Düş taksimleri, b/öldüğüm…
İç bükey bir aynada saklıydın
Dolduruşa getiren rüzgârın
Efkârıma eşlik ettiği
Hem boştu ceplerim bir o kadar dolu
yüreğim
Sözcüklerse faizi bu sevginin
Cebbar gölgene t/uzaklığım
Serzenişi olmamalıydı hem bulutların
Buğulu gözlerin ve sesimden düşen
heceler
Kırıktı çeperi mevsimin
Kırgın olduğum kadar
Hakim olduğum bu hüzün yüklü nüans
Şakıyan göğün neferi
Bazen bir isyan izahı olmayan
İtiraf edemediğim kadar sevdalandığım
Hüzün pekiştireci bu aşkın
Revnak sızısı özlemin dağılan
Bulutlar nasıl ki istimlak etmişti
varlığımı
Bir hafriyat kamyonu kadar karamsar
mı olmalıydı
Bu aşkın tutanağı…
Geçkin ve miskin olmamalıydı hem
hayaller
Geçimsiz ruhumdan sökün eden rüzgâr
Misali içime ters esen aralıksız
Bazen pervasız
En çok da hüznün pervazında sıkışmış
kanatlarım
Kırık ve kırgın ve kırçıl
Bir defolu yürek ki
Varsa yoksa aşkın ihbar ettiği
Tam teşekkülü yoksunluğuma t/arif de
yoktu
Göçen beşerin
Alaşağı edilmiş kefen bezinin cebi de
yoktu madem
Matemle örülü düşlerim
Bir kefesi kırık terazinin
Ve işte el yordamıyla tarttığım
acılar
Açısı olmayan bir üçgen gibi
İçine sıkıştığım kadar
Nasıl da kanatlarım kanar.
Andığım ve bandığım her duygu
Katarı kederi uyutulası bir ruhu
Yerle yeksan eden hazan dolu
Bir geceden daha firar edeceğim
kaçınılmaz
Alt yazı geçen bülten gibi
Yükümde saklı naftalin kokulu anılar
Ar bildiğim kadar aşkı ve namusu
İtiraf eden kadere serzenişim değil
asla
Her ne kadar iş birliği etse de keder
denen acı veren hazla
Azımsanmasın da varlığım
Yok sayıldığım kadar itaat ettiğim
Yoktan var edene aralıksız tapındığım
Tek gerçek
Ve işte O İlahi Ateş ki:
Tek kıvılcımdan doğan büyük aşk şeref
dolu
Bir iman ve sevgide saklı
Dinmek bilmez de yüreğin nazı niyazı…