ALEVİNİN; silahı sazdır
CEPHESİ; beyittir
ORDUSU; erenlerdir
ZAKİRİ; 7 ulu ozandır
MAHKEMESİ; dardır
KALEMi; buyruktur
PARLEMENTOSU; cemdir
ÖNDERİ; Muhammet Mustafa' dır
MÜSAHiBİ; aliyyel mürtazadır
ŞURASI; ehlibeyttir
ŞAHİDİ; 12 imamlardır
BELGESİ; evliyalardır
KIŞLASI; dergahtır
BEKÇİSİ; seyittir
HİZMETÇİSİ; derviştir
YEMEĞİ; lokmadır
NEFRETi; sevgidir
HEDEFİ; sırrı hakikattır
VE KABESİ; insandır, İNSAN
Usta yazar Yılmaz Özdil bu şekilde tanımlamış Aleviliği,daha açık anlaşılabilmesi için alıntı yaptım ve böyle başlamak istedim.
"Aleviler namaz kılmaz,oruç tutmaz."
"Aleviler camiye gitmez."
"Aleviler boy abdesti almazlar."
"Alevilerin kestiği kurban yenmez.
"Alevilerle evlenilmez."
Aleviler,Aleviler,Aleviler....
Çok derin ve tartışmalı bir konu,onlara tarih boyunca nice hakaretler nice iftiralar nice zulümler yapıldı,devlet memuru olmaları engellendi yıllardır.
Alevilik,ayrı bir din değildir ve İslam'ın bütün hükümleri geçerlidir ancak bunu farklı ideolojilere çekmek ve fitne yaratmak için bir takım senaryolar öne sürülmüştür.
Tekke onların hem camileri hem medreseleri hem mahkemeleri hem aşevileridir ki bu da kültür zenginlidir.
Tekkelerin elektrik ve su bedellerinin ödenmesi,dedelere maaş bağlanması gibi vaatler zaten iktidar partisinin seçim programlarında vardı yine olacaktır çünkü bu açılım bir arpa boyu kadar yol almadı.
Bunları nerden biliyorum,en samimi arkadaşlarım oldu Alevi hem okulda hem askerde hem de iş yerinde.Ayrıca hem yardımseverdiler hem dindardılar;Atatürk,Cumhuriyet,vatan,devlet ve milletle ilgili hiçbir problemleri de yoktu.
Sayın Bilal Hocam'ın ikinci kitabı olan "215 Gün"de Alevilik-Bektaşilik ile ilgili çeşitli tesbitler var.Örneğin,"Alevilere göre içki ehline helaldir."Bunu kabul etmek mümkün değil,içki haramdır,kimseye helal değildir,bu kadar.Tüm Alevi dedelerini zan altında bırakacak bu cümle çok tehlikedir bence çünkü cemevine,"canevi" derler onlar ve zaten içki bütün kötülüklerin anası değil midir?
Atasözleri:Halkın ortak düşüncesini,inancını,duygusunu,kültürünü anlatan,anonim,genellikle tecrübelere ve akla dayanan,gerçek anlamından ziyade mecaz anlam taşıyan kısa sözlere denir."Atalarımız hep haklı mıdır?"diye soruyor hocamız,bana kalırsa yüzde seksen haklılar ayrıca bunları söyleyenlerin belki okuma-yazmaları bile yoktu.
Atasözlerinde,göçebe ve kırsal hayatın izleri görülür.Sakla samanı gelir zamanı vb.Damdan düşenin halini damdan düşen bilir,deriz fakat villadan düşenin halini villadan düşen bilir demeyiz,değiştiremeyiz.Fakir ve çiftçi olduklarını burdan çıkartmak zor değil,otel hakkında söylenmiş bir atasözü veya deyim var mıdır?
Ziya Paşa,Cemil Meriç,Orhan Kemal,Yaşar Kemal,Tarık Buğra,Yahya Kemal ve Ahmet Haşim,Bilal hocanın en çok sevdiği yazarlardı,bu kitapta Cemil Meriç'in sözlerine bayağı yer verilmiş.
Hem yazılarının küçük olması hem konularının derin olması-felsefe ağırlıklı- nedeniyle okurken gözlerim ile başımın ağrıdığını söylemek isterim.Edebiyat,din,felsefe,tarih birleşince anlamakta güçlük çekiyor insan,ister istemez 'düşünceler üzerinde düşünürken' sıkılabiliyor. Şöyle ki felsefe:
Tamamlanmamış ya da tamamlanamamış bir cümleden ibarettir.
Yolda olmak demektir fakat yolun anayol mu patika mı olduğunu bilememektir.
Teşhisi konulmamış,tedaviye geçilmemiş,geçilse bile cevap alınamamış hastalıklar yumağıdır.
Akıl yürütmekle yola çıkılıp akıl tutulmasıyla sonuçlanmıştır.
Varoluştan ziyade bir duruştur.
Bazen düşüncelerin katilidir bazense kabri.
Kurumuş yapraklara ne nisan yağmurları ne de güz yağmurları hayat verebilir.
Orhan Veli:"Kartaldan çok bir kümes hayvanına benziyor bu şiir.Yumurtası olmayan garip bir kümes hayvanı."diyerek onu adeta küçümser Cemil Meriç.Garip akımın öncüsüdür Orhan Veli;ölçüsüz,kafiyesiz,günlük konuşma diliyle,mecaza karşı çıkıp yalınlığa önem veren şiirler yazdı hatta yaşantısını şiirlerine yansıttı."Bir rakı şişesinde balık olsam,"dizeleriyle alkole olan düşkünlüğünü ortaya koyar.
"Bütün günahlar nerden çıkıyor?"Bunun cevabını ise Tolstoy veriyor:"Bütün günahlar ondan çıkıyor.Kitapta bile yazılı.Paradan daha fazla günah getiren nesne yoktur."
"Hayatımı iki kelime hülasa eder:öğrenmek ve öğretmek."diyen Cemil Meriç,televizyon kültürü diye mefhumu tanımadığını,düşünme alışkanlığı kazanmamış sokaktaki adam için icat edilmiş bir nevi afyon olduğunu,televizyonun yokluğa,boşluğa,şuursuzluğa açılan bir kapı olduğunu söyleyerek şöyle noktalıyor:
"Bu korkunç tiryakilik,kurbanlarını Batılaştırmaz,batırır".
Günümüzdeki bu internet alışkanlığı için ne söylerdi merak ediyorum doğrusu,belki şöyle derdi daha keskin bir ifadeyle:
"Batılaştık ve battık."
Hayatın da kitabın da özetini Maksim Gorki söylüyor:
"Ne kadar az bilirsen o kadar iyi uyursun."
"Mutluluğun en büyük düşmanı düşünmektir.Çok düşünen insanlar,daha az mutlu olur."diyen Paietti ise bu görüşü destekler niteliğinde.