Hangi düş’ün ayrıntısısın sen, söyle
yetmedi çullan üstüne sözcüklerin vakit varken daha çok kırabilirsin kalbimin
camını.
Maviden mintanım…
Aşka erdiğim değil sona geldiğim
Ah, yalnızlığım
Gök kubbede saklıyım
Aşkın da İlahi Esintisi
Yüreğim ferah
Dünlerim bedbaht
Yarında saklıyım, azize
Yarınlara minnet etmeliyim güzel
Rabbim…
Hazandan kalan bir hava
Havsalam almazken
Yüreğimden taşan yüreğimden sarkan da
Bir ip
Elbet boynumda dünüm
İçimde yangın, azize
Sözcüklerim ise minvalim
Öykündüğümse sadece İlahi Ateş
Daha çok sevip daha çok yanmalıyım
İksirli bir ruh benimki
Azığa aldığım dünlerim
Ettiğim yeminlerim:
Elbet unuttum da sonradan
Çarptı beni Rabbim
Hak ettim de tüm içtenliğimle
Tövbelerime sığındım ölüm öncesi
Düştüm bir aşka hayat sonrası
Neyim ben?
Ve kim?
Hangi iklimde saklı öyküm?
Güzel Rabbim, beni benden iyi
bilensin
Tek koruyan
Beni bana yakın kılan
Acıları uzak kılan
İçine düşülesi tuzaklardan
kurtulduğum
Rengim mavi
Düşlerim pembe
Dünümse azıcık isli.
Şiir bu, azizem
Elbet hayatın ta kendisi
Sevginin meali
İz düşümü yüreğin
Köküm
Kanım kadar kırmızı
Yüzümdeki beyazlıksa
Korumaya çalıştığım masumiyetim
Teslim olduğum kaderim
En güzelini sen bilirsin, Rabbim.
Öyküm, azizem
Öykündüğümse hiçliğim
Zanlara tutsak insanlık
Bense aşka tutsak
Mendilim
Okul çantam
Mintanım
Kırık gözlüğüm gözlediğim yolunu
Huzurun ta kendisi
Sevginin rengi
Hep pembe hep mavi.
Ah, azizem
İki cihanda da aziz olsun sen
Neşem ve sevgim
Koyu gecelerde
Ruhumu aydınlık kılan
Hala yaşadığım
Ayaklarımı yerden kesen
Coşkum tükenmeyen.
Tüketmedim ben sevgimi
Türedim şiirlerle
Tünedim aşkın rahlesine
Daha ne olsun, azize?
Yoksa hiç var olmamış bir hayal misin
sen?
İzin versen de vermesen de
Seveceğim seni
Her iklimi
Ama en çok Rabbimi
Bahşettiği her şey her duygu
Muhatap olduğum
Müdavimi bu ateşin
Muadiliyim de evrenin…
Ah, azizem, ah…
Kimim ki ben?
Tek zerreden ötesi değilken
Mümkün mü içimde sakladığım evren
Sevgiden öte yol mu var?
Kıvançla sevdiğim ve inandığım
Çünkü ben umudun resmiyim, azizem…