Bir düş mahkûmusun sen esefle esen rüzgâra
zulmeden.
Bense aşkın kayrasına baş koyduğum
Baş başa kaldığım acılarımla emsalsiz
bir hüzne kanat açan.
Söylemler ve söylenceler
İhbar eden kimse yalanı
Hak görmeyecektir elbet kâinatın
yanan vicdanı
Hamt ettiğim kadar arz ettiğim duam
Bir imla hatasıymış meğer adım
Kimse çağırdıysa beni Gül gül diye.
Güme giden gülücüklerim
Bahtıma razı
Yalnızlığımı umuda katık ettiğim
İmha edemediğim hangi kötülükse
İnfazı kalemin yüreğin elinden arda
kalan
Son bir damla yaş sızan iklimden
iklime
Seken hicretimle.
Ant içtiğim üzerine
Ar bildiğim benliği ve ahlakı ve
hidayeti
Arşı alaya çıkan hüzün dilekçem
Şükür ki
Rabbim koydu altına imzasını.
Bir ezan vakti
Bir duanın da yürekten akdi
Aksi olmamalı bu hüznün
Akışına bıraktığım meali ömrün.
Sanrılar saklı göğün bitiminde
Kuşluk vakti yola çıktığım
Sancılanan gök kubbe aşkın hikmetiyle
Sevdalanmış yüreğin dinmezken ağrısı.
Bir çağrı dünden
Ne güzel çağdı yaşanan ve çalınan
ömürden
Ağladığım baki
Çağladığıma tek şahit yüce Rabbi
Aşkla anbean andığım
Acıma iman gücümü bandığım
İfa ettiğim değil
İnfilak edecek göğün ve inancın
kudretinde
Hemhal olduğum kadar
Safi hüzün günbegün büyüyen.
Kaderin sazı mı?
İyi insanların azı.
Kazık kakmayacak elbet kimse dünyaya
Kazayağı hayallerin
İnandığı kadar insan hâkim sefil
nefsine
İdame edilesi bir rota bir rabıta
İkaz edilesi ne çok gölge sunumu ve
gerçeği saklı Allah katında
Yalansız geçmez ömrü kâfirin
El aman demenin meali
Elbet o gün ışığı rahmeti
İçen doya doya
Ne çıkar ki yalnızlığın na’şı
Elbet kabul eden biri var girmeden
kabrime.