Yeltendim bir hayal gibi bir düş gibi
içine düşülesi tuzağın uzağında kalmak adına beslediğim umut ve de kaygılar.
Sürgit hezeyan, heyelan nasıl ki
beklemede bense alıntı değil saplantı derecesinde sözcüklere bağımlılığımla
hemen hemen her gün düşüyorum peşine zihnimde kayıtlı binlerce kitabın ve
sözcüğün.
Aktar olma görevini bahşeden tabiat
ve yaşlarımla yıkadığım sayfam solan güne nazire ettiğim ve çekincelerime
rağmen geceye yürüdüğüm.
Yürütülesi bir vazife adeta kalemin
derme çatma kulübesi de değil bilakis benim sırça köşküm ne zamanki kalemi
elime alsam sayısız gökkuşağının reveransı ile referans biliyorum duygu
muhabbetinde yükselen çıtası ile gönlümün beti benzi atan günden firar edip
içimin aydınlığı ve huşu içerisinde geceye akıyorum.
Bir rabıta.
Bir fısıltı.
Kökü kurumuş ağaç
Kökten hüzün.
Ah, bir de kor heceler közünde saklı
maneviyatın ve sözümle özümle bir olma gayreti ile tasnif ettiğim iç sesim.
B/ölünen de mevsim ve de şerh
düştüğüm.
Meali evrenin şer yüklü iblisin
kefeni.
Kefesi kırık olsa da terazinin İlahi
Adalete olan inancımla illa ki dengeliyorum sessizlikle içimin coşkusunu.
Namım yürümüş bir kere.
Nardan nura dönük yüzü mevsimin.
Deştikçe dünümü delişmen ruhumla göç
ettim edeceğim elbette yeni yılın ruhu ile sakınıyorum da gözümü.
Sevgiyle eşleşen bir yolculuk ısrarla
sevebilirken.
Hüzün karşıtı metruk heceler ve
hececiler bir de harcı âlem yazanlar.
Kabıma sığamadığım kadar soluyor
içimin gün ışığı ve tek katrede yığılıp kalıyorum.
Yağmalanmış dünya yağmışken lanet ve
rivayet o ki: zamanı da geldi bir şeylerin.
Bir yitimse yaşamak.
Bir ritimse yürekten s/üzülen.
Bir yatırımsa sevgi.
Ve işte faizi özlem olan hüzün olan
faizin haram olduğu yalnızlığınsa vebali.
Hükümranı evrenin ve hükümranlığında
Mevla’mın ıssızlığın akan çatısında nemrut bir gölgeden uzak aydınlığın varlığı
ve kasveti dağıtan rayihası.
Bir mozalak belki de yolumu kesen.
Yoksa moloz sözcükler mi hıçkıran?
Ve desen desen yaşamak bir o kadar
densiz devasa rahmetin enginliğinde kucak açarken sonsuza d/okunmanın da
öyküsünü yazdığım gün ve gece eşleşen ruhum hüzünle bazense kesif sessizlik ve
işte çanlar bizim için çalıyor ve çağlıyor sözcükler çığlıkların yerini lal
gölgeler alırken çığırtkan mizacı ile ömrün şaibeli gölgelerden arınan
yaftaların eşliğinde süregelen bir m/eziyet babında birisi illa ki benim yerime
konuşmakta.
Çatal dilli iblis şer yüklü.
Çetrefilli yollar tuzak düşkünü.
Bir merhale ise yaşam bir de mozaiği
sözcüklerin ve şatafatlı yalnızlığımın parmak arası terliğinde saklı özgürlük
ve yalın ayk koştuğum yarınların mizacı anıma eşlik eden ve de anılarıma ve
haykırdığım kadar sessizliğin gücüne tanıklık edip ansızın susuyorum ve Rabbim
konuşuyor benim yerime sevginin hasılası ve fasılası ile kekremsi sessizliğime
de müteşekkir ve ben sadece önüme b/akıyorum…
Mutlu yıllar dilerim tüm yüreğimle…