1 Henüz Her Şey Tazeyken

kimsin sen 
durup düşünmeli, ölçüp tartmalı
aramalı bulmalısın kendini
bunca yoğunluğun, işin gücün, hesabın kitabın arasında 
başını ellerinin arasına alıp 
her şeyi susturup cevap vermelisin kendine

iki parmak şaklamasıyla
şaha kaldırmalısın 
buldum demelisin
buğulu aynalarda çizdiğin soğuk yanılgılarını
harflere dökerek
sökerek yüreğinin her bir parçasını

incelmiş yürekten damıtmalısın kelimeleri
karanlıklara  kandil
yollara yoldaş
gözlere nur 
secdelere iz bırakmalısın 

azgın fırtınalarla
korkunç dalgalarla göğünü kuşatmalısın
harlı nefeslerle
henüz vakit geçmeden 
henüz yeniyken, körpeyken 
henüz her şey tazeyken

gece vakitlerine bulanmışken
yaşanılan o efsane yürek sızısı
sözlerle anlatılamayacak kadar kutsi
bir parıltı 
bir alev kıvılcımı
daha da fazla ışıldayan 
bir manevi atmosfer 
nurlu, huzurlu tütsülü
can...
bir canana  meftun olmalı

kendi cennetinden daha düşmemişken 
durgun göle ilk taş atılmamışken
su bulanmamış
havaya cıva karışmamışken
açmalısın gözünü  
gölgenden önce suda görünmeli suretin
başka gözlerden önce fark etmelisin kendini
gölgeni çiğnemeden 
kalbindeki onca şeyi izhar etmeden  
neyin arkasından , nasıl gittiğini bilmelisin
keşfetmelisin gizli , gizemli taraflarını 

hayatında anlamlar eksik
içinin kasırgalarıyla savruluyorsun
sarhoşluğun bu yüzden
büyüleniyor güzelliğinle en evvel 
sonbaharında titriyor yaprakların 
kelimelerin ,cümlelerin 
kızgın ateşte vurulmuş kelebekler gibi 
eteklerine düşüyor
önüne düşüyor 

gel uçurumlardan beri
gel, vazgeç kızgın öfkelerden
o kor ateşte yanma , yakılma 
boğulma derin girdaplarda
avucunu göklere kaldır teşehhütlerde
alnını koy kaderin çizgilerine 
yazılsın boğulmaktan yanmaktan başka 
düşmekten gayri ne varsa

sevgiye susadığın  kaçıncı yıl
yıktığın, darmadağın ettiğin kaçıncı hal
oysa perdeye yansıyan 
kaçıncı fragman gösterisi
ta içinden ,derunundan gelen 
adeta benliğini delip geçen 

gitme
gittin bari geri dön, oralarda eyleşme 
düşeceksen kendi adımınla düşme
düşeceksen arkandan itmelerini bekle
yürüme bir çırpıda karanlık kaderinle arandaki yolu
ayak dire
gel etme eyleme
kader dediğin kaderle arandaki mesafe
her neyse kaç ondan, 
koşma o kadar hızlı 
hiçbir şey senin değil

parmaklarınla mimlensin heceler
yüzün, yüzünün penceresinde
alemin hengamesini seyre dursun
bütün yolculuklar masallara çıkar
yanan her ateş söner 
mutlaka söner içinde saklı ırmaklar 
kendinle baş başa kalırsın 
bir gün
unutma

bağrına bas 
öp aralık gözkapaklarında kalan bakışı
dökülen zülüflerine rüzgar vursun
bir rüya insin göz perdene  
sonra iz bırakmadan 
başka menzillere doğru ayrılıp gitsin 
gecenin ayazına yelken açsın bütün bulutların
öylesine dalgalan ebabil kanatlarınla mavi ölümsüzlüklerde
aynı izlerde essin seher rüzgarların 
yüzünün ışıldağı pırıl pırıl aydınlatsın evreni

düşler boyunca
lal tomurcuklardan birer taç başına
göğüslerinin üzerine yapraklardan kolyeler takılsın
kirpiklerindeki su damlasına
kehribar kelebekleri konup kalksın
saçlarının arasına hilal düşsün
gamzelerinde yıldızlar parlasın

her gün 
taze bir soluk
sunulmuş bir fırsat
bunca hayhuyun arasından sıyrılıp 
kendini bulabilme 
hayatın anlamını yakalayabilme şansı 
kimi zaman ferman olup bir kalbin diline düşme
kimi zaman narin bir elle dokunmak 
gönülden taşırmak sevgi sözcüklerini köpük köpük
söylenmeyecekleri sır diye düğümlemek gecelere

bir bela defterinin en başında duranı
değiştirmek
yenilemek
her pişmanlıkta aslına dönmek ruhun
hiç olmamış gibi 

velhasıl...

redfer
( Henüz Her Şey Tazeyken başlıklı yazı redfer tarafından 8.05.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.