Değerli okurlarım !

Bugüne kadar ‘’ Millet-i Sadıka Dediğimiz Ermeniler Türklere Hiç de Sadık Değillermiş ‘’  Başlığı altında yazdığım yazı dizimizi bundan böyle her gün bir başka başlık altında yayınlayacağım.

Bu değişikliğin en önemli sebebi şudur: Hep aynı başlık altında yayınladığım yazılar çoğu kez bazı arkadaşlarım tarafından ‘’ Hımm bunu okumuştum’’ Düşüncesiyle es geçiliyor.

************************************

Evet, 1878 Ayestefanos ve hemen akabinde imzalanan Berlin Antlaşmasıyla bu güne kadar uzanan Ermeni sorununun başladığını yazmıştım en son bölümde ve yine o bölümde  bir sonraki bölümde Ayestefanos Anıtından bahsedeceğimi bildirmiştim.

1878 De İmzaladığımız Ayestefanos Antlaşmasından yaklaşık on yedi sene sonra Rusya, Osmanlı devletine müracaat ederek o zamanlar Ayestefanos olarak bilinen Bugünkü Yeşilköy’ün Şenlikköy mevkiinde 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşında (93 Harbi) ölen askerleri için bir anıt diktirmek istediğini söyler. Padişah II. Abdülhamit bu teklifi olumsuz karşılamaz.

Derkken Rus askeri ataşesi Albay Peçkov’un gözetiminde anıtın inşasına başlanır. Bu anıtın mimarı Bozarov adında Rus mimardır.

Doğrudan doğruya Osmanlı parasıyla yapılmaktadır bu anıt, zira Osmanlı Devleti, Ayestefanos Antlaşmasına göre de Berlin Antlaşmasına göre de Ruslara Savaş tazminatı ödemeye mahkum edilmiştir. Anıt da işte bu tazminat parasıyla yaptırılacaktır.

Anıtın yapımına başlanmadan önce Osmanlı topraklarında ölmüş olan Rus askerlerinin kemikleri toplanır ve anıtın yapılacağı yere getirilir. Kemikler tekrar defnedildikten sonra tam o noktada inşaat başlar.

Başlamasına başlar ama bu öyle basit bir anıt ya da herhangi bir kule değildir. Ruslar bayağı bayağı buraya bir kilise inşa etmektedirler.

Osmanlı yönetimi, Padişah II. Abdülhamit, bu işe kızsa da, itiraz etse de elinden bir şey gelmez ve anıt-kilise 18 Aralık 1898 de Rus Çarının yeğeni Grandük Nikola ve Fener Ortodoks Rum Patriğinin katıldığı bir törenle açılır, hizmete girer.

Bu anıt( ya da kilise ) tabii ki Rusya için ‘’Zafer Anıtı’’, Osmanlı devleti içinse ‘’Utanç anıtıdır.’’

Sonra efendim.

Aradan on altı sene geçer.

2 Kasım 1914 de Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş ilan ederek I. Dünya Savaşına fiilen dahil olur.

Daha sonra?

Osmanlı Devleti bu savaşa dahil olur olmaz Ayestafonos Anıtı artık gözümüze batan bir diken olur.

Şimdi sıkı durun zira zamanda geriye doğru bir yolculuk yapıp ölmüş bir paşayı dirilteceğiz ve o paşa işte bu anıtı havaya uçurma emri verecek ve anıt yıkılacak.

Evet o paşa Mahmut Şevket Paşa.

Hani şu 1909 da Mustafa Kemal ile birlikte Hareket ordusunu Selanik’ten yola çıkarıp Ayestefanos ( Yeşilköy ) önlerine kadar getiren, sonrasında da İstanbul’da başlamış olan 31 Mart İsyanını bastıran paşa.

İşte o Mahmut Paşa gıcıktır zaten bu anıta  ve 2 Kasım 1914 de biz Ruslara savaş açınca önce anıtta ne kadar eşya varsa toplatır.

Anıt-Kilisenin çanının askeri müzeye, eşyalarının Polis Müdüriyetine, İkona ve dinsel objelerin Rus rahiplere verilip boşaltılmasının ardından 14 Kasım 1914 tarihinde utanç anıtı havaya uçurulur.

Kim havaya uçurdu efendim?  Mahmut Şevket Paşa (!)

Girin İnternete Google Amca’ya ‘’Ayestefanos Anıtının yıkılışı ‘’ Yazın ve okuyun, neredeyse hepsi bu anıtı Mahmut Şevket Paşa’nın yıktırdığını anlatır size.

İyi de Mahmut Şevket Paşa 11 Haziran 1913 de bir suikast sonucu öldürülmüştü. 1913 de öldürülen Mahmut Şevket Paşa nasıl oluyor da 1914 Yılının 14 Kasım günü Ayestefanos Anıtını yıktırıyor?

