Şuuru kapalı bir kapı bense hidayetin
b/eşiğinde sallantılı duyguların da inhisarı içimde biten çiçek bahçesi misali
irsaliyesi belki de ömrün ne de olsa yılın sonu geldi ve kapanacak tüm hesaplar
içerlediğim bir sözden ziyade huzura dönük yüzü ömrün kayıtsız kalamadığım
mevsimin takılmışken peşine nefsimi iç huzuru ile öldürmenin ertesi ve işte bir
şiir daha fışkırdı bereketli toprağından ruhumun ve yine sınıf atladım ne de
olsa rüzgârın en sevdiği, dalını terk ettiği yaralı ve yamalı bir yapraktım…
Sökün edene sevdalıyım
Bir de tuzla buz edildiğim…
Efkârın yataklık yaptığı
b/atağındayım ömrün
Şüheda mazimde saklı derdest olmuş
binlerce duygu
Hâkim olan hükmedene duyduğum sevgi
ve iman.
Hasat sonu
Haset olanların ölümcül teyakkuzları
Ölmeden ölmek belki de s/avunduğum
tek gerçek
Bir de imanla umutla doğabilmek
yeniden
Eklemlerinde yanıklar var ruhumun
Elem ve evhamla yaşamanın bir adım
sonrası
Asla da yüreğimden, dilimden eksik
etmediğim
Nice dua ve Elham
Sözlüklere sığmayan kelimeler
Hasretini çektiğim cennetin beni
çağıran sesi
Semada saklı bir yıldızın bahtsız
nesli…
Öyle ya: uydusu olduğum bunca
duygunun ertesi
Nasıl hizaya gelmez ihtişamlı yürek
esintimde
Saklı gizi tahayyül dahi edemezken
bir Allah’ın kulu
Anmakla geçer vaktim sadece O’nu.
Meali yok bu şarkının
Nakaratında unutulmuş bir nota kadar
da gam yüklüyüm
Not ettiğim
Nota bilip de serkeş melodilerin
kucağında
Bezediğim nice tuş nice durak
Beklemeye aldığım mutluluk varsın
olsun ırak
İdrakimle ifa ettiğim seher vakti
Vurulmuşken yüreğimden
Asla vazgeçmediğim nöbetlerim
İçtimada geçti madem bir ömür
hüviyetim
Asılı kaldığım o tabela
Öğrenci ruhumda tebeşirle dansım
Bazen kararan ufkumda Rabbimden tek
niyazım
İhlal edilmiş ne çok sınır ne çok
duygu
İhtimamla sevmenin huzur veren ruhu
Kuytularda saklı gizin peşinde
İçimde saklı aşkın yanık sesinde
İzdiham ötesi varlığım
İntikal ettiği kadar bir anda
İdrakin de zorlanırken sınırları
Kanatlandım ansızın göğün mavisine
ulaşmalıyım
Ölüm gelmeden
Uzaklaşmalıyım kendimden
Bir uzlaşı ise eğer ki bu
Az gittim uz gittim
Dere tepe düz gittim
Hörgücümde saklı sonsuzluğun ruhu
Bir deve gibi eğildiğim çölün rüzgârında
Mademki eğri her yerim
Gel gör ki düzgün olandır muhafaza
ettiğim
Bir ömürlükten de çok imandır
Hamt ettiğim ve yakardığım
Tutuşan yürek ikliminden savrulan
Dumanın her katresi
İlahi Aşk ile piştiğim
Yol yakınken döndüğüm
Dönülmez akşamın da nam saldığı
Gece güzlü sevgilim
Günden güne büyüyen bir dürtünün
meali mademki
Bitmek bilmeyen bir sevgi