2 Eylül 2013
Emniyet Müdür Yardımcısı Odası
Şube Müdürleri Emniyet Müdür
Yardımcısının odasına girdiklerinde şaşırmadılar. Bu gün Bölge Başkanlığıyla
yapılan rutin bilgilendirme toplantısı günüydü. Ve Bölge başkanının adamı Ayhan
Taştekin her zaman olduğu gibi elinde dosyayla odadaydı. Müdür Yardımcısı Şube
Müdürlerine koltukları işaret etti.
-Arkadaşlar Beyefendiyi tanıyorsunuz Bölge
başkanlığından Ayhan Taştekin. Bölge Başkanlığı ve Emniyet Müdürlüğümüz
arasında her ay yapılan rutin bilgilendirme toplantısı için geldi. Buyurun
Ayhan Bey sizi dinliyoruz.
Odaya
giren şube müdürlerini tanıyan Küçük Ağa’nın dikkatini daha önce görmediği biri
çekti.
-Müdürüm arkadaş hangi şubeden?
-Komiser Abdullah Karasakal şu anda Asayiş’te
çalışıyor Ayhan Bey. Bahsedeceğiniz konuları bilmesi gerekenlerden birisi.
-Siz uygun gördüyseniz tamam Müdürüm.
Ayhan
Taştekin nam-ı diğer Küçük Ağa oturduğu koltuğu hafif sağa doğru döndürdü.
-Arkadaşlar bildiğiniz üzere bu toplantıları
rutin olarak ayda bir kez gerektiğinde daha sık yapıyoruz. Önünüzdeki
dosyalarda bir ay içinde bize ulaşan bilgiler mevcut. Arkadaşlar yanlış
anlamayın ama bu toplantılar beni sıkmaya başladı. Bizim ilettiğimiz bilgileri
değerlendirmeye almadığınızı düşünmeye başladım.
İstihbarat Şube Müdürü Engin
Altay Küçük Ağa’nın lafını böldü.
-Ben de sizin gibi düşünüyorum Ayhan Bey.
Bizim kendi istihbaratımız var. Sokakları kontrol eden binlerce polis ve bizim
için bilgi toplayan yüzlerce muhbirimiz varken üstüne üstlük sizde olan bütün
bilginin bizde de mevcut olduğunu düşünürsek… bu toplantılar gerçekten gereksiz
bir hal aldı.
-Müdür arkadaşım madem bizdeki bilgi sizde de
var o zaman niçin pasif kaldığınızı öğrenebilir miyim?
-Neye ne zaman müdahale edeceğimizi sizden mi
öğreneceğiz Ayhan Bey?
-Evet Müdürüm! Çünkü bilgi toplamak bizim
değerlendirmek sizin işiniz.
-Madem öyle topladığınız bilgiyi siz
değerlendirin Ayhan Bey. Biz değerlendirmiyoruz.
Ortam gerilmeye başlamıştı.
Müdür Yardımcısı müdahale etti.
-Beyler beyler lütfen sakin. Ortamı bu kadar
germeye gerek yok. Lütfen.
-Sayın Müdürüm tamam sakin olalım da. Geçen ay
bu ekiple aynı toplantıyı yaptık. Arkadaşlara rica ediyorum lütfen hazırlamak
için enerji ve emek harcanan dosyayı dikkatli incelesinler.
-Yeri ve zamanı olmayabilir ama Ayhan Bey bir
soru sorabilir miyim?
-Evet Abdullah Bey Buyurun.
-Hazırlamak için emek ve enerji harcadığınızı
söylediğiniz bu dosyanın kaç ay önce hazırlandığını öğrenebilir miyim?
Küçük Ağa gülümsedi.
-Demek fark ettiniz.
-Fark etmemek mümkün değil Ayhan Bey dosyanın
baş sayfasında bizzat belirtmişsiniz.
-Tebrik ederim Abdullah Bey. Üç aydır aynı
dosyayı bu masaya getiriyorum sizden başka kimse fark etmedi.
Küçük Ağa şube müdürlerini tek
tek süzdü.
