Metruk düşler hapishanesi…
Sessizliğin malikânesi
Ah, sevginin de en yüksek mertebesi.
Bir ıslıksa ıskalanan
Yüreğimde devasa beyitler nal
toplayan
Yalnızlığın bekası olsa olsa şiir:
Asla ve asla
Gam yüklü olsa da içimdeki notalar
Notunu aldığım günün uzağında
saklandığım kadar.
Maviden mi öksüzlüğüm?
Dünden mi miras yetim ve çömez
varlığım?
Göğün de muhtırası iken
İçimden taşan sağanak
Akıl karı olsaydım, sever miydim sahi
seni?
İmbatlar çağırıyor, sevgili
Bak, bak, ağarıyor göğün izafi
saçları
Kar yağıyor belki de
İçimde saklı iklime de aldırma sen.
Sensizliğin hükmüne isyanım
Ah, ben, sefil mizacım
Yeknesak olamadığım kadar da hayata
sevdalıyım.
Renkler mi tüten gözümden?
Türediğim her şiirde mi saklıdır
kendime sitemim.
Kızıp kızacağım da bu kadar
Nemalandığım baharın sersemlettiği kuşkanatlarında
Miadımın da dolmadığı
Sanma ki birilerine benzerim.
Künyemde sararmış isim
Bak hala parlıyor yüzüm
İndinde evrenin taviz vermediğim
değerlerim ve sevgim
Layığıyla yaşamanın da ta kendisi
Kanatlandığım ne ki
Hiç olmadığım kadar mutlu olmanın
sesi
Elbet aşkla şerh düştüğüm şu sayfa
İman gücümde saklıdır yaşama
sevincim.
Hanemde yangın ne ki?
Yüreğimden sıçrayan kıvılcımlardır
illa ki
Yazmanın da verdiği huzur hele ki o
mimari:
Hani sevgiyle kat çıktığım gök kubbe
Gözümü kaçırmadığım kadar yüreğinden
Gözlerimde telaşlı haleler
Belki de ergen yüreğimden taşan zafer
kadar
Elbet sevmenin hoşnut sesi
Duyulmazlığın indinde
Dürtense içimdeki rüzgâr
Hala uçuşan saçlarım ve saçıldığım
enginlik kadar
Dokunmak yüreğine ilk günden beri.