Tembihliyim öncemden ve sonra illa ki kırağı çalan ve işte içimdeki alfabe…

Sözcükler miskin.

Sözcükler akışkan.

Ritim bozukluğu günün ve dünde kaykılmışlığın isyanı var içimde.

Zemherilerde doğdum ben ve zarar ziyan ettim mevsimi.

Şakıyan bir güvercindim belki de kibirli bir karga oysaki muhatabımdı bülbül ama ayırt etmeden sevdim ben tüm insanları ve hurafeler eşliğinde yol aldım…

Ah, içimdeki kıvılcım.

Ah, suskun ve bıkkın yetilerim.

Serzenişleri var iblisin: az evvel yaka paça götürdüler.

Üç beş ıslak tebessüm saklıydı yüzünde efkârın ve zincirleme kazada can verdi duygularım ve eşref saatini bekledim gecenin.

Ve işte birazdan okunacak ezan ve ezana yetişmeliyim ve Kadir Gecesinin kıymetini bilip dua etmeliyim sabahın nazarında huzurlu bir Mümin olarak karşılamalıyım yeni günü.

Tefe kondu sözcüklerim sonra sıfatlar dikildi yakama ve yansızlığımla ve içimdeki saklı kutsal acılarla ve revnak iç çekişlerim…

Külliyen zarar ziyana uğradım ve ateş böceklerini uğurladım az evvel.

Bu muhteşem güne konuşluyum elbet Kadir Gecesine ve işte bir Ramazan da terk ediyor zamanı ama Rabbimiz hep bizimle üstelik O’nun hükümranlığında hayat ve umut ve bizler ve tüm canlılar…

Yoktan var eden Rabbim, ne olur af et beni bilip bilmeden işlediğim günahlarımı af eyle ve işte geldim sığındım sana, Rabbim ve aşkın ırmaklarında geçti ömrüm ve nasıl nasıl da aşikâr içimdeki yetimin gözyaşları elbet sadece sana sunduğum yaşım ve yasım ve niyazım ve sensin beni bana sunan ve sevmeyi öğreten ve inancın verdiği huzurlu yolda sana dönük yüzüm.

Gölgemi uğurladım ben ve ayak bağı olan maziyi ve atimle ve hayalimle ve umudumla ve inancımla mutlu ve huzurluyum ben.

Sen sadece sen.

Ruhumdaki dalgalı deniz ve ben.

Lafügüzaf, Rabbim çünkü ben sadece bir damlayım ve işte işin içinden çıkamıyorum yine ve geldim huzuruna.

Haiz olduğum tek bir damla ve bu mümkün mü Rabbim?

Dalgalarla eşleştiğim.

Bazen yüzümün ve kalbimin yandığı ama asla da buz kesmedi yüreğim gerçi bilemez kimseler içimde saklı o buz dağını ama her nasılsa üşümüyorum da ben.

Zemherilerde yaşarken ve nazlı bir gelincik edasıyla her mevsim açarken.

Bedenim ve yapraklarım elbet beni bana sunan nice hazan nice hüzün mahsulüdür yaşadım ve yazdıklarım.

Sözcüklerim çok huzurlu bu gece ve sığındığımken sen bense sığamazken yere bazen gürül gürül ç/ağladığım ve işte uçuşan varlığım elbet şimdi içimdeki coşkuyla tozu dumana kattım ama sana geldim mi nasıl diniyor rüzgârım ve kat izi olmayan ruhumla ve yüreğimle koşuyorum ben.

Bir adım sana yürürken sana ansızın kavuşmanın heyecanı ve tebessümlerle diktiğim varlığımın sökükleri.

Yamaladığım nice hissiyat ve nemalandığım evren ve her baktığım kimse/neyse seni gördüğüm ve sessizlikle barışık ve senden bana gelenle huzuru davet ediyorum haneme ve konakladığım bedende bazen taşıyorum ve bentler aşıyorum hala da kararsızım hem:

Nedir bu coşkum?

Nedir bu öfkem elbet dünde saklı kendime bu yüzden başa sardım filmi ve işte doğduğum ilk günkü haletiruhiyemle ve masumiyetimle çıkmak istiyorum huzuruna vaktim geldiğinde ve işte hayata verdiğim o molanın ertesinde şükür doluyum ve ceplerim de dolu iken sözcüklerimle ve işte imha ettiğim karanlık ki karanlıkta bile yolumu bulduğum ve bir ömür el yordamı sevdiğim kimse.

