Tarihin en sıradışı liderlerinden Korsika’lı Napolyon Bonapart, "savaşı kazanmak için 3 şey lazım" demiş ve saymış: "para para para"...
Maalesef ki tarih boyunca tüm ülkelerde zengin, fakir, yoksul kişiler vardır. Eskiden zengin sınıf, orta sınıf ve yoksul sınıf olarak adlandırılan ve sosyal statü dediğimiz sınıfa tabi olmayanlar ikinci planda kalırken zengin sınıfına mensup olmayanlar küçük düşürülüp hor görülürdü.
Ultra lüks yaşam biçimi olan insanlar bir takım yasakları çiğneyip (sapığı, katili, hırsızı) saygısızlık yapsa da onların kurtarıcıları olan tek bir şeyleri vardı “Paraları”.
Biliyorsunuz ki zengin çalarsa kleptomani(çalma hastalığı) fakir çalarsa hırsız oluyor. Yada bir insanı suçlu olmadan cezalandırmaya kalkanlar suçsuzlukları kanıtlandığında “biz görevimizi yaptık” cümlesini kullanırken zengine gelince yaptığı davranıştan ötürü gidip gönlünü alalım oluyor. Yoksulun gönlü alınamaz nede olsa.
Ah bu para var ya bu para... Her-şeyin başı para.
İşsiz adama kız vermezler.
Paran "varsa" düşmanın ve yalakan çok olur.
Paran "yoksa" sana yukarıdan bakanların "kölesi" olursun.
Kılık kıyafetin iyi değilse, çevren tarafından hor görülürsün.
Bunların yanı sıra ,ailesi hademe hizmetçi vb. gibi meslek grubuna mensup kişiler maalesef ki çocukları tarafından utanılıyor.
Kötü semtlerde oturanlar, evinde güzel eşyası olmayanlar, evine arkadaş davet etmeye çekiniyor.
Kolunda pahalı saati olmayan, altında arabası olmayan kız tavlayamıyor:)
Hz. Peygamberimiz (s.a.v) En temiz kazancın el emeği ve alın teriyle sağlanan kazanç olduğunu vurgulamıştır.
Ama Bu zamanda ne alın teriyle çalışanlarımız nede kazancın helalini arayanlarımız var..
Bir ayette ihtiyacından dolayı isteyenin ve yoksulun zenginlerin mallarında belli Bir hakki olduğunu yazar.
Ama ben hiç bir yoksulun zenginin malında hak idda ettiğini sanmıyorum.
Bizimkisi ancak zenginin malı züğürdün çenesini yorar kıvamında...
Gelelim şimdi ,"para" artı-> özgüvene...
Para ve özgüven doğru orantılıdır. Ama parayı nasıl kazandığın- da çok önemli.
Eğer "baba" parası ile zengin olunduysa özgüvensiz olunabilir.
Parayı "kendi" kazanmış birisinin özgüvensiz olduğunu görmedim.
Para özgüven vermez mi hiç ,milyarlık kıyafetleri cilt bakımları sen hiç Porshun içinden inen bir özgüven yoksunu gördün mü ?.. Ben görmedim:)
Ve altın maske yaptıran zengin ve çirkin biri var mı acaba?..
Para yaşamak için ,eğlenmek için ilk önce sağlığa sonra paraya ihtiyaç var.
Para kesinlikle özgüvenini arttırır.
İnsanları satın alma veya parayı onların gözüne sokma anlamında değil.
Kendine zaman ayırıp, o zamanı kendine harcayabilmendir.
Mesela kişisel gelişim için vs. Hayattaki en büyük rakibimiz zamandır.
Para kendine güveni olmayan insana özgüven verir. Çünkü eksikliği bu.
Mesela zengin insanlar özgüvenli gibi görünür ama komplekslidirler.
Özgüvenli birinde kompleks olmaz halbuki.
Zira özgüven ile kendiyle barışıklık arasında fark vardır.
Bunu bir defa ayırd edebilmek lazım...
Evet, kısa vadede öyle ama uzun vadede karakterin boşsa ne kadar zengin olursan ol kimse yanında olmaktan ve sohbet etmekten hoşlanmaz.
"Beni etkilemez. param varken öz güvenim aynı olur, olmadığında da aynı olur". Diyenler genel olarak olabilir...
Para özgüven tabi ki verir, para üzerine kurulu bir dünyada yaşıyoruz ,PARA insana müthiş bir özgüven katar bu para şöyle ki, eğer cebinizde 5 kuruş paranız yoksa yolda yürürken, okulda yada arkadaşlarınızla otururken bir ezik durursunuz hep, cebinizde para yoktur, kendinize güveninizde yoktur ama şöyle, 200'lük banknotlarla dolu bir cüzdana sahipseniz öyle bir özgüven gelir ki insana sokakta yürüyüşünüz, duruşunuz, arkadaş ortamındaki rahatlığınız her şey değişir birden işte para böyle bir güç.
Mangır, arpa, nakit... Gibi sözcükler sürekli olarak dile getirdiğimiz, ancak bizler için taşıdıkları ruhsal anlamın üzerinde pek de durmadığımız sözcükler.
Bu sözcükler üzerinde birkaç dakika kafa yorduğunuzda çok farklı bir kişi oluverirsiniz.
Para ile ilintili sözcükleri salt düşünmek bile insanı çok daha özgüvenli ve başkalarına yardımcı olmaya daha az yatkın duruma getirebiliyor.
Daha da garibi, paraya dokunmak hem bireyin toplumdan dışlanmışlık duygusunu yok ediyor, hem de fiziksel acıyı yatıştırıyor.
İnsanoğlunun para ile çok yönlü bir ilişkisi var.
Kimileri harcamaya kıyamazken, kimileri parayı har vurup harman savurmaktan kendini alamıyor. Paranın birey üzerindeki etkisini kavradıkça kimi insanların paraya tıpkı bir ilaç gibi tepki verdiklerini, kimilerinin de ona bir dost gibi davrandıklarını görüyoruz.
Dahası, kimi araştırmalar insanda para kazanma arzusu ile iştahın at başı gittiğini ortaya koyuyor.
Paralı olmak, insanın istediğini satın alabilmesi anlamına geldiğinden, para doğal olarak statü ile özdeş bir kavram niteliğini taşıyor.
Öyle ki, paranın yitirilmesi insanı ciddi bunalıma, hatta intihara sürükleyebiliyor.
Dünyaca meteliğe kurşun sıktığımız şu günlerde paranın ruhbilimsel boyutunu kavramaya çalışmak belki para ile ilişkimize de daha sağlıklı bir boyut kazandırabilir.
Paranın neden kimilerinin gözünü kör ederken, kimilerinin umurunda bile olmadığına kesin bir açıklama getirmenin henüz çok uzağındayız.
Semra EROĞLU Şiirleri sevdiren kadın
31/10/2023