İlahi bir düş’ sün sen: semanın
derinliğinde yalnızlığı ve sığ kalpleri boykot eden…
Firariyim ve fedaisi sevginin
Aşka namzet bir b/akış aşka aşina
Yaratılış öncesi
Cebelleşen yer ve gök
İnsanların sözüm ona sevgi dolu gövde
gösterisi.
Tırnak içinde unutulmuş bir acıyım…
Açıyım da dik başlı yekten
Hummalı sevgimin nüansına eşlik eden
Bir hiciv bir miraç kayıp mizacım
Yana yakıla sevdiğim de değil
Yerle yeksan olmuş bir kere mabedim.
Ekin tarlam
Ekmeğimi taştan çıkardığım
Kaç evre ise bu aşk
Devreleri atmış yalnızlığımın
külahına anlat
Demlenmiş ne saklıysa içinde
Dertlendiğin şafak öncesi
Gaipten gelen coşkuna ve sevgine
Nazar edenlerin inhisarında
Kötülük tohumu ekenlerin dolmuşken
miadı
İnsanlığın…
İçindeki arzuya ve birbirine
tapanların
Bir ihanet erbabı inip çıktığın
Yokuş
Bazen kulvarında at koşturduğun
Atıl yüreklerden firar eden
duyguların
Bir batında doğan güneşin ve ayın
Saf aydınlığında saklı safiyetin ve
iyi niyetin
Kalburüstü doğan
Doğup da ölen
Yattığın şu sedir
Yatak döşek duyguların itibarı
Sarsılırken doğandan firar eden
Bir kuş gibi
Salındığın dehliz
Ve seni çağıran kara delik
Kanaviçeler saklı çeyiz sandığında
Kirli duvağı ölü gelinin
Kanlı budağı mevsimin
Buğrası şaşkın duygularından
Yola çıkıp da yolda kaldığın
Nice dostun ihaneti
İhbar dahi etmediğin şu sefaleti
Sonlandıracak elbet Tanrı
İkazı evrenin
Cihadı sevginin
Cahil gölgelerden yana iken derdin
Dert etme de sakın ha sözüm ona
yenildiğini.
Ucu yanık bir muhtıra
Evrenin şart koştuğu
Dalkavuğu gölgelerin
Zinhar sevip de yalnızlığına sitem
edenlerin
Göz hapsinde geçse ömür ne ki?
Neylesin hazan
Meylettiğin nice güzel düşün ikbali
Elbet çiçek olup açacaksın
Açmadığın kadar da içine kaçıp içinde
solacaksın
Ve gül yüzün
Nura yatkın mizacın ve mealin
Sıra dışı bir rüzgârla hem içine hem
evrene estiğin
Varsın olsun rivayet bellesin seni
insanlar
Rehavet dolu ruhlarını şeytana
satanlar
Yükün varsın olsun ağır
Mademki kulağına gitti Sağır Sultanın
Asla da yüksünme hani:
Yanaştığın limandır seni feraha
çıkaracak olan
Olmuşla ölmüşe yok madem çare
Asla da dolanmasın gölgeler nurlu
çehrende…
Bir avazda doğmak
Aşkın aksinde yol almak
Ve kötülüğe inat
Sevdiğin kadar mutlusun
Aşka biat
Sen ki bir göçebe
Bedevi yüreğinle esir kaldığın aşkın
çölünde
Unutma farklı olduğunu
Farkındalığında cihanın
Yaşadığın kadar da yaşatacaksın
doğrularını
Elbet Allah’ın izniyle sürdürdüğün
Bu mücadeleden de çıkacaksın akıyla
alnının
Asla da ümidini kaybetme