KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
CAN SUYU
Ey can; kimseyi kırma. Sözden ağırı yoktur.
Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz. (Hz.
Mevlana)
Can
suyu; Fidan dikildikten sonra dibine dökülen su. Ölmek üzere olan kimseye
verilen su. Kan.
Can,
gönül ve ruh anlamına gelir. Tasavvuf terimi olarak can dervişler için
kullanılan bir Mevlevi ıstılahıdır. Mevleviler, kabul olunmak üzere gelen yeni
dervişlere; “Can” der.
Can,
Mevlevi ana tekkesinde, üç gün saka postunda oturur, orada kalıp kalamayacağına
kendi kendine düşünür, muhasebesini yapar. Eğer olumlu sonuca ulaşırsa, hemen
kalkar hizmete başlardı. Can, saka postunda, iki dizi üzere oturur, murakabe
vaziyeti alırdı. Orada diğer dervişlerin (Canların) yaptığı hizmetleri
seyrederdi. Saka postuna oturan kişi, tefekkürle meşgul olduğu için gerektiği
zaman, gerektiği kadar konuşurdu. Bu durumda can, herhangi bir vird okumazdı.
Can, hizmete kalktığında yapacağı ilk iş ayakçılıktı.
Diğer
hizmetlere geçmesi, yeteneğine göre değerlendirilirdi.
“Can,
cümleden aziz” atasözüyle, derviş kardeşin her şeyden önemli olduğu dile
getirilirdi. İhvan anlatılırken isimlerinin sonuna “Can” kelimesi eklenirdi.
Ali Can, Ahmet Can, Mehmet Can… Tarikat kardeşlerinden bahsedilirken, canlar
tabiri kullanılırdı.
“Gelün soralım canlara suretinden n’oldı gider,
Dün-gün senünem der iken sebep neyi buldu
gider” (Yunus Emre)
“Can
çıkar da âşıklardan sır çıkmaz”. (Tokatlı Nuri)
“Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil”. (Hacı
Bektaş Veli)
“Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan
da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra”
(Mevlana)
Can konağını aramadaysan,
cansın; bir lokma ekmek arıyorsan ekmeksin, bir damla su arıyorsan susun,
zulmün peşindeysen zalimsin, aşkı arıyorsan aşıksın, Gönlün neye kapılmışsa
O'sun sen. (Mevlana)
Can ararsan can olursun.
Av için yemek ararsan yemek olursun. Neyi ararsan o olursun. (Mevlana)
Dostluk illa yan yana, diz
dize olmak değildir. Asıl can cana, kalp kalbe olmaktır. (Mevlana)
Can suyunu sebze ve meyve fidanları için
söylüyor ve uyguluyorsak da asıl can suyu ihtiyaç duyduğunda, kurumaya
başladığında verilen ilk damla, ilk yudum, en iyi ilaç.
Can
suyuna bir başka örnek de yeni doğan bebeğe verilen anne sütü. Bebeğin
gelişiminde, sağlıklı olmasında, hastalıklara karşı dirençli kalmasında en
etkili yöntemdir anne sütü.
İnsan
vücudu nasıl kana ihtiyaç duyarsa, hem dünyada ve hem de ahirette en önemli can
suyu imandır. Hayatın ve insanlığın olmazsa olmazıdır. Dünyada insanlar iman
can suyu ile sulandığı müddetçe, manen ve ruhen ölümler olmaz. Asıl ölüm, mana
ölümüdür, manen kuraklaşmadır.
Kitabımıza;
“CAN SUYU” ismini bunun için koyduk. Can suyunu gönüllere Kur’an okyanusundan
akmaktadır. Mesnevi deryası, kararan ruhlara nefes olmakta, can suyu vermekte,
manen bunalan, masivadan boğulmak üzere olan canlara can simidi olmaktadır.
Mesnevi
Deryası, marifetullah’tan, fenafillah’a götüren gemiyi yüzdüren mana suyudur.
“Men arafe nefsehu, fekad arefe Rabbehu” (Nefsini bilen Rabbini bilir) deruni
sözünün kaynadığı, coşkun gönüllere akan, peygamberî nazarla bakan, irfanî
boyutta tefekküre dalan, insan-ı kâmile medar olan sahili selamettir.
Nasıl ki midemizin ve vücudumuzun gıdaya
ihtiyacı varsa, gönlümüzün de, öğütlere, güzel sözlere, dilara muhabbetlere
ihtiyacı var. Gönül erleri, mana sultanlarının sadra şifa kabilinden
uygulamaları ve tatlı dilleri huzur vermekte, adeta terapi görevi görmektedir.
Mevlana’nın hoşgörü ve gönüller fetheden sıcak lisan-ı muhabbeti yüzünden
dünyada sayısız insan İslam’ı tercih etmektedir. (12 KASIM 2022)