Aşk Arapça “aşaka”, sarmaşmak, sarılmaktır,
Sevginin potasında, cem olup karılmaktır.
Farsçada muhabbettir, candan gönül vermektir,
Efsunkar bakışlarda muradına ermektir.
Bir de sevda denir ki, o bir mâl-i hülyadır,
Aklı müptela kılan, boş hayaldir, hülyadır.
Melankoli de denir, sürekli yas halidir,
Vuslattan umut kesmiş aşığın zevalidir.
Bense arada kalmış, sanki Araf ehliyim,
Hasretin allamesi, vuslatınsa cehliyim.
Düşle gerçek arası dünyada yaşıyorum,
Onu bir sır misali, gönlümde taşıyorum.
Sükutun pençesinde, boğazım düğüm düğüm,
İçimde derin ukde, çözülemez kördüğüm.
Yine de bu derdimden, asla şikâyet etmem,
Yüreğimde gizlerim, sözle hikâyet etmem.
Aşk mana alemidir, sınırsız, nihayetsiz,
Lügatler sizin olsun, hepsi de kifayetsiz.
Yalnızca seven bilir, ki yaşanan bir haldir,
Dil ile kelam ile anlatması muhaldir.
Notlar:
Aşk Arapça aşaka: sarmaşmak, sarılmak
Aşk Farsça eşg: Şiddetli arzu, gönül vermek
Sevda Arapça: Melankoli, boş kuruntu (mâl-i hülya)
Melankoli (psikoloji): Sürekli yas hali