Kilitle ön yargılarını olmadı…
Kıtla dünde biteviye semiren
acılarını
İhtimamla severken ben seni
Ziyan olan ömredir hicabım.
Bazen maviden tenim
Bazen unutulmuşluğuma sitemim
Öyle ki;
Uydurulmuş masalların düş yakasında
saklı
Bir sırrın da müdavimi
Makul olan elbet çekip gitmek
Bu yalnızlığın adresinde bazen bir
başkaldırı
Bazen boynu kırık menekşelerden derlediğim
bu aşkı
Fıtratıma dökmekle de kalıbını
içimdeki dağın
Ah, menşei bu sevginin
Zar tutan iblise ettiğim sitemim
Melekler kadar masum kalabilmenin de
ötesinde
Zifiri karanlığı
Delebilen gözlerim
Bazen yeşilden notalar
Bazen yosun tutmuş günahlar
Bazense…
Benzemediğim kadar kimselere
Gıyabında duygularımın
Gıybet düşkünü zalime ettiğim nazire
Göğün de neferi
Bir koşu gidip geldiğim.
Aşkın körfezinde saklı bir matem
Mahremimi içime soktuğum mabedin
Kırık duvarlarından sızan ışık
Elbet zaferidir inancımın
Katıksız seni sevdiğim
Göğün da en ulu rakımı olmalı
Aşkın İlahi tutanağı
Bazen boykot ettiğim hayat
Bazen ala bora edilen yanık fıtrat
Bazense köründe gecenin
Közünde bu özlemin
Köhne düşlerse martavallar sunarken
Kordan hecelerle şiirler derlediğim
Dara düştüğüm ne ki?
Öncemde saklı ne çok hikâye
Öykündüğüm sadece huzura dönük yüzü
Bunca matemi içime sığdırmanın meali
Körü körüne sevmedim hem ben seni
Zanlar uçuşan
Bazen zamlı tarifesi ömrün
Kardığım kadar kandığım
Kördüğüm olsa da içimde saklı o
yokluk
Kanaviçeleri dizdiğim
Matemin varsa yoksa gizemi
İçime en derine çektiğim nefesi
Son kez verip de…
Diyemem asla diyemem
Dirhemine razıyım ben bu imkânsız
sevginin
Derlediğim nice dua içimden firar
eden
Bir rüzgârın tepesine binip de adımladığım
Koca kâinatın kaldı mı sahi
gezinmedik tek yeri?
Öyle ya, tutuşan alevler
Titreyen ellerimle deldiğim zifiri
karanlığın
Her milimi boykot ettiğim bu
karabasanın da olmaz mı
Külfeti?
Bozguna uğradığımın ertesi
Bozduğum yeminlerime ettiğim tövbeyi
Kabul etsin Rabbim yeter ki.
Azade gülüşler
Arsız ve soytarı izlekler
Kancasına takılı bir gecenin
Metruk hanelerine eşlik eden
Cesaretimle
Arşı alaya çıkar da çıkar neşesi
yüreğimin
Gel-gitlerinde saklı sarkaç
Bir tebessüm ehlidir şiirdeki yutak
Melankolik değildir hatıralarım
Çocuk aklımla gezindiğim tek tek her
yürek
İhlaslı duruşu mizacımın
İfa ettiğimden fazlası
İtiraz hakkımı ise saklı tuttum
tutalı
Mühürlü kalbimi
Sarkıttığım o dağın yamacı
Ne de olsa dağımdın dağlanan
Ağladığım kadar huzura düşkün bir
özlem
Kimi zaman yaftalar yağan
Göğün de sismik çağrısı
Her şimşek çaktığında dize gelen kâfirlerin
sesi
Edası belli ki ömrün
Çağırdığım meleklerle iştigal
Bazen recim edildiğim
Bazen bir resimde saklı suretim
Sandığımda saklı ne çok anı
Sanmadıklarımı ise evrene saçtım bir
bir
Koyudan bir hare
Siyahtan o devasa ters lale
Kökümle ait olduğum kâinatı
Sorup soruşturan bunca kâfiri
Sadece Rabbime havale ettim
Ertesinde varsın göçüp gideyim
Yıkık ömre sunduğum taziyenin…