Büyüttüğüm kaygılarım var gözümde
büyüttüğüm kimse ne çok acı, düşen payıma ve uzak iklimlerde takılı bir
tekerleme gibi nemalandığım nakaratlara usul usul d/okunuyorum:
Balta girmemiş şiirlerim var
Mısraların alın teri ve sevgi koktuğu
kadar
Kederime haiz duygularım var:
alabildiğine
Yorgundur kıyısı yüreğin
Bir kulp daha takmalarına çeyrek var
Yaşadığım cefanın saltanatını
sürdüğüm beyitler
İdam mangası imgeler
Ve horoz şekeri mazimde saklı anılar
İçerlediğim bir d/okunuşsa şiir
Ömür yettiği kadar yazmaya adayım.
Adımda saklı gizin
Peşine düştüğüm izin
İtirafıdır yazılası her şiir ve
alabildiğine pervasız
Bir kuşum pervazında ölümün
Dünde sakit kalan bilinmezin kıydığı
Yürek iklimimden akan damlalar
Sure tadında madem ömür
Sureti kati yakın durmadığım zalim
Zulmün tepesinde çıktı işte
yüreğimdeki yangın
Oysaki tek kıvılcımdı ruhuma sıçrayan
Ak akçeler alnımın akıyla
Alacalı düşler kayıtsız kalamadığım
bir acıdan taşan
Verilmiş verilmemiş hükümler
Boyumu aşan.
Aymazlığında dünün aksayan ayakları
yüreğimin
Külümle iştigal
Uçuşan tül perdeler mabedim iken
sığınağım
Kabir azabı yaşadığım değil yalan
Kaderime hürmet ettiğim aşikâr
Bir mikado çöpüyüm madem
Mademki matemle örülü mabedim
Zikrime saygı duyan fikrim
Fidanlar ektiğim
Şiirin hikâyesi bakaya kalan
Gecenin de firarı evrenden
Karanlığı delen na’şı dahi aşkın
yeter ezelden
Ölüden bozma hücrelerim
Yandığım kadar hüznün ateşiyle
Şerh düştüğüm evrenin
Tek kıstası olsaydı keşke sevgi
Ve edindiğim izlenimden öte
İçerlediğim yazgımla hemhal
Tetikteyim işte
Kalemin tetiğine basılı tuttuğum
Atlas ruhum akça yüreğim andıkça
sevgiyi
Aralıksız kanarım uzağında durduğum
bir ülke iken
Mutluluk
Nemalandığım hüzün kadar yeknesak
olmasaydı keşke hayat
İhbar ettiğim döngü
Külyutmaz yetilerim
Kalburüstü bir mizaçtır benimki
Ne beylik ne sadece benden
Harmanladığım sonsuz duygu ve katık
ettiğim
Evrenden yansıyan ışık kadar hikmetli
Ne var ki evrende?
Elbet Allah’tan gelen başım gözüm
üstüne
Ölüm olsa bile adı
Rabbimi aralıksız andığım kadar
vakıfım huzura
Hüzün geçit vermese de geceye
Yorgun iklimlerden aşırdım ben
hasreti
Kavuşulmazlığın otağı kurduğu kubbede
Veryansın edendir içimdeki çocuk
Yetim ve öksüz bir iklimde dikili
kaldığım kadar
İçine düşülesi tuzakmış yaşamak
Sevincimi eksik etmediğim
tutsaklığında ömrün
Kayıt altına aldığım nerede ise her
an her gün
Devasa bir rahmetle soluduğum her
duygu elbet
Rabbin bahşettiği birden sonra gelen
rakam iken
Sonsuzlukla mayaladığım yüreğin akan
alın teri
Sevgiyle istişare ettim edeli ezelden
Varacağım nokta dünden belli
Varsa yoksa aşktır hayatın meali
Melun mahzun s/üzülen yaşlarım
Yasa bildiğim kadar yası
Yâd edilesi ne çok şey dünde kaldı…