Yıllar önce tek derdi gündem olan, haber takip eden kişileri anlamakta zorlanırdım. Evet, bazı tanıdıklarım gündemi o kadar önemserlerdi ki, bazı gelişmeler karşısında doktora gitmek zorunda kalacak kadar hastalanabilirlerdi. Halen, gündemden dolayı hastalanılmasını veya uykusuz kalınmasını anlamıyorum. Hoşa gitmeyen gelişmeler karşısında saçını başını yolup tımarhanelik olsan ne değişecek ki? Sadece kendini perişan ettiğin yanına kar kalacaktır. Olayları takip etmek ve bunlardan etkilenmek gayet doğaldır ama abartmaya gerek yoktur.
Gündemden başka derdi olmayanları eleştiren ben,
haberkolik olduğum yönde eleştiri aldım. Eleştirirken, eleştirilir hale geldim.
Ben ulusal haberlerden daha çok mahalli haber ve tartışmalarla meşguldüm.
Memleketim Karaman’ın haber sitesindeki haberleri günlük takip ediyordum. Tanıdığım
şehir, mahalle veya gelişmeleri takip
etmek hoşuma gidiyordu. Bir kaç ay önce dikkatimi
çekti; mahalli haberlerde asayiş haberleri çoktu. Belkide haberlerin üçte biri kaza, kavga, hırsızlık, yolsuzluk
içerikliydi. Asayiş haberilerin çoğu, tabiri caizse, kanlı haberlerdi: yaralan,
ölen, darp edilen o kadar çok insan vardı ki gündemin asayiş haberlerleri ağırlıklı olmasından
rahatsız oldum. Gazeteciler de haksız değil; en çok ilgi gören haber, kanlı
haberdir. Kanlı haberle kansız haber arasında
belki de 10 kat daha fazla ilgi (reyting) farkı vardır.
Konya’ya taşınmış olduğumdan, Konya’daki mahalli haber
sitesinin birini de takip eder olmuştum. Konyayı sanaldan olsa biraz tanımak istedim. Yağmurdan kaçarken doluya
tutuldum. Konya’daki asayiş haberlerindeki oran daha fazladır. Gündemde yer
almış haberlerin çoğu asayiş içeriklidir; kaza oldu, vurdu, kırdı, dağıttı tipi
haberlerdir. Oranın yüksek olmasında sebep Konyada yaşanan olayların yanı sıra Doğu, Güney-Doğu gibi
bölgelerdeki asayiş olaylarında haber
olarak servis edilmesidir. Mesela Mardin’deki köyün birinde arazi yüzünden iki
aile taşlı, sopalı, bıçaklı, silahlı kavga eder. Ortalık savaş alanına dönmüştür,
olay yerine gelen çok sayıda jandarma tarafları zorlukla ayırabilmiştir. En az
bir kaç ölü ve çok sayıda yaralı vardır. Evet, böylesine önemli bir haberi
Konya haber sitesi okuyucularına servis etmesinde ne yapsın?
Gerek Karaman gerekse Konya’daki haber sitelerinde:
trafikte, boşanma aşamasındaki eşlerin arasında, alacak verecekliler arasında
veya yan bakma meselesinden dolayı iki grup arasında çıkan tartışmaların en kısa
zamanda silahlı kavgaya dönüp kan akıtıldığı,
hayatların söndüğü haberlerine alışmıştım. Ancak, nişan, sünnet veya düğün gibi
ortamlarda da çıkan bir tartışmanında hemen silahlı kavgayla yani kanlı bitmesi
içimi kararttı. Ne yani, insanlar düğüne de mi silahla gidiyor artık ?
En az bir hafta boyu haber diyeti yapmıştım. Bir iki gün
önce diyeti bozup Karaman ve Konya haber sitelerine girip baktım. Daha önce hiç
okumadığım türden bir kavga haberi okudum; Mersin Tarsusta cenaze esnasında iki
aile arasında çıkan kavga sonucu mezarlık
savaş alanına dönmüş… (Cenaze
töreninde kan gövdeyi götürdü, haber 30 ağustos 2022). Haber diyetine devam etmeye karar verdim;
şakalaşan arkadaşaların arasında çıkan tartışmanın bile silahlı kavgaya dönmesi yani şakanın bile
kanla bittiği vahşetten haberim olmasın daha iyidir!
Asıl anlatmak istediğime geleyim. Haber sitelerininde ayakta kalma gibi bir
mücadelesi vardır, anlayışla karşılarım.
Daha çok ilgi çeken haberlerin servis edilmesini yani reytingin yüksek
tutulmasını da anlarım. Ancak, her şeyin
bir sınırı olmalıdır, bol kanlı haber servis etmekle ayakta kalınacaksa eğer bu
sayede ayakta kalmanın bir bedelini
olacaktır. Bu bedel, daha fazla kanlı olayların yaşanmasına zerre kadar da olsa
katkıda bulunmuş olmaktır. Bir canın yanmasına, bir hayatın sönmesine zerre
kadar da katkı sağlamanın mutlaka hesabının sorulacağına inanırım: “her kim zerre kadar iyilik yapmışsa, onun mükafatını görecek, Ve her kim
de zerre kadar kötülük yapmışsa, onun cezasını görecektir. “
Abdullah Konuksever