Fildişidir benim yalnızlığım
İnce parmaklarıma konan notalar gibi
Elimi gezinirken fildişi tuşlarında
piyanomun
Asla da ben bir piyon değilim,
Her ne kadar Pinokya gibi uzasa da
burnun
Ben en çok senin yalanlarını sevdim
Katıksız azığa aldığım hayallerim
Zemherilerse sızdığım bir gecenin
Küfesinde saklıdır benim külyutmaz
yetilerim
Nasıl ki en büyük sermayem beynim
Varsın duygularımdan öreyim ben
şiirlerimi
Saçlarımdaki dalgalar ne ki?
Yürek d/ağlandığı ve dalgalandığı
kadar…
Lacivertten badanası gecenin,
Şehir ışıklarına konduğumsa albenisi
hüsranın
İzafi hayatlarda konuşlu bir zamirim
ben
Öyküm ve öykündüğüm ve ölü öfkem ve
ölü nefsim
Akla zarar bir hayalim ben
Belki de mutlak bir yenilgi nazarında
insanların
Sevdiğim ve yazdığım kadar mı beyhude
yolcusuyum
Dünde kalan güruhların ve günahların
Baltalanan özlemim ve hayallerim
Düş çukurunda saklı bir gerçeğim ben.
Kalp gözüm ve kaybolduğum minval
Tutuklusu olduğum hakkaniyet ve
gördüğüm zarar kadar
Kavisli yollarında aklımın
Gri hücrelerime verdiğim emir ne ki?
Ölümüne çabaladığım hayat denen
körfezde.
Ne sığım ne s/ağır
Ağırdan aldığım bir yolculuktur kader
Kederimi dahi sevebildiğim
Hüznüme astığım ışıklar ve duygularım
lehimli
Hem mazbut bir rüzgârım ben
Hem de asi/l yürekli bir gafil
Şerh düştüğüm gün ve gece
Gözümden düşen yaşların da haddi
hesabı yok.
Artık yıldır gecem
Arz ettiğim güncem
Mahşeri kalabalığı ise görmedim
Huzura binaen sadık olduğum
Rabbim ve iç sesim
Bazen tazyikli gölgelerin sökün
ettiği kıblem
Hasbelkader yaşar ve severken
Bir ihmal ki yürekten men edilen o
rüzgâr
Alışkın olsam da zulme
Hala akıl sır erdiremedim olan bitene
Bir rasathane ise yürek
Temkinliyim artık severken
Bir girizgâh ise şiir
Nabzını tuttuğum hem duygularım hem
sevdalı şehir
Gecesini gündüzüne katmış uhrevi
duyumların
Nezdinde silik olmadığım kadar
söndüğüm doğrudur
Lakin feri sönmez hayallerimin ve
umudun
Uğruna gemiler yaktığım tabularım
Arzı endam eden karanlık ve hüsran
Baş koyduğum bu yoldan da dönüş yok
artık…