Dermanı yok ki dizlerimin
yürümek bana resmen işkence geliyor. Yatak odasından banyoya kadar, oradan da
mutfağa ulaşmak ne kadar da zor. Acıkmasam mutfağa da gitmeyeceğim.
Yaşım oldu
seksen dokuz. Hiç bu kadar yaşayacağımı düşünmezdim. Kızımın da yaşı yetmişi geçti ,geçen
sene eşi vefat ettikten sonra yalnız kaldı. Gelini kızımı istemedi ben de ''Gel
yavrum, benimle kalmak istersen kalabilirsin.'' Dedim. Yanıma geldi
Bir de bacım var seksen beş yaşında. Bacım
da tek kalınca olduk üç yaşlı kokona bir evin içerisinde. Hepimiz, temel
ihtiyaçlarımızı karşılıya biliyoruz çok şükür.
Eşim öleli otuz sene oldu beni bekliyor. Bu evden ne kediler geldi geçti ne kuşlar, ne balıklar sayısı belirsiz. Kedilerin yavruları oldu,yavrular
büyüdü anneleri yaşlandı öldü. Yavruların yavruları oldu onların da yavruları
oldu en son elimde bu kedicik kaldı. Bu kedide baya bir
yaşlandı adı Canan kaçıncı kuşak bilmiyorum.
İlk zamanlar yalnızlık
zordu zaman geçtikçe alışıyor insan yalnızlığa alıştıkça daha da yalnızlaşıyor. Bir tane Japon
balığı aldım seneler evvel sarı renkte benekli akvaryumda. Tekti hiç yüzmezdi öylece yerinde durur beklerdi. Ben de onunla konuşurdum beni dinlerdi
ya da ben öyle sanırdım .Balığın dişi mi erkek mi olduğunu bilmediğim için ona renginden
dolayı güneş ismini verdim. Güneş on yıl yaşadı on yıl içerisinde güneşin yanına birçok balık
koydum. Yanına arkadaş balık geldimi güneş balık başlardı bıcı, bıcı yüzmeye. Galiba mutlu olurdu. Yanına koyduğum balıkların hiç biri de Güneş kadar yaşamadı. Güneş balık da benim gibi hep yalnız kalırdı .
Size bir şey söyleyeyim mi yavrularım? Fazla yaşamak da iyi değil. Hani hep deriz ya ''Allah
uzun ömür versin.'' bana vermesin. İsyan etmiyorum haşa sakın yanlış anlamayın beni.
Öncelik benim ,bakalım dediğim gibi şimdilik üç yaşlı kokonayız bu evin içerisinde.
Semra EROĞLU Şiirleri sevdiren kadın