Sana layık bir kul olmaktır tüm derdim hem de kendimi bildim bileli…

Bazense kendimden gitmeye kalkıp koşa koşa yine kendimde döndüğüm elbet sensin beni bana döndüren ve sensin nice mucizeyi gerçek kılan hayatımda…

Edimlerde saklıyım ben ve bir hevesle yola düştüğüm hatta bu yola baş koyduğum ve Yaratan’dan dolayı tüm yaratılanlara sevgi dolu gözlerle bakan ve kolaylıkla yüreğime aldığım insanlar hatta koca kâinat ki…

Sıra ancak geldi kendimi sevmeye ve sen bilirsin içimdeki gizemi.

Bazen anlatıyorum hep de yazıyorum daha çok dua ediyorum günbegün aslında kendi masalımı yazmak gibi her kalemi elime aldığımda ve de tüm fırsatlar tüm hayaller de bir bir kaymışken elimde en son kayıp da tam yere düşecekken…

Düştüm de kaç bin kez.

Kaldıransa hep sendin çünkü ne istersem isteyim sadece senden istedim ben ve hep emek verdim hep çabaladım ve layığı ile yaşadım yaşattım da değerlerimi.

Sebepli sebepsiz de hep sevdim insanları ama öyle anlar geldi ki kendimi sevmemi engelledi kim insan ve başımdan geçen onca şey ve sadece mıntıkamda saklı iken kozamda inançla ve kırgınlıkla örülü iken…

Üstelik sevmem gereken iken ilk sırada yine ben ve sıramdan düştüm yere bir talebe gibi çünkü her insan başlı başına bir dersti.

Bense kendimle kavgalı bu yüzden hep severek aştım çoğu şeyi ben ve modifiye etmek adına içimdeki birikimi bir inşaat haline getirmek ve işte ham maddemdi inanç ve sevgi ve umut.

Unutulduğum defalarca yolda ki tecrübe ile sabit.

Ve sensin beni bana hatırlatan ve sensin beni bana sevdiren…

Bu kutsal gecenin yüzü suyu hürmetine tüm niyazlarımı tek tek sunuyorum sana hep de yaptığım üzere ve ben her vakit hangi vakit olursa olsun ilk olarak vicdanımla aramda bir akit bildim sevmeyi ve altına ilk gün attım ben imzamı.

Elbet içimi bozmadan yaşadığım ve çok da yol kat ettiğim belki de katlettiğim dünüm ve anımda saklıyım artık ve anda kayıtlı ama umudum hep saklı mademki yarınlara dokunmak istiyorum ve daha çok insanın yüreğine dokunmak ve sevgiyi d/okuyorum ben her andığımda seni ve kavuştuğum kendim aslında hep de konuşlu olduğum ve sen, Rabbim merhametlilerin en merhametlisi ve işte aciz varlığımla şimdi kendime merhamet ediyorum geç kalmış olmamın da artık önemi yok çünkü senden istiyorum ben.

Ülkemi, insanımı ve tüm sevdiklerimi koru beni de ve yeniden nasip et mübarek Ramazan ayına kavuşmamızı ve bizi varlığınla hep koru hep de sensin emanet olduğumuz ve emanet ettiğimiz sevdiklerimiz ve boynum kıldan ince senin huzurunda ve kulluğuma binaen işlediğim tüm günahlarımı affet.

Daha çok şey var senden istediğim ve bunu bana nail et İnşallah ve sevgiye ve inanca kurduğum saatimi de hep işler tut çünkü ben henüz yeni başladığım ikinci hayatımın çok başındayım.

Bizleri esirge ve koru Rabbim: mademki sen varsın gam yok.

Huzuruna çıkıp da huzurlu olmama vesile varlığındır, hamt edip şükretmeme ve yaşamama vesile olan yoksa sefil varlığımla neye yeterim ki ben kâinatta ve işte sonsuzluğa her dokunduğum elbet sevdiğim ve inandığım kadar mutlu ve huzurluyum ben…


( Bu Kutsal Gecenin Yüzü Suyu Hürmetine... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 8.05.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu