Mahzun mu gülüşün bir o kadar da
mazlum iken yüreğin.
Lakin sevginin kırıntılarından dahi
örebildiğim bir dünya özlemi benimki ve sessizliğin sesinde saklı iken sevginin
demi…
Derlediğim bir şiirden ötesi var mı?
Dertlendiğim gecenin dahi
Aydınlık yüzünde saklıyım
Aş erdiğim bir şiirin peşine
Yoksa gece mi benim peşimde?
Peşrevi sözcüklerin
Tufan bildiğim sessizliğin
Dilberi…
Ah, dilbaz yüreğim matemle örüldüğüm
Görgülü tanığıyım hüzün denen
merhemin
Uyruğu yoktur hem kalemimin
Uğruna inandığım ilham perimle
hasbıhal ettiğim
Ah, bir de içimde saklı iken
Gecenin tok sesi.
Vuruldum bir kere yüreğimden
Bir izdiham ki dünde kalan
Güne uyarladığım bir hikâye gibi
Arzı endam eder sevgim
Matemin böğründe saklı meltem
Geceyi süpüren sözcükler
Ne süklüm püklüm
Ne de sıradan kimliğim
Sıra dışı mizacımla en çok da ben
sevebilirken.
Canlı cansız neyse
Kimliği de olmayan eşyalardan tutun,
Tutun elimden dercesine
Bir kitaba bile âşık olabilirim
En sevdiğim yazgım
Bir adım sonrası aşkla koştuğum
Mevla’m
Üstelik O her daim benle yaşayan
yaşatan
Sessizce s/üzülen şiirlerim
Dalkavuğu imgelerin
Elbet sevgidir meşrebim
Umudun sökün ettiği
İman gücümden de doğan
Gülücüklerim ve coşkum
Hazzı hayatın
Hüznümü dahi sevebildiğim
Bir furya ise mevsimin savurganlığı
Ne olmuş yani çiçeklere düşkünsem?
Ve göğe merdivenle çıktığım
Günde kaç öğünse damlayan yaşım
Elbet maneviyatın izinde ansızın da
gülebildiğim
Yaşımı silen Rabbimin nezdinde
Sevecen bir iklimdir derlediğim
içimde
Dışıma da vuran neşem ve hüznüme
sadık bir merhale
Göğün kuşağını belime sardığım
Dik başlı ve saf yüreğimle
Damıttığım dünyanın kirinden öte
Temiz bir yürektir beni ayakta tutan
Elbet hükmü veren sadece Yaratan
Yoksa böylesine coşkuyla yazmak ve
sevmek ne mümkün?