-Toplantılara katılan şube müdürleriniz bana
kızdılar, anlatmaya çalıştığım şu sayın Müdürüm; Emniyet ve İstihbarat arasındaki
bu geçimsizliği sonlandırmamızın zamanı gelmedi mi? Aramızdaki bu geçimsizlik
ve koordinasyonsuzluk kimlere nasıl zarar veriyor düşünmek lazım.
-Ayhan Bey hem odadaki şube müdürleriyle dalga
geçiyorsunuz hem de aramızdaki geçimsizliği bitirelim diyorsunuz. Bu size hiç
yakışmadı bunu bilin.
-Haklısınız
müdürüm. Üç ay önce aldığımız bir uyuşturucu ve silah sevkiyatını sizlere
bildirmemize rağmen müdahale edilmedi. Gümrük kapısından geçen tırların
plakalarına kadar bütün bilgilerini size ilettik. Tırlar İstanbul’a gelinceye
kadar müdahale etmediniz. Köprü çıkışında tırlar kayboldu. Bahsettiğim silah ve
uyuşturucular şu anda sokaklarda, okul önlerinde satılmaya başlandı. Üç gün
önce bir polisi öldüren kurşun belki bu silahlardan birinden ateşlendi. Bu size
yakıştı mı? Kanunun bize verdiği görev bilgi toplamak ve ilgili kurumlara
iletmek. Sebebini bilmiyorum ama bize olan kızgınlığınız yüzünden insanların
zarar görmelerine vicdanım razı gelmiyor.
-Bizi fişlemek rahatsız etmiyor ama Ayhan Bey.
-Fişlemek eski zamanların uygulaması Müdür
Bey. Bilgi notlarından bahsediyorsanız eğer Başbakanlık emriyle yapılan rutin
bir çalışma. Arşivimizde tüm devlet görevlilerine ait bilgi notları vardır.
Kimlerle görüştüğünüze dikkat etmiyorsunuz. Bizim hazırladığımız bilgi notları
zorunuza gidiyor. İnsanları uğrunda tehlikeye attığınız bilgi notlarının resmi
hiçbir geçerliliği yoktur. Bize kızgınlığınız bu yüzden mi?
-Tam kızgınlık değil Ayhan Bey kırgınlık demek
daha doğru bir ifade olur.
-Anladım müdürüm. Görevimizi yaptığımız için
bize kırılacaksanız siz bilirsiniz. Üç aydır sizlere ilettiğimiz bilgileri
dikkate almadığınıza ve gereğini yapmadığınıza göre toplantıya devam etmenin
lüzumu kalmadı bana göre.
-Haklısınız Ayhan Bey. Toplantıya devam
etmenin gereği yok. Bundan sonrası zaman kaybı. Arkadaşlar müsaade eder
misiniz? Benim Ayhan Bey’le görüşeceklerim var.
Şube
Müdürleri selam vererek odadan çıktılar.
-Ayhan Bey Emniyet camiası olarak Bölge
Başkanlığının ne yapmaya çalıştığını anlamakta zorlanıyoruz. Uzun bir süredir
polis arkadaşlarımızı takibe aldığınıza dair duyumlarımız var. Neler oluyor?
-Bazı polisler takibe aldığımız doğru Sayın
Müdürüm. Sebebini bana sormayın. Takip ettiğimiz arkadaşlar bunun sebebini
kendilerinde arasınlar bir zahmet. İzleme Bölge Başkan’ının şahsi insiyatifiyle
yapılan bir uygulama değil. Müsteşarlıktan gelen bir talimat. Kabul edeceğiniz
gibi Müsteşardan gelen talimat Başbakandan gelen talimat demektir bizim için.
Başbakanlık talimatıyla bazı polislerin takip edildikleri doğru. Asıl ben size sormak istiyorum Müdürüm. Neler
oluyor?
-Farklı bir şey yok Ayhan Bey. Şubeler rutin
çalışmalarına devam ediyorlar.
-Bunu yaparken bizden gelen bilgileri
değerlendirmedikleri gibi bazı ortak operasyonlara özellikle destek verilmedi.
