Hayallerin kıvrımlarında saklı sözcükler öbek öbek ve nasıl da isyankâr.

 

 

 

Siyah kar yağar mı, söyle hafız:

Siyahi gözlerinde efkârın, mırıltılar

İçre dönük bir yolculuk benimki

Benin ben olmayı özlediği

Serkeş kimi zaman duygular

Ah, bir de bir sürahi dolusu imge

Satırlar baltalanıyor

Balta girmemiş satırları satırla doğruyorum

Ve evet:

Ben bir günahkârım

Öldürdüm şehrin ışığını

Öldürdüm yakamozları

Öldüm ölmedim bilmem ama

Sanırım ben yaşamayı sevdim ve seçtim

Yoksa nasıl kalırdım ayakta

Mademki şerh düştüm aşka ve umuda

 

Kefilim, hafız:

Kefal diyenlere sunduğum maruzatım:

Ne olmuş ki inanmışsam her söylenene?

Ruhum hangar, hafız

Mutum bazen suskun

Yürekse sevgi dolu

Az buz mütereddit değilim hani

İyi de ben değil miydim doksan dokuz köyden kovulan?

Şimdi muhtar olarak atanacağım madem her birine

Mademki muhtırasını verdi evren

Halis munis kimliğimle nasıl da döndüm devasa bir ateşe

 

Menzildeyim

Çok yorgun

Siperimde geçti ömrüm

Kimine göre mabet ya da zindan

Zinhar yalan, hafız:

Ben kendimin gardiyanıyım

Sanırım babam giderken verdi elini bana

Şimdi kuş tutsam ağzımla

Bir kafes daha verirler

Zincirlerimle asılıyım

Demir parmaklıklarla dolu evim

Dünde kalan bir hatıra

Lakin delişmen fıtratımla

Düz duvara tırmandım ben bir ömür

 

Neyin sonunu getirdim ki?

Zemherilerde terledim

Ağustos güneşinde üşüdüm

Düşülesi bir tuzaktı madem aşk

Evhamlı yüreğimle hep de sevdim

 

Rengim pembe

Alnım ak

Kararan gözlerim

Karartma gecelerinde devasa bir ışıldak tuttuğum karanlığa

Gözümü karartıp da sevmedim mi?

Bir mozaikse insan

Uçuşan melodiler

Uyumsuz varlığım

Hali hazırda nöbette geçen zamanım

Ben bir emir eriyim

Beynime verdiğim komutlar

Şanlıdır mazim

Ne olmuş duyulmuyorsa şen sesim?

 

Sancağımı diktim diktim dikeli tepeye

Dikili gözlerim ve yüreğim bilinmeyene

Bildiğim tek gerçek mi?

Yoktan var eden defalarca bana sevdiklerime hayat veren

Aşkın harında tutuşurken

Elimi uzattığımdan beri beni asla terk etmeyen

Yüce Rabbime sadık ve aşığım

O İlahi Esinti ki:

Sözcüklerime hayat veren

Zifiri karanlığı dahi aydınlık kılan

Tünediğim en Ulvi Makam…

Yalanım varsa yanayım cehennem ateşinde

Ki kabir azabını dahi yaşarken tattığım

Kavuşulası cennet ve Rabbimdir beni yaşatan

Asla da korkmadım bir Allah’ın kulundan…


( Siyah Kar Yağar Mı Söyle Hafız... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 8.08.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu