Fareli Köyün Zurnacısı


Gerçeğe dönüşen ideallerimin peşinden çok koştum yoruldum bir kenara çekilerek ilerideki köydeki kaval sesine kulak verdim. Kavalı çalan bir çoban diyerek ona doğru yöneldim, az ileride kaval çalan bir delikanlı başında üç beş çocuk vardı benim gibi dinliyorlardı. Beni etkileyen bağlamda bir bağlanma ile bağlanarak orada kalarak bende elimdeki zurna ile eşlik etmek istedim bir anda insanlar kayboldu. Oysa çok hoş çalıyorum sanırdım, yanılmışım tıpkı hayatta birçok kere yanıldığım gibi! O anda etrafımdakilerin bölünerek ayrı yöne kaçmaları bende bir kırgınlık hissi yaratmadı değil.

 

Biraz sonra karşıma bir davulcu ile gelen çocuklar ve kavalcı ile şaşırdım kaldım, oysa onlar bendeki zurnanın kötü çalınmasına değil yıllardır bir zurnacı bekleyen davuldu Durmuşu çağırarak bir ziyafet içinde halay çekmek için, alelacele koşarak ben gitmeden yetişmek içinmiş ben onlardan önce halay çekmeye başladım. Tüm köylü yolun başındayız bizler çalarak onlarda oynayarak yola devam ettik köye varana kadar. Biraz önce ani bir kararla, her şeyi bildiğini sanan ben, sonunu bilmediğim bir sürecin sonucuna varmadan hayal kırıklığına uğradım, oysa sonrası bana karanlık iken, nasıl böylesi bir hisse kapılırım derken insanoğlu böyledir hemen aceleden sanki çok biliyormuş gibi görmeden hemen karar verir üzülür eyvah neden niçin olmadı, diye üzüntüye kendini kaptırır! Gel de anlat anlata bilirsen eğer! Oysa karşılaşmalar bazı tesadüflerin olmasına gebe iken sanki vakti gelmeden doğum yapılacakmış hissi içinde dört aylık hamile kadını doğum yapıyor diye her sancısında doktora yetiştirerek, doğumu bekleyen BABA, gibi oluyoruz bilmem bu tabir uydumu acaba? Oysa vakti vardır dokuz ay on gün ya da dokuz gün ya da on bir gün falan gibi… Hemen vakti gelmeden her şeye bir şiir yazmak gibidir o aceleciliğim, oysa önce dolmak pişmek yoğrulmak yanmak gerek yoksa olmaz bir anda.

 

Uygulama alanı dediğimiz anın sonu karanlık bize kapalı iken sanki biliyormuş gibi edepsizlikle evet kendimi de içine katarak hemen kararlar içinde sanki tamam her şey bir anda bitti hayatın devam etmesi mümkün değil bundan sonra havasına bürünerek salaklığın en güzelini yaşayarak kendimize kadere kızmakta bir numarayız vesselam, selamlarımla.

Mehmet Aluç

Not: Hala fareli köyün kavalcısı davulcusu ile köylere düğünlere beraber gidiyoruz. Buradan da ihtiyaç sahiplerine duyurulur(sakın ciddiye almayın kimse duymasın biraz hayal kurdum içine gerçeği az katarak aman kimseye söylemeyin sakın ha)

2.Not: Gülüm kardeşimin Fareli köyün kalemi eserinde ilham kaparak yazdım, selamlarımla.


( Fareli Köyün Zurnacısı... başlıklı yazı kul mehmet tarafından 24.07.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu