem açlık?
Baştan idmanlıydım ne zamanki ansam
Rahmeti.
Ne sofralarda yer buldum
Ne sofasında evrenin
Bir sofu gibi giyindim ve gezdim
günbegün
Ne uçaklara bindim ne de yaya gezdim
Varsa yoksa kanat açtım
Sahip çıkan elbet Rabbim.
Hicviydim acının
Taşkındı coşkum ve sancım
Uyruğum sevgiydi ezelden
Ezilmekse temelden
İyi de ben gezgin bir ruhtum
Öteden beri ötelenen.
Vurdumduymazdı beşer
Aklı kıttı hep de şaşar
Ama en şaşkın bendim hatta mazlum
Saflığımla saf tuttuğum şu hümayun
Katıksız neşrettim içimi
Dışımda saklıydı solgun yüzler gölgeler
Dış ses baskındı iyi de ne gelir
elden?
Suskundum da iç sesimdi nihayetinde
İnfilak eden anbean
Durulduğum vakit
Sadece Rabbimi anarken
Çağladığım mı sakit?
Elbet yazmaya durduğum her göç vakti.
Öncem yoktu sonram da
Anda saklı bir hissikablelvuku ki
Sadece aşkın saltanatına eşlik eden
Bir ruh hali
Göçtüğüm her mevsim
Mevsimden öte neslimdi tükenen
Safiyet yüklüydüm, oh ne ala.
Aşka hükümlü ve acıya
İçimden geçene sadece O idi şahit
olan
Yanmıştım küle dönmüştüm de
Ne gam, demenin meali
Hıçkıran kalemim
Bazen firar eden yüreğim…
Bense hala aynı hala masum kalmak
adına
Kaçtığım bir dünya ki içimde saklı
İçimden taşan bir nehir ki
Tek zerremle vakıftım ben bunca
duyguya.
Her resim her recim
Göğe diktiğim gözlerim
İşte saklıydım ben evrende
sonsuzlukta
İhya eden sadece İlahi Aşkın
güzelliği
Güzel baktım güzel gördüm madem
evreni
Güzel kalmanın tek özeti idi
Elbet saklı tuttuğum kadar bir ömür
iyi niyeti.
Öyle ki;
Solmak bile çok güzeldi
Yeniden açmanın hatırına.