Yıktırır efendim. Millet araştırmadan kaz gibi önüne konan her şeyi yutarsa yıktırır.

Yıktırır çünkü II. Abdülhamit’i yıkmış bir adama yakışır ancak böyle bir utanç abidesini yıktırmak. O yüzden de bir yıl önce ölmüş olan adamı diriltir, ona Ayestefanos anıtını yıktırır.

Eee o zaman, zamanın Padişahı V. Mehmet Reşat mı yıktırdı?

Yok efendim onda o kudret ne gezer? Anıtı yıktıran Enver Paşa’dır.

Ayestefanos Utanç Anıtının yıkılışının bir özel tarafı da bu olayın filminin çekilmiş olmasıdır. Evet  o yıllarda bir Türk Subayı olan Faut Ozkınay bu olayın filmini çekmiş ama maalesef Türk Sinema Tarihinin ilk belgesel filmi olan bu filmin herhangi bir kopyası yok elimizde..

Şimdi de gelelim çok yakın tarihlere.

2012 Yılında Rusya devlet Başkanı Vladimir Putin Türkiye’ye geldiğinde her iki ülke topraklarında bulunan defin yerleri ilgili bir görüşme olmuş. Daha sonra bir sürü ikili temaslar neticesinde şöyle bir şey çıkmış 2017  Yılında ortaya:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE RUSYA FEDERASYONU HÜKÜMETİ ARASINDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ TOPRAKLARINDA BULUNAN RUS DEFİN YERLERİ İLE RUSYA FEDERASYONU TOPRAKLARINDA BULUNAN TÜRK DEFİN YERLERİ HAKKINDA ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN

Kanun No. 6773

 

    Kabul Tarihi:   

    14/2/2017      

 

MADDE 1- (1) 3 Aralık 2012 tarihinde İstanbul’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Topraklarında Bulunan Rus Defin Yerleri ile Rusya Federasyonu Topraklarında Bulunan Türk Defin Yerleri Hakkında Anlaşma”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.


İşte bu kanundan sonra bazı vatandaşlarımız ‘’ Utanç Abidesi Ayestefanos Anıtı Yeniden yapılacak.’’ Diye  bayağı bir haber yapmışlar.

Evet, biz Türkiye Cumhuriyeti olarak Utanç  Abidesi Ayestefanos  Rus Zafer Anıtını yeniden yaptıracağız, buna mukabil Ruslar da Sibirya’da Krasnoyarsk kentinde  Troitski Mezarlığında yatan Türk askerlerinin anısına 1915 yılında inşa edilen, harap vaziyetteki anıtı düzenleyeceklermiş.


2017 de çıkartılan o kanundan bu yana 4 sene geçmiş. Türkiye’de İnşa edilen bir Ayestefanos Rus Zafer anıtı yok. Ama Rusya’daki Krasnoyarsk kentindeki Türk Anıtı biraz daha bakımlı hale getirilmiş.

Peki şu altta en sağdaki resim ne?

O resim önce beni de heyecanlandırdı. ‘’ O ne lan, herifler Yeşilköy’de anıtlarını dikmişler baksana’’ dedim. Yani o anıtın kendisi olmasa da maketi yapılmış gibiydi ki maketinin yapılmış olması dahi oldukça sinir bozucuydu.

Öte taraftan remi nasıl araştırırsam araştırayım karşıma ‘’ Yeşilköy'deki Ayestefanos Rus Anıtı’’ Olarak çıkıyordu.

Derken sonunda onu da buldum

Hayal-et Org adlı bir organizasyonun işi bu. Bir proje bu olay. Organizasyon, bu olayı şöyle anlatıyor?

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın desteklediği proje İstanbul’un tarih boyunca geçirdiği yıkımlar ve yeniden yapılmaları, seçilmiş olan 12 yapı üzerinden tartışmaya açıyor. Günümüzde var olmayan, İstanbul’un farklı dönemlerinden seçilen ve farklı nedenlerle yıkılan bu 12 yapı, serginin çerçevesini oluşturuyor. Seçilen yapılar ile ilgili bir tarih araştırması yapıldıktan sonra, elde edilen bilgiler üzerinden yapılar bilgisayar ortamında üç boyutlu olarak canlandırıldı. Sonrasında ise “Peki bu yıkımlar olmasaydı, kent nasıl gelişirdi?” sorusu üzerinden yapılar, ve çevrelerindeki kent parçaları ile ilgili senaryolar üretildi. Çalışmalar,  hem yapıların bulundukları yerlerde yapılan yerleştirmelerle, hem de ana sergi ve kitap ile kentlilerle paylaşılıyor.

Yani efendim bir utanç abidesi dikilmemiş...

Neyse, gelecek bölümde daha ciddi konularla devam edeceğim.
( Yeşilköy’de Bir Utanç Abidesi Dikilmesine İzin Verildi Mi? başlıklı yazı Sami Biber tarafından 23.05.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu