Nedense Kızamıyorum
Kimseye
Nedense kızamıyorum kimseye, bende kızma modu yok, sadece
kırılmış ’lığımın şehri var hep orada geziniyorum kırıklıklarımın içinde, tek
başına. İçine kendimi sığdıramadığım şehrimde benden başka her şey içine
sığıyordu, sadece beni kırılmış ‘lığımın şehri içine sığdırabiliyordu! Lakin
burada tek başına vakit zaman geçmiyordu, terk etmeliydim bu kırılmış ’lığı
unutmalıydım, kendi içimde sessizce yaşamalıydım kimseyi kırmadan. Alışa
bilmeliydim buna, aşkımla duam, beni bulmalıydı sen sevdiğimin yanında. Bu
kırılmış ’lığımı sevdiceğimin azda olsa nazıyla yaşamalıydım. Buna alışmak için
zordu, benim için anlamak için zamanım olmasa da bunun anlamak için zamana
ihtiyacım vardı, bu zamana da ben izin vermeliydim.
Ateşe kanat çırpan bir pervane olmak için ateşin başındayım, aşkın yanındayım yanmak
için geldim başına o beni çağırdı ve beni yakacak biliyorum, yakacaksa aşk
yaksın, uyansın içimde uyuyan duygu ve hisler birer birer, içimde bağlı atlar
taylar yolu tozu dumana katarak yola çıksın benimle, turnalar benimle uçsun
gökyüzünde içimdeki aşkla bende onlarla uçayım senli aşk diyarına… Bir gelincik
gibi yüreğinde aşkın açan çiçeklerini senin göğsünde sinesinde yüreğinde açarken
koklayayım. Öfkemle bileylenmiş elimde iken atayım öfkemle o bıçağımı, vereyim
aşkla umutlarımı yarınlarımı avuçlarına.
Şimdi yolda koşarken sen yâre gelirken, yol esen rüzgârla
beni yorsa da yorulmayacağım aşkımla. Kalbinin dik yamaçlarına yüreğinde, açan
çiçekleri koklamak için çıkacağım. Geleceğim ey sevgili kapına bekle beni,
yoldayım sana koşmaktayım bitecek yalnızlık sancılarımız, güneşimiz yeniden
aşkla doğacak. Aheste aheste zaman akarken geçerken ben koştum sana geliyorum, solmayacak
baharlar içinde aşkla yaşarken, ben yaşayacağım bu baharı seninle, gönül çıramı
aşkla bakışın ötelerde yaktı, önümü aydınlattı, aydınlıkla sana geliyorum inan
buna ve beni usanmadan bekle.
Mehmet Aluç