taze bir baharı getiriyor her adım



yoldasın 
yola çıkmış
yürüyorsun


gölgen düşüyor önüne 
terin dökülüyor yorgun ayakuçlarına
yeniden başlıyorsun 
yeniden düşüyorsun yola
baş koyduğun her başlangıç
yeni rotaların sırrını borç istiyor senden
 
sorumluluğun artıyor
vardığın yeri memleket kılma sorumluluğun
vardığın her yere inancını taşıma sorumluluğun
zamanı Rabbin muradınca akıtma sorumluğun
işte böyle 
baş koyduğun her başlangıç bir yola çağırıyor seni
yürümeye çağırıyor seni


kışın koroplarında barındığın dağlara 
güneşin sessiz vadilerde kavurduğu çağlara 
toprağın yarıldığı kuraklıklara 
yolları yollara bağlayanlara 
gitmeye çağırıyor seni 


*
ozanların sözcüklerinden içli manalar yüklenip
kanadı kırık kuşun yarasına yürü
dudakları açlıkla kızarmış bebelere 
ölümleri resmeden perdelere 
toprağa deşen sabana yürü
yuvadan uçur göç etmeye korkan göçebeleri  
umutlarına yaslanan mahkumların yüreklerine yürü


gölgeni düşür yere
sadece gölgeni
aşağıdakiler için lütuftur gölgen 
aynı gök kubbe altında olduğunu hissetsinler böylece
sürünenlerin ümidi ol
yürüyenlere rüyalar sun 
yokuş çıkanlara zirveyi göster
düşmüşlerin yüreğinden 
tutan el ol 


*
yürümek 
yol almaktır zeminde
ışığın haberidir karanlıkla perdelenmişlere 
yürümek yeryüzüne iz bıraktığın demdir
yürümek  nazlı bir göçün içinde terleyiştir
yenilerin doğumudur


yürüyüşle başlar her diriliş 
her yol  
taptaze bir yöneliştir
mefuldür… fail değil
doğumlara  eşlik 
yürüyenlere  yoldaşlık  etmek 
terklerin hepsine değen 
değerli bir tercihtir
yürümek…


ışıktan ve şaşaadan yüz çevirmek ama 
ışığı bir gelin gibi gönülleyecek yüzü kuşanmaktır
sığlıklardan ve kıyılardan kaybolmak ama 
sonunda yüzlere ve tenlere pırıltı bahşedecek kararlılığa ulaşmaktır
az olmaktan korkmamaktır  
dökülmüş bir damlacık terle bile 
toprağın sonsuz hasatlar çıkaracağına 
adı gibi iman etmektir

azalmaktan yüksünmemektir 
arzın ayinesine sonsuzluğun lezzetini 
ebediyet sevincini düşüren tebessümü giyinmektir
dost ehli olmaya doğru yönelmektir
dünyaya uzatılmış cennet dalına tutunmaktır
yürümek…


*
incelikler serpiştir güzergahına
inceliklerin çizgisine yakıştır adımlarını
önünü dikenlerden temizleyecek
alnını ak edecek yönelişlere doğru yürü
en çok sevildiğin beldelere 
nazarınla teselli bulabilecek yörelere yürü


üzerine titredikçe, 
kılına zarar gelmesin diye kendini paraladıkça 
nazlı bir misafir diye ağırlandığın yeryüzünde 
ana yüreği gibi üzerine kanatlar indirildikçe
kapısına var Rahman’ın 
arza düşen gölgesi diye bildikçe seni
serinlemek için ebediyen 
çilekeş tebessümlere yürü


öylece emin ol
öylece yüzünü kaldır yerden 
onca kirlenmişken
onca isyanına rağmen 
umut gördüğün diyara yürü 
sıcacık gözyaşlarınla


*
hayallerinden  çare umuyorsun 
yağmurlar düşüyor aklına 
sen yürüyorsun
bir yağmur damlası gibi
onun gibi sihirli
onun gibi hem bol hem taneli
onun gibi serinletici


dokunduğun yüzleri aklayan
su gibi iniyorsun arzın çorağına
hoyrat uğultuların ortasına 
bir ince çınlamayla 
gürültülü konuşmaları bıçak gibi kesip
bir hecelik sessizliğe 
yürüyorsun


telaşla koşturan kalabalığa
şaşırtan küçük adımlarla 
umutlu sabahların fecrine şebnem diye dokunuyorsun
evet 
evet
yağmursun sen


toprağı çiçeğe doyduruyorsun 
tene canlar bahşeden müjdeler indiriyorsun 
diriliyor senin  yürümenle 
seninle anlam yürüyor kelimelerin kalbine 
seni tanıyan pınarlar 
akıyor dağ yamaçlarından

 
*
uyuyanların rüyalarına sen yürüyorsun 
unutulmuş şarkıları yeniden söyletiyorsun
küskün gönülleri sen ısındırıyorsun
yenibaharlara taşırıyorsun muştuları
her adımınla 
yeni baştan var olmaya inandırıyorsun toprağı
sonsuzluğun eşiğine taşıyorsun zamanı


öylece yürüyorsun 
nehrin yatağından yeniden akmaya başlıyor umutlar 
bir tatlı çağıltı düşürüyor akıllara
bir yakın ferahlık dokunuyor kalplere 
köpükleniyor duygular
her adımınla


taş gibi katılaşmış kalplere heyecanın yol oluyor
şarkılar eşlik ediyor susayan yanına
abu hayat denizine bağlıyor seni
dudağına değen her su


o derin ayak  çatlakların acı taşıyor sana
böylece acıyabiliyor yaraların 
aynı yerinden tekrar tekrar çatlıyor dudakların
aynı menzile yürüyorsun
aynı çaresizliğin eşiğine
aynı yüzün kırışık çizgilerine
aynı kederin kıyısına 


*
bir kez daha  göçüyorsun
bir kez daha taptaze adımlarla
işte bu yüzden, 
tam da bu yüzden 
tazeleniyor
kanınla ödediğin o ağır bedeller


canına can katıyor

küskün ve dargın düştüğün kuytulardan kaldırıyor seni

gömüldüğün bezginliklerden 

bıkkınlardan çekip alıyor seni

kış uykusundan uyandırıyor seni yürümen


taze filiz veriyor tenine değen her acı
gönlünde taze bir baharı getiriyor her adım 
yaban bildiğin ellerde
şerha şerha  kapılar açılıyor 
açılan arklar sayesinde uzuyor , genişliyor 
bitmiyor yolların


redfer 

( Taze Bir Baharı Getiriyor Her Adım başlıklı yazı redfer tarafından 29.07.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.