Doktor Hanımlarla(!) Başım Dertte.
DOKTOR
HANIMLARLA(!) BAŞIM DERTTE.
EFENDİM YAZIYA BAŞLAMADAN
PEŞİN PEŞİN UYARAYIM DA
SONRA ‘’ VAY EFENDİM SEN
NE EDEPSİZ ADAMSIN. EDEBİYATI
EDEPSİZLİĞE ALET ETMİŞSİN.
EDEBİYAT EDEP DEMEKTİR.’’
FİLAN DİYE SALDIRIYA GEÇMEYİN.
BU YAZI BAYANLAR İÇİN PEK DE UYGUN
BİR YAZI DEĞİLDİR. 18
YAŞINDAN KÜÇÜKLERE DE TAVSİYE
EDİLMEZ.
************
Uyarımı yaptığıma göre
yazıma geçebilirim.
************
Son günlerde bazı bayanlardan yoğun olarak
arkadaşlık isteği alıyorum.
Bu bayanların ortak özelliği: 1- oldukça
genç olmaları 2- Son derece
güzel olmaları 3- Hepsinin
de doktor olmaları.
Benim gibi kepçe
kulak- patates burun ve dahi
kırışıklıkları buharlı pres ütü ile dahi düzelmesi gayri kâbil olan bir vatandaşın profil resmine bakıp da anında aşık olacak tipler değiller yani. Nitekim de benimle
arkadaş olmak isteme sebepleri aşk- meşk değil.
Peki amca- yeğen sohbeti
mi istiyorlar? Hayır.
Of Offf. Nasıl anlatırsın
ki bu konuyu?
Neyse... Sami’ce anlatmaya
çalışayım.
Doktor Hanım arkadaşlık teklif ediyor. Bakıyorum ortak arkadaşım var
mı diye. Ooooo tonla.
Arkadaşlarımın ( Tabii ki erkek arkadaşlarımın ) neredeyse yarısı bu genç ve güzel doktor
hanımla arkadaş.
Teklifi kabul ediyorum. Derhal telefonla arıyor:
-Merhaba Sami Bey. Ben doktor filanca.
-Merhaba Doktor hanım. Buyurun.
-Sami Bey ! Kaliteli bir
yaşam ister miydiniz?
-Elbette isterim doktor hanım. Kim
istemez ki.
-Ama biliyorsunuz kaliteli
bir yaşam için bazı
sorunların halledilmesi gerekiyor.
-Hiç şüphesiz.
-Çok güzel... O zaman hemen
sorayım: Erken gelme sorununuz
var mı?
Aman Allah’ım! Doktor Hanım daha yüzümü
bile görmeden hayattaki
en önemli sorunlarımdan
birini bilmişti. Hayret
içinde cevap verdim.
-Olmaz olur mu
doktor hanım? Var ki hem
de nasıl
var.
-Hımmmm. Peki ne
zamandan beri yaşıyorsunuz bu
sorunu?
-Valla doğduğumdan beri
yaşıyorum.
-Ohaaa. O nasıl şey
öyle?
-Valla herkes dokuz
ay on günde dünyaya gelir.
Ben yedi aylık
doğmuşum.
-Ha haa haaaa. Çok
şakacısınız Sami Bey. Ben onu
sormuyorum.
-Okul hayatımda da hep
erken gelirdim. Okul saat
8.30 da başlardı ben saat
7.00 da okulda olurdum.
-Sami Bey ! ben onu da
sormuyorum. Mesela
kadınlarla ilişkilerinizde erken gelme
sorunu yaşıyor musunuz?
-Evet. Hem de çok.
-Anlatır mısınız biraz.
-Siz dinlemek istedikten sonra
ben bırakın anlatmayı destan
yazarım. Mesela geçenlerde uzun
bir uğraştan sonra
nihayet yaşı yaşıma boyu
boyuma huyu huyuma
uygun bir bayan arkadaş
edindim. Onunla buluşacağız. Kadıköy’de bir
kafe belirledik. Orada saat 16.00
gibi buluşacağız. Ben ne
yapsam iyi?
-Ne yaptınız Sami Bey?