Mesela Üç ay önceki silah sevkiyatına gerekli desteği vermediler. Biz garaja
operasyon yapmaya gittiğimizde bizi bekleyenler vardı. Emniyetteki gibi
ekibimiz olsa inanın bizzat ben operasyon yapmayı bile düşünüyorum. Maalesef bu
tip operasyonlar için yeterli ekip yok elimizde. İki ay önce buna benzer
olaylar oldu. İstanbul’da Parti ve Örgüt destekli bir mafya oluşturulmaya
çalışıldığını biliyoruz. Bu oluşum tehlikeli. Çünkü belirli bir liderleri yok.
Kimi izleyeceğimizi tam olarak bilemiyoruz. Eski Mafya yapılanmalarını
bilirsiniz, Çoğu kabadayılık geleneğinden geldikleri için Devlet aleyhine
olacak faaliyetlere girişmezlerdi. Bunların gelenekleri yok müdürüm. Gözlerine
kimi kestirirlerse acımadan çöküyorlar. Örgüt mafyasıyla ilgili ilettiğimiz
bilgiler dikkate alınmadı. Gezicilerden önce ve sonra pek çok bilgi
paylaşımında bulunduk. Hiçbiri dikkate alınmadı. Gereği yapılmadı. Adliyeden
destek alamıyoruz. Teknik takip isteklerimiz reddediliyor. Sanki Bölge
Başkanlığı tasfiye edilmek isteniyormuş algısı tüm arkadaşlarda oluştu. Bir ay
önce Emniyetçi arkadaşlar Bölge başkanlığını Ankara’ ya şikâyet ettiler. Bizi
şikâyet eden Emniyetçilerin Bölge Başkanlığı personelini takip ettiklerini
tespit ettik. Gayri resmi olarak bakanlığa bunu sorduğumuzda “ Bakanlığın Bölge
Başkanlığı personelinin takip edilmesiyle ilgili bir talimatı olmadığı
bilgisine ulaştık. Tüm olumsuzluklara rağmen biz görevimize devam ettik. Bu
inatlaşma Devlet işlerinde zafiyete sebep oluyor. Arkadaşlar niçin takip
edildiklerini Ankara’ya sormak yerine bize düşman oluyorlar anlamıyorum.
Başkanlıktaki listedeki şüpheli isimlerle temas halindeki Emniyetçi arkadaşlar
var. Her şeye rağmen bizim düsturumuz Devlette Küslük Olmaz.
Müdür
yardımcısının ilgisizliğini fark eden Küçük Ağa’nın morali bozuldu, yüzü asıldı,
müsaade istedi.
-Bana müsaade Müdür Bey.
Emniyet Binası önü
Küçük
Ağa arabasına binmek için ilerlerken Komiser Abdullah Karasakal yaklaştı.
-Ayhan Bey. Aracınız yoksa sizi bırakayım.
-Teşekkürler Komiserim. Aracım var İkinci
sokakta aracınıza geçerim. Dikkat çekmenin gereği yok.
-Kimseden çekincem yok Ayhan Bey. Yine de siz
bilirsiniz.
Küçük Ağa iki sokak ileride Abdullah
Karasakal’ın arabasına geçti.
-Durum söylediğinden daha vahim Küçük Ağa.
Adamlar sana kızgınlıklarından İstanbul’u ateşe versen umursamayacaklar. Ne
olmuş bunlara böyle?
-Kızıyorlar Abdullah çünkü iki yıldır onları
takip ediyorum. Bir emniyetçiye, devlet memuruna hele hele bir dindara asla
yakışmayacak işlerin içindeler. Tüm yerli ve yabancı bağlantıların çözdüm
sayılır. Kızgınlar çünkü Vatanı, Devleti nasıl sattıklarını çözmek üzereyim.
Kızgınlar çünkü alet oldukları ihanetin karşılığı ölüm ve ben bu hediyeyi seve
seve onlara vereceğim. Bende ki diğer dosyayı sana vereceğim Abdullah. Dudak
uçuklatacak ilişkiler yumağından bahsediyorum. İnşallah yaptıklarının farkında
değillerdir. Bilerek yapıyorlarsa çok kötü. Devletin gizli hiçbir sırrı
kalmamış.
