Her düş’ ün eti yenmez, azizim ve her
düş aslında bir gerçeğe de tekabül etmez.
İklimler vardır sırıtan ve insanlar
vardır ıslıklayan.
Aşkın hacminde yanar cihanın
çekirdeği ve merkez-kaç kuvvetidir âşıkların ayağını yerden kesen.
Hicazıdır günün.
Hazanıdır ömrün.
Hulasası yaşadığımız kadar
yaşattığımız o derin hüzün.
Muhtevasında kıpraşır duygular ve
emre amade yaşanır aşklar.
Aşk şiirdir.
Şiirse gözyaşı.
Gözünden düşen şairin ömürdür ve
telaşla sever ve yazar ve yaşar.
Şekli şemaili var mıdır sahi ömrün
yoksa rüzgâr mıdır geçkin şarkıların nakaratlarını sürükleyen.
Gece mil çeker gözlerin göğün ve
gökte saklı sırlar ve dökülür eteğindeki taşlar şairin.
Bol keseden dizeler maharet değildir
gel gör ki bol keseden hüzünle örer satırları ve yüreği ihya edendir duygular
düşüncelerin zikrinde fikirler abestir bazen ama eş düşen nasıl ki zikri ve de
fikri şairin, dervişliğe soyunur yetmez susku yeleğini sırtına geçirir yetmez
sus payı bir söylemde şair susar kalem konuşur.
Havsaladan taşandır sözcükler.
İklimlerse mağdur.
Mahzun yüreğinde yel eser ve yerden
yere vurulur şair bir dipçikse sessizlik derinlerde yüzer şair ve derinden
vurulur.
Kara deliktir çağıran.
Ağrına giden neyse içine gömer ve
ağırdan aldığı hayatı nasıl da heba etmiştir tek kalemde ama tek kalemde bitmez
hikâyesi kalemle kanar kalemle kanatır kalemdir kanına karışan ve kalemdir
masumiyetin simgesi.
Yâd edilesi dününe nifak sokarlar.
Nazına niyazına laf ederler.
Sevgisidir hor görülen.
Saygı duyduğu ise evrendir şairin ve
her kulu Allah rızası için sever ve konuşlu iken yüreğine sevgi, sözcükleri
sevgiyle böler.
Ön sözü vardır günün ve lehçesi kayıp
bir gülüşün peşine takılır ve arzı endam eder yalnızlık.
Sözcükler yaftalanır.
Yalnızlıksa mecrasıdır.
Söylenmedik ne varsa içinde saklı ve
ölümü resmeder bazen gizinde yaşamın ve yazmadığında ölür şair öldüğünde ise
şiirler sızar yüreğinden ve mezar taşından sözcükler dökülür kanlı imgelerin rüzgârına
mahal verendir şairin yaşanmışlığı ve yaşatmaya dair ne varsa serilir sere
serpe sarılır Rabbine.
Göğsündeki broş.
Ve apoleti şairin.
Şair: bir emir eridir ve yürek sev
dedi mi susar kâinat.
Şair efsunlu bir canlıdır acısını
kazımaya kürek gerek.
Şiirler sağdıcı mevsimse solundaki
gamlı nota:
Solden başlar siye dokunur ve kâinat
orkestrası sızlanır şair sustuğunda ne zamanki şair çığırsa sözcükler
kanatlanır ve fildişi tuşlarına konar duvar piyanosunun.
Nasıl ki şair önceki hayatında çoğu
şeyi başarmıştır şimdilerde yeşerir gözleri ve kalemi yaşarır.
İzbelerde açan çiçekleri okşar
uzaktan ve sever de uzaktan lakin yakın addedilir o mesafe üstelik sezdirmez
kimselere…
Telaşında kalemin.
İzinde kaderin.
Gizinde yalnızlığın.
Masallara tutunur yürek şiirler dahi
an gelir yetmez ve yüreğinden vurulur şair ne zamanki kâinat kararsa aslında
karanlığı da deler geçer gözleri ne de olsa aşkın zaferidir kalemin yaz şaire
sev dediği üstelik bihaber iken cümle âlem, sırdaşına verir sırlarını şair ve
usulca yaşadığı gibi usulca göçer gider ansızın…