Sözlerle Muhabbetim -1-
“Gözüm” derken sana var bir sözüm
dediğin anda, bir sevdiğine hitap ettiğin anlaşılır, sadece gözüm dersen kendi
gözünü işaret etmiş olursun bu işaretin bir hayreti muhteva etmez sadece bir
belirtili söz söylemiş olursun. Oysa iki gözüm sana var bir çift sözüm,
dinlersen beni bu anlaşmazlığa buluruz bir çözüm ile aşkla bu yolda sevdiğinle
yürüdüğün ortaya çıkar, bu sözle ortaya sevdiğini çıkaranlara selamlar olsun
benden.
“El” Dediğimiz anda
karşımızda sevdiğimize, ne olursun gel, hatam varsa af et, uzat bana bir el
dediğimiz anda, uzanan el ile sevgi köprülerini aşkla kurarız. El sözü ile yani
uzatılan ve tutulan el ile aşk yuvaları kurulur kuranlara selamlar olsun
benden.
“Sektör” sözlük anlamıyla parça bölüm kesim olurken, sek, herhangi bir sıvı karıştırmadan. “Tör,” eğitim görgü gelenek, eksiksiz mükemmel. Şimdi ayrı ayrı bakalım insan olarak kendimizden bakalım sek yani bölüm ve parçalarımız yerinde tam iken neden, tör dediğimiz eğitim görgü gelenek eksiksiz mükemmel içine nefret kin çıkar ilişkisi katılmadan bir yaşantımız yok acaba? Bunu sadece sektör olarak neden eksik biliyoruz ki? Gerçi neyi tam biliyoruz ki, bunu da tam anlamıyla bilelim ne dersiniz? Ancak ey garson hey saki getir de içelim bunu biliriz ancak!
“Faktör” Bir sonucun meydana
gelmesinde etkili olan unsurlardan her biri iken, ”fak” ta ki anlamıyla kapan
tuzak olduğunu bilmeden nasıl bunun bir faktör olacağını umabiliyoruz ki? Bir
sonuç meydana gelecekse etkili olarak bu ”tör” dediğimiz eğitim görgü gelenek
eksiksiz tam mükemmeli neden bulamıyoruz hayatımızda, yine tam bir anlamıyla
bilirken ayrı ayrı anlamlarını bilmeden tüm fikirleri düşünceleri kendi
fikrimiz yerine başkalarının fikrini uygulayarak etkili bir faktör sonuç
olacağını sanırken, ”fak” kapanlı tuzak olabileceğini neden bilmiyoruz? Neden
hala başkalarının fikrine sabitlenerek kendimizi zincirleyerek zincirliyoruz
acaba?
“Özür”, kabahatini bilmek bunu anlarken karşısındakine bildirmek desem de, bazen “öz” küçülür, ür kalır o da büyür sonra bakarsın bir tür kibir olur, ondan sonra ne halden ne dilden anlar insan her şey bir anda devrilir altında kalkılamaz bir hale gelir ondan sonra istediğin kadar tük ”ür”, kibri büyük olsa da anlayışı küçüktür anlamaz o anlar ki bu ona bir teşekkür ’dür…
“Mutlu” Severken karşılıksız mutlu olan mutlu eden desem de,
mutluluğun sevinci ne kutlu. Mutlulukla sevinci bilmeyen ne bilsin umudu, mutlu
karşılıksız seveninde bitmez hiç umudu. Bilmeyen bilmezse umudu, bilende mi
unutsun umudu? Bilmeyen kurudu mu umutsuz kurur! Bilen bak ararken umuduyla hiç
yoruldu mu?
Mehmet Aluç
Görsel Alıntıdır.