-Bu konuda sana elimden gelen her türlü
yardımı yapacağım Küçük Ağa.
-Yapacağın en büyük yardım Savcı Aytekin’i
söyleyeceğim yere getirmek olacak Abdullah. Dosyayı inceleyince emeğimiz zayi
olmayacaktır. Adliye’yi o Emniyeti sen çözersin gerisini ben hallederim.
Kargaları ortadan kaldırmazsak bizde göz kalmayacak Abdullah. Her yerin, her
telefonun dinlenebileceğini unutma.
3 Eylül 2013
Bölge Başkanlığı-Bölge Başkanı odası
Küçük Ağa kapıyı tıklatıp
odaya girdi. Bölge Başkanının elini sıktı. İşaret üzerine koltuğa oturdu.
-Nasılsınız Ayhan Bey. Dünkü bilgilendirme
toplantısı nasıl geçti? Emniyette bir tavır değişikliği var mı?
-Hayır Başkanım. Eski tas eski hamam.
Rütbelileri takip ettiğimiz için kızmışlar. Bu yüzden aktardığımız istihbaratı
değerlendirmeye almıyorlar. Müdür Yardımcısı bu konuda ısrarcı değil. Üç ay
önce işleme almadıkları silah sevkiyatından bahsettim ciddiye bile almadılar.
Sizin bilginiz vardır. Emniyetçiler Kriptoluları dinliyor olabilirler mi?
-Böyle bir ihtimali dedikodu olarak bile dile
getirmeyin Ayhan Bey. Böyle bir şeyin mümkün olmadığını sende biliyorsun.
Nereden çıktı bu?
-Altıncı his Başkanım. Üç yıl önceki
Berelilere yapılan eylemlerden bu yana kafamı kurcalıyor. Toplantıda Şube
Müdürlerinden birisi bizdeki istihbaratın kendilerinde de olduğunu söyledi.
Emniyetin bizim muhbirlerimizi bilmesi imkânsız. Eğer duyduğum gerçekse bizi
dinliyor olabilirler. Dinleme yapmak için büyük teçhizat aldılar. Büyük çapta
dinleme yaptıkları bildiğimiz bir konu. Emniyet İstihbarat Şubesini çok
kuvvetlendirdiler. Ortada pek çok dedikodu dolaşıyor.
-Devletin kolluk kuvvetlerinden bahsediyoruz
Ayhan Bey. Suçu önlemek için dinleme yapmaları doğal değil mi?
-Elbette doğal başkanım. Bana gelen duyumlara
göre bizde olmayan teknik dinleme teçhizatı kullandıklarından bahsediliyor.
İstedikleri herkesi dinleyebilecekleri cihazlar. Şüphelenmemi gerektiren gizli
bilgiler var elimde.
-Bu bilgilerin neler olduğunu söyleyecek misin
Ayhan Bey?
-Bendeki bilgilerin tamamını Müsteşara ilettim
Başkanım. Müsteşarla konuşursanız beni teyit edecektir. Müsteşarın emri olmadan
bilgi paylaşımında bulunamam.
-Bunu daha sonra konuşacağız Küçük Ağa.
Önümüzdeki hafta Ankara’ya gideceğim. Müsteşarlık’ta toplantıya katılacağım.
Görevden alınmanı isteyeceğim. Ya sen ya ben. Devlette iki başlık olmaz. İstihbarat
’ta çift başlılığın sonu felakettir. Benden habersiz işler çeviriyorsun. Her ne
yapıyorsan Müsteşar’ın talimatıyla yaptığını bildiğim için bu güne kadar sessiz
kaldım. Başkanlıktaki arkadaşları pasifize ederek ekibinle neler yaptığını
kimse bilmiyor. Senin hakkında o kadar çok suiistimal duyumları alıyorum ki
bunları Müsteşar’a iletmek farz oldu artık.
