Yalnızlığın seremonisi şiirler:
Aşılası kıtalar
Aşka namzet hoyrat rüzgâr
Ve işte mevsimin mealine düştü yolum
Akabinde sırça köşküm yağmalandı
demek ki
Şiirin esaretinde binlerce dizeyi
sermeliydim
Zemine ayağımın altından kaysa da
içimden geçenler.
Şifahen teselli buldum
Yalnızlıkla tecelli eden şiirden
Nameler ördüm
Ve gün yüzlü mizacında ömrün
Kavislerde saklı tuttum mevsimi
Bense köpüren dalgasıydım sevginin.
Aşkın yüzü suyu hürmetine demlendim
olmadığı kadar
Sevdalandığımdı sözcükler:
Kâh hüznü depreşen şair
Kâh mutu saklı içindeki seyirde.
Sürrealist idi kimi zaman imgeler.
Pınarın başında tutulası nöbet
Öyle ki kıyama duruyordum sessiz,
Sazsız ve sözsüz ve işte başımı
okşayan kutsal sevda.
Sezilerim sızlayan.
İlahi Aşk sırtımı sıvazlayan.
O esinti, sessizliğin gövdesi
Israrlı yalnızlık her halükarda göğe
kamp kuran
Boyutların nizamı
Sevginin sarsılmazlığı
Güne damga vuran bir aşk
Kanatlarında efkârın şafağa uzanan
bir dilek
Olmazın oluru şiir
Vadesi dolana kadar şair
Nemalandığı duygular ve ömür
Kardığından fazlası
Küsülesi gece
Gün yüzlü düşlerin tarhında her hece…
Siması tanıdık yabancının
Yerleşik bir aşka kanat açan
Uhrevi manalar tasdikler de tasdikler
Yüreğe namzet içten bir gülüş
aralıksız kucaklar
Hatmettiğimiz ne ki derdi veren
dermanı yine O’nda saklı
Sağanağın gölgesine sığınan bir çiy
tanesi
Şekli şemaili olmayan duyguların her
zerresi
Göğe konan bulut kadar
Yürekte saklı ufuk
Nutku tutulmuşken şairin önceki
hayatında
Şiir olur her an ve derler
Darmadağınık olsa ne ki benliği?
Kapışan rüzgâr ve şiir
Sarmalar yaraları
Yamalı zemin
Yarenlik eden Mümin.
Bir komplimansa ömür
Kozasında saklı son kozu evrenin
Çatlayana kadar o kabuk
Sabra delalet her gün her an
Sondan başa sayar da sayar usulca
İçinde yerleşik devasa dünya
Sevdiği kadar yağar rahmet
Tokalaştığı aslında içinde saklı bir
hayal bir umut
Demlendikçe günbegün
Dara düşse ne ki Rabbi sahip çıktıkça
kuluna
Yağmalanan dünyevi isteklerden arda
kalan
O huzur ki;
Sevecen yüreği ile iştigal son
nefesini verene kadar…