Renkleri tutanaklara geçirdim: hüzün
ikliminde saklı bir vaveyla olma koşuluyla rest çektim dünüme.
Günüme bakma asla yüzüme de
Sevecen sesim titrerken bir ihanet
miydi yoksa
Suskunluğum…
Ben göçebe iklimlerin göçmen
çocuğuyum
Bakma asla yaşıma
Kanma yüreğimdeki dalkavuğa
Bir hüzün ektim bir aşk b/içtim bir
ömür…
Yollardan geçtim:
Nasıl da nasıl da vakurdu iklim
Yüreğimin menteşeleri söküldü
Ben sevmelere meylettim gücüm
yettiğince
Her gücüme gittiğinde hırpalanan
benliğim
Her gücüm tükendiğinde
Güç idi ezelden ebediyete sarkan
Yüreğimin penceresinde saklı
İçimde saklı semazen kanatlarım
Ah, sarıldığım Rahman aşkla hükmeden
aşka safi aşka
Gönül pınarımda yüzdü kâğıttan
kayıklar
Bir alfabeydi yaşamak
Bense henüz ulaşmadım son harfe
Yüzümde gülücükler var solmayan
İçimdeki cennet bahçesi
Arkamı dayadığım Mevla’m var
İçin için ç/ağladığıma şahit ve dair
Dar koridorları sevmedim asla
Sevemedim de yalancı insanlara
Asla olmadı yalanım
Asla olmadım yalakası insanların ki
Dinden imandan çıkmış kimse kimliğimi
Saklı tuttum tutmalıydım da ve
tutacağım
Bazen dilimi tuttuğum
Bazen kuytularda unutulduğum
Bazense kuruduğum
Ve işte bir çiçek olmanın verdiği
rahmetle haşmetle
Nemli yüreğimden sarkan bir demir
parmaklık
Üstüme kapanan o kapı
Hüzün hırkam mı?
Hala yaşayabiliyorum madem
Matem ırkında saklandığım da değil
yalan
Ve bir kor madenidir içim
İçtiğim sözcükler
Seviştiğim imgeler
Çaputlar bağladığım değil dünde kalan
Çaylak bir şairim ben
Bir o kadar çatlak
Her atak geçirdiğimde
Sığındığım Rabbim ve kalemim
Atarı mı dünün?
Kantarı mı yorgun iklimin?
Kat ettiğim yollar ve basamaklar
Saklandığım bir dehlizden arda kalan
hüzün:
Mevkiim öğrenci
Belki de modern çağın dervişiyim
Zikrimde takılı fikrim
Gözbebeklerinde saklandığım iklimin
İman gücümle şerh düştüğüm her gün
her gece
Savrulduğum köşe bucak değil asla
yakındığım
Baş veren bir filizle yakınlaştığım.
Aşkla yaşadığıma kanıttır şu
yazdıklarım
Kayrasında kalsam ne ki yalnızlığın?
İlla ki tapındığım Yaratan’ın
Aralıksız gözettiği bir çomarım belki
Çemkiren iblise isyanım
Saf tuttuğum masum yanım
Yarıladığım yolda saklıdır varlığım
Kanıksadığım kadar yoksunluğu
Kanadığıma delalet şiirlerin
dokunduğu
Bir heceden çıkıp da yola
Vardım ya sonunda bitimsiz huzura
Üstelik ölüm öncesi duvağında
saklıyım rahmetin
Bir perçemden ibaretse adeta yürek
sesim
Salkım saçak duygulardan kalan
ardımda
Yazacağım daha ne çok şiir vardır hem
Yakınlaştığım kadar ulu Rabbime
Korunaklıdır dünyam
Kolaçan ettiğim önüm arkam
Solduğum ne ki soluduğum bu sonsuz
aşkın yanında…