-Her şeye tamam ama suiistimali asla kabul
etmem Sayın Başkan. 32 yıldır teşkilattayım. Kimse beni suiistimal ile
suçlayamaz. Yaptığım işlere ve oluşturduğum ekibe gelince sizin de bildiğiniz
gibi Müsteşarın bilgisi ve onayıyla yapılan şeyler. Müsteşarın izni ve onayıyla
yaptığım işte en ufak bir sızıntıyı bile tolere edecek durumda değilim. Bölge
Başkanlığındaki arkadaşların kasıtlı bilgi sızdıracağını düşünmedim. Ama iyi
niyetli sızıntı bile telafi edilemeyecek zararlara yol açabilir.
-Hepimiz Devlet işi yapıyoruz! Çalışmaların
yüzünden zor durumda kalıyorum. Dünkü toplantıdan sonra Vali Yardımcısı aradı.
Emniyetçileri niçin takip ettiğimizi öğrenmek istiyor. Bilgi istiyor. Şube
Müdürlerini, Emniyet Amirlerini niye takip ettiriyorsun?
-İzlemek bizim işimiz Sayın Başkan.
İzlediğimiz Emniyetçilerin bağış topladıklarını haber aldım. Polis Vakfı’na
makbuzla bağış toplamıyorlar. Sayın Başkan. Emniyetçilerin gazete, dergi
temsilcileri gibi abone kaydetmeleri bana ilginç geldi. Bağış yapmayı reddeden
abonelik yaptırmayanların tehdit edildiği bilgileri bana ulaştı. Yaptığım
araştırma sonucunda Emniyetteki bazı kişilerin farklı bağlantılarına ulaştım.
Tüm atamalar, görevlendirmeler bu adamlardan çıkıyor. Bu adamlar atama yetkili
kişiler değil. Vali Yardımcısının bundan haberi var mı acaba? Kafalarına göre
operasyon emri veriyorlar. Bunun gibi mevzuata aykırı pek çok şey var.
Aklınızda bulunsun Emniyet Bölge Başkanlığındaki arkadaşlarımızı -Buna sizde dâhilsiniz-
takip ettiriyor. Takip emrini kimden aldılar, mahkeme kararı var mı bilmiyorum.
Bölge Başkanlığını dinliyor olabilirler. Vali Yardımcısının bundan haberi olsa
iyi olur. Benim bildiğim Emniyette büyük bir huzursuzluk var. Herkesin Hizmet
diye bildiği gurupla siyasi ve dini fikirleri farklı Emniyetçiler arasında
huzursuzluk var. Çalışmalarının engellendiğini söyleyen pek çok emniyetçiyle
görüştüm. Bana gelen ihbar mektuplarını mailinize gönderirim. Bana ulaşan bilgi
ve belgeler yüzünden Müsteşar’ın izniyle takiplere başladım. Görevi tamamlamama
az bir zaman kaldı. Sonrası Ya emeklilik veya Karacaahmet. İsterseniz bunları
Müsteşarla konuştuktan sonra yapacağımız toplantıda derinlemesine irdeleyelim.
-Emniyetçilere kızıyorsun ama senin de bağış
topladığın bilgisi bana ulaştı. Buna ne diyeceksin?
-Sayın Başkan üç yıldır çok girift bir
operasyonun tam ortasındayım. Bu operasyon bildiğimiz operasyonlardan farklı
çünkü başından itibaren her aşaması planlanmadı. Olayların gelişimine göre yeni
planlama yapmak zorunda kaldım.
Birbiriyle bağlantılı ve Devlet’in bekasıyla alakalı bir çalışmadan
bahsediyorum. Bu operasyon için gerekli finansmanı resmi ödeneklerden
karşılamam mümkün değil. Bu yüzden bazı tanıdıklarımdan yardım ve finansal
destek aldığım doğru. Ölmeden veya öldürülmeden bu işin içinden çıkabilirsem
bana hak vereceksiniz. Şu anda sizden ricam lütfen beni ve ekip arkadaşlarımı
baskılamayın.
-Pekâlâ, . Kısa bir süre daha sana müsaade
edeceğim. Müsteşar’la konuştuktan sonra bana bir açıklama borçlusun unutma.
Gidebilirsin.