Aşk Her İnsanla Yaşanılmıyormuş
Giderken sanki unut beni der gibi gittin! Dönüp arkana
bakmadan, yıkılmış viran halimi görmeden kaçtın! Oysa seninle umut dolu
günlerim olacaktı, birlikte küçük bir evde, sıcacık sevgi umut dolu ısınırken,
bana gülümseyecektin, şimdi ise beni sensizlikle bıraktın. Giderken geri
dönmeyeceğine beni inandıramadın, döneceksin diye umutla bekledim yolunu, sonunda
anladım ki, her aşkın bir geleni birde gideni vardı. Ben sana gelirken, sen
giden oldun. Beni bu dar alana bırakıp giderken, kendine geniş bir alan bulmak
için mi gittin? Seni dar alanlara sokan, mahkûm eden ben miydim? Aşkla severken?
Neyse olan oldu, giden gitti, bundan sonrasına bakmalıyım artık.
Burada güneş doğarken yeni bir günaydınla uyanırken, sen
neyle uyanacaksın? Kiminle uyanacaksın bilemiyorum, bilmemede artık gerek yok
diyorum. Gecenin kör bir karanlığında tanışmıştık, gecemi aydınlık edersin
sanmıştım yanılmışım, yine karanlıklarda beni bırakarak kendi karanlığına
yürüdün ve bir elveda dahi etmeden. Ben yüreğimle sana aşk ile yaklaşırken sağır
kaldın duyamadın, belki başka sözler duyarsın gerçi aşktan daha güzel söz
yoktur, neyse kısmetinde ne varsa o olur diyerek noktayı koyayım.
Bir anlatım bozukluğu içinde, yanıma bıraktığın hasretle dar
alanda paslaşarak tek kale maç yaparak, günümü geçiriyorum gol yesem de üzerime
gelen duvarların açılarak genişleyeceği günde, tek gol atacağıma inanıyorum, aşkı
seninle yaşayacağıma inanmak için sevdimse de, aşk her insanla yaşanılmıyormuş,
vesselam.
Mehmet Aluç