Hangi izlekte saklısın söyle?
Ah, manidar gülüşüm sevecen bir
iklimde sektiğim bir yürekten diğerine.
Arka cephesi karanlık dünyanın: varsın
olsun isyankârların gölgesinde kalsın şehir ve şiir varsın kundaklansın
yalnızlığım.
Ah, sözcüklerim:
Yüreğim, yongam kimine göre yaftası
yalnızlığın.
Bir minval ki gidip geldiğim ve bir
mihenk taşı ki yoluma kimse taş koyan.
Hüznümle sakit gecem. Günyüzü
görmesem ne ki dünyanın nezdinde ve insanların nazarında ne çıkar söyle eğer ki
kayan bir yıldızsam.
Menşeim.
Memleketim.
Atam, babam bana yadigâr kimse bana yadigâr
hangi nasihatse kulağıma küpe.
Geçtim ben bu yollardan defalarca
geçtim, hafız. Bir düş gördüm sandım sonra anladım ki düşmüşüm kafa üstü ve
işte aklım başıma geldi bir kere daha.
Bir düş değilim ben: ayan beyan insan
hem de en hasından elbet kendimi övmek olacak iş değil ama şu peşimde uçuşan
zanlara bakıyorum da.
Vardır elbet bunun arkası vardır
elbet sırtıma aldığım hançer yarasının dermanı.
İzini sürdüğüm.
Gizini sürdüğüm.
Gizlendiğim değil ayan beyan
izlendiğim.
Saf tuttuğum Hakk’ın yolunda Hakk’ın
nazarında kabul görmekten öte bir hayalim de yok benim, hafız.
Dünüm ve günüm bir de bana miras
tuttuğum her öğüdün meyvesini yiyorum. Ne mi yapıyorum?
Sadece sevip inanıyorum kim olursa
olsun karşımdaki. Yeter mi?
Merhamet ediyorum yüreğimin en
derinine saklıyorum. Yetmedi.
İçimi açıyorum bir bir sevgimden yana
saflığımdan yana kimse laf eden arz ediyorum ben sadece bana sunulanı: yani,
insanlığımı ve insan sevgimi.
Sevgiden öte yol yok bildim bir ömür.
Ama tutmadı yoğurdun mayası ve hep
canım yandı dilim de.
Bu öylesine afaki bir uğraş ki ve ben
sevdikçe daha çok sevdikçe yanılıyorum. Varsın yanılayım! Yoksa nasıl varırdım
ben en kutsal makama?
Sevgiyle pekişen sadakat ve umut
elbet iman gücümde saklı sevginin solmaz nutku ve ufku ve gün geldi artık
anladım ki: sevginin en yücesini en yücesini ihya ettikçe yüreği de acıları da
elbet bu sevginin eriştiği İlahi Ateş yani İlahi Aşk.
Kimliğim yok benim hafız, severken.
Karaborsada imiş meğer mutluluk ve de
dostluk.
Ama arz ettim ben bir kez evrene
mademki ar bildim ben sevgiyi ve adabı ve ahlakı.
İndinde bu evrenin kayıtsız koşulsuz
yürüdüğüm yol.
Matemin izini sürdüğüm.
Mihrabımsa yerinde.
Kıblemde saklıyım ve dualarım ve saf
tuttuğum insanlığım.
Huzura erdim hem de nasıl. Dünyada
saklı cenneti bahşeden Rabbime şükürler olsun ki içimde saklı cenneti asla
cehennem kılamayacak kâfirler ve zalimler.
Düşkün değilim şükürler olsun ki:
sadece Rabbine düşkün.
Bu yüzden düşen kimse koşuyorum
yanına ve uzatıyorum elimi.
Kimi yalan kimi gerçek ama ben bunu
asla sorgulamadım sadece kendim gibi bildim her insanı ve kabullendim onun
varlığını.
Sözcüklerim yetim olsa ne ki?
Yetim kalbime sahip çıkan mademki
biri var.
Ve nasıl da severim ben hüzünlü
kalpleri doğamda var duayeni olduğum acılarım ve sevdikçe ve inandıkça aştığım
dağlar tepeler.
En Ulu Rakım gözümü diktiğim.
En yüce Makam İlahi Aşkın anbean
büyüdüğü.
Bir minvalse yüreğim.
Bir zansa adıma eklenen.
Allah sevgimle Allah korkumla
eşleştiğim ve umudun izini takip ettiğim.
Günü gününe mi yaşanır acılar?
Hamt ettiğim kadar razıyım.
Günü gününe hiç mi uymaz insanın?
Derdi veren Allah dermanı da O’nda
saklı madem.
Tevazu yüklü yürek esintim, sevgini
izinde büyüyen çiçekler misali solsam da yeniden açmayı bana öğretti Rabbim.
Saklı tuttuğum bunca duygu şerh
düştüğüm yarınların ufku.
Ben ki bana yabancı.
Ben ki bana dost nasıl ki bir ben
hatta birden çok ben saklı içimde ve artık içerlemiyorum dünyanın kirine
bulaşmış kimse ne derse desin.
Azığa aldığım düşlerim.
Düşümün kovuğunda kalmaz iken acılar.
Açıların en genişi elbet gönül
pencerem nasıl da ardına kadar açık.
Kimine göre kaçık kimine göre kaçak
sevgiler saklı iken insanların gölgesinde.
İhya edilesi yüreklerin peşindeyim.
Bir çocuk bir yaşlı bir mazlum.
Kimse yalnız kimse bir selama muhtaç:
haşa Rabbim sensin veren madem bana rızkımı nasıl pay etmem ben sahip
olduklarımı kardeşlerimle?
Kayda değer ne ise hayatta asılı
olduğum o duvar.
Kayıt dışı bir özlem değil benimki
bilakis kanıksadığım kadar sevgiyi kandığım insan sesleri ve kayırdığım kimse
bazense kayıp düştüğüm.
Varsın ayıp addedilsin bu açık
yürekliliğim iyi de yanlışım yok akarım yok kokarım yok: nasıl ön görürler ki
yanlış yaptığımı?
Katıksız sevdiğim kadar kayıtsız
kalamadığım bir dünya, bu, hafız ve iki cihanda aziz ol sen.
İmha edemediğim ne kadar kötülük ve
kin varsa havale ettim edeli Rabbime biliyorum da yolumun daha çok olduğunu bu
yüzden emin adımlarla ilerliyorum bazen bir ileri iki geri ama bu yoldan dönüş
yok geriye mademki bana bahşedilen bunca hüzün bunca mücadele ve işte
söylüyorum göğsümü gere gere:
Ben sevgisiz yaşayamam, ondandır bu
çırpınışlarım yeter ki razı olsun Rabbim benden rıza göstermediğim kadar neyse
yalan yanlış uzak durduğum ve hep de ettiğim o dua:
‘’Hükümranlığındaki tüm canlıların
şerrinden sana sığınırım, Rabbim.’’