Mevsimin göçünde saklı kuş sesleri belli ki yalnızlığın tebaası ve tabusu bir yıkım addedilse de yalnızlık mihrabın tasfiye ettiği düşleri dünde kalan günsüz bir hüzün gibi ardı arkasına edilirken talan…

Düş iklimi, seyyah sözcüklerin örtüsü belki de reva olmadığından bunca yalnızlığın gök gürültüsünde dağılıp da binlerce rahmet ile eşleştiği.

Basireti bağlanan kalem.

Kelamın iksiri ve aşkın tasviri en çok da geri dönüşü olmayan nice selam…

Mukadderat, deyip de geçmiyorum işte asla kendimden de geçmiyorum üstüne üstük geçimsiz addedilen mizacımla da pek sıkı fıkıyım son zamanlarda.

Kovulduğum köylerin muhtarı olmaya adaylığımı beyan edeceğim en kısa zamanda ve biliyorum da tüm uzak köylerin benim köyüm olduğunu…

Anlı şanlı bayrağına âşık, ülkesine sevdalı bir Türk kızıyım ben ve işte andımı okuyorum üstelik ben ve milyonlar ant içmedik mi?

Gözümüz karadır ey, dünya.

Bıraktığınız yerden toplayın kirlilerinizi ve bizi azımsamayın…

Etim ne budum mu ne?

Ne fark eder yaşım ya da yasım denk düşmüyorsa sizinkilerle?

Pabuç bırakacak değilim değiliz de ve işte top yekûn firar edeceğiz göklere sonra mermiler yağdıracağız başınıza.

Sözcüklerim kanamalı değil.

Başımsa dik ve mizacım da.

Dar koridorlardan haz etmedim hem ben ve işte geniş coğrafyalarda vatan aşkıyla büyüdük bizler ve ülkümüz ve ülkemiz…

Sancılandı mı gün…

Seyyah sözcükler kanatlandı mı ansızın…

Mucizeler nasıl da hâsıl olur üstelik hele ki öykünüz ve şanlı tarihinizle kafa tutarken dış mihraklara ve de içimizde saklı hangi şerefsiz hangi iblisse vatan sevdamıza nifak sokan…

Bir kehanet değil kazandığımız zaferler.

Nasıl da kazan kaldırırız hem hele ki uğursuz baykuş karanlıkta öterken bizler aydınlık yüreklerimizle gecenin dahi karanlığını delerken…

Onca köy varsın kovsun beni kapısından.

Ben aynı inançla ve dirayetle dayanmışken kapısına nicesinin…

Uzaklarda bir köy var madem ve mademki o köy benim köyüm…

Rengimiz ve de.

Rakımı yüksektir de ülkülerimizin ve vatan aşkımızın.

Sancılı değil gün.

Sevecendir iklim.

Aşkın kareköküdür huzura delalet bir yolculuk dünüyle günüyle…

Öykündüğümse şehit düşmüş bir askerdir ya da vatandaş artık kimde canını ülkesine feda eden ve can siper önüne geçmişken bunca düşmanın.

Hali hazırda saklı olsa da huzurumuz.

Hali hazırda bir yerlerde bir şeyler olup da içimizdeki aşkı kıskananlar yok değil üstelik…

Zor olmadığını söylemek mümkün değil ve evet, yaşama şartları ve değişen yaşam standartları.

Hissikablelvuku olsa gerek bir anda içimizde yanıp sönen ışık belki de dörtlerini açmış bir araba ve direksiyonda tüm ülke asla da kırmayacağız direksiyonu elbet kıracağız tabuları şartları zorlayacağız aşkın bekası ve tebaası iken bizlerin özgürlüğe düşkünlüğü.

Bizi bir arada tutan.

Bölmeleri ise imkânsız.

Dağına taşına toprağına sevdalandığımız vatanımız ve can siper her birimizin bir bir dikildiği nerede ise düşman asla da zorlamasın şartları ve asla sınırı aşmasın.

Öykündüğüm sadece huzur.

Öykündüğüm özgürlük asla da bizden çalınmamak üzere.

Öykündüğüm barış ve bir arada olmanın dirayeti ile tüm zorlukları aşmanın asla zor olmadığı.

Nice savaştan çıktı bu ülke.

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ve her birimiz el ele verip de baştan yazdık Türkiye Cumhuriyetinin destanını.

Öncesinde de zaferler ve nidalar eşliğinde tüm dünyaya gücümüzü ispatlamışken.

Değişen pek çok şey olabilir.

Pek çok anlamda vatan zorluklardan zor aşamalardan geçebilir.

Sınandığımıza vakıf olalım yeter ki ve bilinçli olalım ve asla da paye vermeyelim nifak sokanlara.

Ülkenin ve birlik beraberliğinin ötesinde hiçbir ideoloji tanımıyorum tanımlı tanımsız düşmanlara da fırsat verecek değiliz.

Bizim bir ülkemiz var toprağı şehit kanı ile sulanmış.

Bizim bir öykümüz var ve şanlı bir tarihimiz.

Bizler öyle bir nesiliz ki ve bizden önce gelenler ve bizden sonra ki bayrağı teslim edeceğimiz…

Her halükarda sorunlarla iç içe yaşarken bizler ve çoğumuz geçim kaygısında ve çocuklarımız yarının bekçileri ve kim olursak olalı ya da hangi siyasi görüşe sahip asla fark etmeyecektir bizi bir arada tutan ilkelerimiz ve ülkümüz ve ülkemiz…

Tırnağımızla kazıyarak geldik bu günlere.

Yoklukla sınandı atalarımız, dedelerimiz.

Ve geleceğimizi inşa etmek adına bir arada olmak zorundayız ve tüm gençlere örnek teşkil etmesi gereken vatan sevdalılarız bizler.

Adımız Türk.

Aşkımız Türkiye.

Yarınımızda Rabbimize ve çocuklarımıza emanet.

Öncemiz ve andaki mevcudiyetimiz ve geleceğin Türkiye’si tütense yüreklerin buharıdır yüreklerimiz vatan aşkı ile çarparken ve ayak sesimiz en uzaktan dahi duyulurken…

Yaşasın aşkımız Türkiye…

Doğup büyüdüğüm/üz vatanımız.

Bizi doyuran koruyan ve sığınağımız ve mahremimiz ve mabedimiz.

Her halükarda aşılması gereken zorluklar var ama öncesinde aşılması gereken engeller var ve işte şarkımız çalıyor…


( Aşkımız Türkiye... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 4.01.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu