Zamanın Hitabı
Hayat yolcusuyum zamanın hitabı arasında
Seslenir dur yolcu bak etrafına es geçme
Tepelerden bakma alçaktan bak kaş arasında
Ne yaparsan kendine yaparsın eli boş geçme
Sen ağlasan da ağlatma sakın üç gün arasında
Meşk dolu hitaplar banadır duyarım anında
Sabırla merhamet var imanla can yanımda
Dururum her adımda durmak benim adımda
Her bir nefeste hak der ruhum karşımda
Yolda kalsan da bekletme der han kapısında
Bağrımda sızı olsa da hak Mevla’m devadır
Sızılar durmaya engel değil kanayan yaradır
Varmak görmek varken durduran kirli paradır
Tefekkür alemi nurdandır yok olur maddiyat
Kırılsan da kırma ne olur o canın acısında
Can yurdunda verilen ferdir bir an alınır
Can yurdunun yeri cennettir hayran kalınır
Bu alemde sarılmayan cennet ilinde sarılır
Zalim olanlar sonsuz cehennem alevine kapılır
Canın yansa da yakma korun sancısıyla
Zaman seslenir akla bozkır gibi kuru kalma
Gönül adamı ol güller açsın ovanda yanılma
Doğsun bin bir renk akşamları zordur sanma
Sular yatsa da uykuya sen yatma çok uyuma
Kızıllık çökse de sen kızma geç kalma yarasıyla
Her karanlık geceyi cenk akşamı sanmayasın
Aydınlık karanlıkta saklıdır sakın yanılmayasın
Gün karşı tepeden doğacaktır hayran bakacaksın
Sesler gelse de derinden sen aşikâr yürü varacaksın
Karanlığa kızarak yürüme yolda kalmanın sancısıyla
İlk ışık kapının eşiğinden gelir fark edeceksin
Kovar gölgeleri ışık aydınlığıyla göreceksin
Gözlerini aydınlık alacak aydın olacaksın
İçeriye tıkama aydınlığı al eline onunla yürüyeceksin
Aydınlık ettikçe aydınlanacaksın varmanın koşuşuyla
Yakalansak kelepçelensek aydınlığın yüzüne
Çıkılmaz kapılar ummanlar açılır önümüze
Ey dipsiz karanlık kulak ver her bir sözümüze
Sefil karanlık gölgen aydınlık olacak düş peşimize
Gölgeler aydınlık yürüyüşle aydın olur anlayışınla
Mehmet Aluç