-Saat 14 de Kafeye geldim. Neden?
-Neden Sami Bey?
-Ya İstanbul Trafiğini
biliyorsunuz. Randevuya geç kalmamak
için hep böyle
yaparım ben. O gün de erkenden
evden çıktım ama şans bu ya yolda hiç trafik yoktu. İki saat erken gelmişim.
-Sami Bey bir
dakika..
-Lütfen sözümü kesmeyin
doktor hanım. Neyse... Ben erkenden geldim ve çaresiz
bekleyeceğim bayan arkadaşı.
-Sami beyyy.
-Ya bi
dur hele. Anlatıyorum işte
ne güzel erken gelme
sorunumu.
-Sami bey. Bir dakika mola
verir misiniz?
- Ne bir dakikası doktor
hanım? İki saat haybeye bekledim
ama asıl sıkıntı benim erken gelmem değil. Asıl
sıkıntı beklediğim arkadaşın geç
gelmesi. Ben o kadar erken
geldim ama bayan arkadaşı bekliyorum gelmiyor. Bekliyorum gelmiyor.
Sağa dönüyorum gelmiyor. Sola
dönüyorum gelmiyor. Yani insan geç gelir tamam da iki saat da geç
gelinmez ki. İnanın randevu saatinden iki saat sonra ancak gelebildi. Yani tam dört saat
kafede bekledim boş boş.
-Sami Bey. Az soluklanın. Beni yanlış
anladınız sanırım.
-Yok yanlış anlamadım. Eminim siz de
hemcinsinizi savunacaksınız. ‘’Kadınlar
geç gelirler. Buna
alışmalısınız.’’ Diye.
-Sami Bey ! Ben ilişkideki
erken gelme sorunundan
bahsediyorum.
-Eee. Ben neden bahsediyorum?
Ne zaman bir kadınla ilişki kuracak olsam randevulara her zaman
erkenden gelen hep ben
oluyorum. Bu sorun değil
mi sizce?
-Yahu be adam ! Konumuz erken
boşalma. Var mı
sizde böyle bir
sorun?
-Haaa anladııımm. Yok
öyle bir sorun.
-Bir dakika durun. Ona ben karar vereyim. Ne
kadar sürüyor?
-Soru yanlış oldu. ‘’Ne kadar sürüyor?’’ değil ‘’ Ne kadar sürdü’’ Olmalıydı. Hemen cevap vereyim
tam 25 sene sürdü.
-Ohaaaa.
- Ben eşimle tam 25 sene
evli kaldıktan sonra boşandım. Aslında geç
bile sayılır değil mi? Pek
çok arkadaş kınadı beni ‘’25
seneden sonra boşanılır mı?’’ Diye.
- Neyse Sami bey.
Bu konuda anlaşamayacağız sizinle. O zaman
bir başka soru sorayım: Boy ne
kadar?
-1.66
-Yani 16-17 santim demek istiyorsunuz.
-Yooo. Bildiğin bir metre altmış
altı santim.
-Çüşşşşşşşş
-Niye çüşşş? Siz
hiç bir metre altmış
altı santim boyunda insan görmediniz mi?
-Ay siz kendi boyunuzdan mı
bahsediyorsunuz?
-Eveett. Siz neyden bahsediyorsunuz?
-Cinsel organınızdan bahsediyorum.
Eğer kısa ise uzatabiliriz.
-Doktor Hanım. Ya da her
ne halt
isen... Memlekette 200 ün üzerinde orman yangını
olmuş. Memleketin bir kısmında selden onlarca vatandaş
ölmüş ve vi barkı harap olmuş. Bir taraftan
terör can almaya devam ediyor ve bir taraftan da pandemi her gün
yüzden fazla can almaya devem ediyorken sizin
başka derdiniz yok mu Allah
aşkına?
Telefonu kapattı ama işin
aslına bakacak olursanız o da
haklıydı. Memlekette bu
kadar çok insan memleketin değil de kendi
tikinin derdinde olduğuna
göre akan bu
çeşmeden o da küpünü dolmasın da
ne yapsındı?
(
Doktor Hanımlarla(!) Başım Dertte. başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
14.08.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.