‘’Henüz bilmiyordum

Seninle mutsuzluğun da

Büyük bir mutluluk olduğunu…’’(Alıntı)

 

 

 

Söyleyeceklerim var, dedi gece

Huzuruna çıktığımda günü torbaya koyduğumun ertesi

Mıh gibi kaldım olduğum yerde.

Günü az evvel kovmuştum kapıdan

Bilmedi de gece uyutmayacağımı onu.

Karanlık ne ki ne?

 

Delişmen yüreğim belki de topatan kavun gibi olgun

Ve hayli yumuşak iken yüreğim

Koyu gözlerinden çaldığım şiiri ve sihrin

Reşit kılınmış bir acı ve hüzün ile

Şerh düşüp düşeceğim idi nice duygu

Bakir ovalardan çaldığım hava ve ıslık

Rüzgârına riayet eden o asalet

Ve işte düştüm peşine kendimin

İzafi bir katsayı idi ismimin başındaki

Çarpanların sustuğu

Çarpılanlara okuduğum dua gibi

Kerrat cetvelinde saklı rakamlardan düşen payıma

Gel gör ki;

Sonsuz haneliydi benim ruhum ve bekam.

 

Hamt olsun iyi idi ve de hoş hayat

Uğur böceğim ve uçuşan nice kelebek

İşte av mevsimine yakalanmıştım

Mademki şiir idi niyet ettiğim

Ve peşinde sözcüklerin

Tam takır kuru bakır içimin istilası

İstifade edeceğim de bilumum acı idi

Yazmama vesile

Yoksa mutluluk ne haddime?

Göğün konçertosu

Bir de içimde çalan o taş plak

Rüzgârı teneffüs ettiğim salkım saçak

Duygularım asla da olamadığım gibi pervasız

Dileğimi tek duyan Rabbime duyduğum minnet

Aşikâr olansa elbet sevgi ve umut

İnancımla peşin peşin sevdiğim ne çok insan ne çok iklim

Kibirli sesi göğün

Kibarca sunduğum bir soru olsa gerek

Aşkın asaleti…

 

Mademki varlığı idi aşkın keyfe kader

Yalansız bir dünyada saklı meramım

Kaydımı gerçekleştirdi melekler

Top yekûn firar eden duygularım

Nasıl ki takılmıştı radarına kâinatın

Bense henüz bilmiyordum:

Seninle mutsuzluğun da

Büyük bir mutluluk olduğunu

Nasıl ki taşkındı aşkım

Nasıl ki aşka âşık bir şaşkın

İçimde saklanan gizin yolcusu kalemimle

Sırdaş iklimlerin yüreklerinin goncası

Varsa yoksa çiçektim madem

Çizmeyi de aşmadan sevgiyi merhem bildiğim.

 

Afrası tafrası aşkın

Aşikâr serzenişim yine kendime

Nasıl ki düşmüştüm ben aşk denen o girift hataya

Mutsuzluğun dikenlerine bile razı

Mutlak bir mutluluk olsa olsa içimi

Sızlatan yokluğun

Varlığında saklı binlerce kafiye

Ezkaza baş koymuştum ben bu yola

Şiirse saptığım tali yollardan sadece biri

Hüzünle ve huzurla diktiğim ipekten kumaş iken teni

Ayrılığın ve aymazlığın kürediği.

 

Devasa bir rahmet nasıl ki hayat bilinmeze gebe

Nakşettiğim binlerce kelime ne ki?

Aslı astarı mademki aşkın

Uykusuz geçen her gece

Şiirlere namzet de bir yolculuk mademki benimki

İflah olmaz hayalperest varlığım bir o kadar

Gerçeklere sunduğum dirayet

Şakıdığım bir ömür

Açıp da solmayı tehir ettiğim bir mevsim

Sadece Rabbimin yolunu gözlediğim…


( İçimde Saklanan Gizin Yolcusu Kalemim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 18.04.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu