1 Evet Vardı... Hatta ‘’a Direct Method Englısh Course’’umuz Bile Vardı.

Makale / Güncel Makaleler

Eklenme Tarihi : 23.02.2023
Okunma Sayısı : 733
Yorum Sayısı : 11
Evet  Vardı... Hatta ‘’a Direct Method Englısh  Course’’umuz Bile  Vardı.
EVET VARDI... HATTA ‘’A DİRECT METHOD ENGLISH COURSE’’UMUZ BİLE VARDI.
Bizim zamanımızda yani bundan 50- 60 sene önce orta öğretimde( Yani Liselerde) acayip dersler vardı. Mesela Astronomi. Mesela Jeoloji gibi. Bizden önceki devirlerde de mesela Kozmografya diye bir ders varmış.
‘’Eeee? Ne olmuş?’’ dediğinizi duyar gibiyim.
Efendim, çok daha sonra bu dersler kaldırıldı.
Bir kez daha ‘’ Eeee sonra ?’’ Dediniz değil mi?
Sonra efendim 6 Şubat 2023’de bu ülkede yüreklerimizi yakan, tüm yurdu yasa boğan bir deprem yaşandı ve bu depremde çok fazla can ve mal kaybı yaşadık. Özellikle binalar adeta kağıttan, kartondan yapılmış gibi yerle bir oldu. Oysa Japonya’da aynı büyüklükte bir deprem sanki salıncakta sallanıyor etkisi yapıyor.
Şimdi de ‘’50- 60 sene ve hatta daha öncesinde okullarda var olan derslerle yukarıdaki paragrafta yazdıklarının ne ilgisi var?’’ Diye soruyorsunuz değil mi?
6 Şubat 2023’de yaşadığımız o büyük depremde bu kadar çok can ve mal kaybı yaşamamızın sebebi işte bu geçmişte okullarımızda var olan ama günümüzde kaldırılmış olan derslermiş. Eğer o dersler halen okutulmaya devam etse imiş bugün bu kadar can ve mal kaybı yaşamazmışız.
İlginçtir ki böyle bir iddiayı ortaya atanlar maalesef yukarıda fotoğrafı olan kitaplardan Kozmografyanın ilk yayınlandığı 1929 Yılından 17 Ağustos 1999 Depremine kadar bu ülkede 63 büyük depremin yaşandığını ve bu depremlerin hepsinde de büyük can ve mal kayıpları olduğunu bilmiyorlar herhalde.
Mesela 1939 Erzincan Depremi... 33.000 İnsan ölmüş. 1939’da Erzincan’ın nüfusu ne kadar olabilir ki 33.000 insan ölmüş? Şehir haritadan silinmiş resmen. Ama Liselerde okutulan Kozmoğrafya, Astronomi, Jeoloji gibi dersler ne altmış üç depremi önleyebilmiş ( ki bu zaten mümkün değildir. ) ne de depremlerde çok fazla can ve mal kaybı yaşanmasını...
Şimdi denilebilir ki ‘’ Hocam ! Sen bir öğretmen olarak okullarda Astronomi, Kozmoğrafya, Jeoloji gibi derslerin okutulmasına karşı mısın? Bunu mu anlatmaya çalışıyorsun?’’
Asla ! Anlatmaya çalıştığım şey asla bu değildir. Ama eğitim- öğretimin içinde bir insan olarak neyin ne olduğunu da biliyorum.
Evet... Taa 1930’lu yıllarda bizim okullarımızda Astronomi Dersi vardı, Jeoloji dersi vardı. Bizim lise öğrencisi olduğumuz yıllarda da vardı. Var olmasına vardı da bu derslere kimler girerdi? Yani öğretmenler astronom veya jeolog muydu?
Ne gezer efendim. Jeolog veya astronomu kim bulmuş da biz kaybetmişiz? Jeoloji dersine Fizik, Kimya veya Biyoloji öğretmeni girerdi Astronomi dersine de Matematik öğretmenleri... Tabii ki isim yapmış bir lisenin öğrencisi iseniz... Mesela ben gibi Bakırköy Lisesi öğrencisi iseniz... Pasinler Lisesi öğrencisi iseniz Matematik, Fizik öğretmeni bulursanız öpün de başınıza koyun o yıllarda. Kaldı ki Astronomi, Jeoloji öğretmeni...Hakket benim Liseye başladığım 1969 Yılında Pasinler’de Lise var mıydı? Hatırlamıyorum. Belki vardı.
Bizi her türlü deprem felaketinden koruyacak olan bu çok önemli derslerimize dağdaki çoban haricinde aklınıza gelebilecek her meslekten insan, öğretmen olarak girerdi. Dağdaki çoban da girebilirdi ama kışın daha çok kar yağardı o zamanlar. Dağ yolları kapalı olduğu için gelip de bizim derslere giremezdiler. Ayrıca dağdaki çoban şehirdeki öğretmenden daha fazla maaş aldığı için tenezzül de etmezlerdi zaten üç kuruşa öğretmenlik yapmaya.
Velhasılıkelam bu dersler genel olarak kitabı olan ama öğretmeni olmayan derslerdi.
Peki kitabı olduğu gibi öğretmeni de olsaydı ne olurdu?
Hemen söyleyeyim: Sonuç çok da farklı olmazdı. Düşünün ki 1969-1974 Yılları arasında beş sene eğitim- öğretim görmüş olduğum Türkiye’nin en namlı okullarından Bakırköy Lisesinde bu yıllar arasında toplamda beş kez bile görmedik laboratuvarın yüzünü. İki kez Kimya Dersi deneyi için, bir kez de bir tavuğu eterle bayıltıp kestikten sonra iç organlarını incelemek için Biyoloji dersinde girdiğimizi hatırlıyorum. ( Kurbağa da parçalamıştık ama onu sınıfta yaptı hoca. )
Bugün öyle anlatılıyor ki sanırsın biz Jeoloji dersi gördük diye her birimiz bir deprem uzmanıydık. Sanırsın lise diplomasını alır almaz her birimiz Mimar Sinan düzeyinde mühendislik bilgileriyle mücehhezdik. Sanırsın Astronomi dersi gördük diye aya ilk giden uzay aracı Apollo -11’i biz yaptık ya da Neil Arstrong’tan önce Aya biz ayak bastık.
Bir de Coğrafya var tabii ki... Özellikle son zamanlarda bir profesör çok dile getiriyor: ‘’Okullardan Coğrafyayı kaldırıp Din Dersini mecburi ders yaparsanız depremlerde böyle felaketler kaçınılmaz olur.’’ Diye.
Evet...Bizim zamanımızda Liselerde Coğrafya Dersi de vardı. ( Aslında hâlâ var. Az sonra izah edeceğim.) Var olmasına vardı da İngiltere’nin yer altı zenginlik kaynaklarından, Fransa’nın akarsularından, Almanya’nın dağlarından, Venezüella’nın başlıca şehirlerinden, Patagonya’nın ihraç ettiği tarım ürünlerinden Türkiye’yi tanımaya sıra gelmezdi ki. O sebeple de pek çoğumuz Finike portakalının Wahington’dan geldiğini, Isparta kirazını dünyaya Napolyon’un tanıttığını zannederdik. Aaaah aaah. Alibeyköy’den başka bir yerde mısır yetişmez sanmalarımızı mı, hıyarın sadece Çengelköy’de ya da Langa’da yetiştiğini sanmalarımızı mı hangi birini anlatayım?
Nurlar içinde yatsın bizim Lise Coğrafya öğretmenimiz Köfte Nuri’ye yazılı sınavlarda ‘’ Hocam ! Nereden bilelim İngiltere’nin yer altı zenginlik kaynaklarını?’’ derdik. O da bize ‘’ Aklınıza gelen her madeni yazın. İçlerinde mutlaka İngiltere’de de olan madenler olacaktır. Ben her doğruya puan veririm böylece tam puan alırsınız o sorudan.’’ Derdi de Coğrafya dersinden öyle yırtardık.
Bizim zamanımızda İngilizce Dersi de vardı. Orta I. Sınıftan Lise III. Sınıf sonuna kadar Gatenby denilen bir herifin yazdığı ’’A DİRECT METHOD ENGLISH COURSE’’ adlı ders kitaplarından öğrenirdik İngilizceyi
Orta I. Sınıfta ‘’ A book- This is a book. - What is This?- İt is a book ‘’ ile başlar sonrasında Mr. ve Mrs. Brown’un gündelik hayatı ile devam eder ve yanlış hatırlamıyorsam Gulliver’s Travels ( Gulliver’in seyahatleri ) ile bitirirdik.
Haklarını yemeyeyim. Orta okul öğretmenim Sezer Hanım da Lise öğretmenim Asuman Hanım da olağanüstü bir çaba sarfetti bizlere İngilizce öğretmek için. Hele de Asuman Hanım... Sıra arkadaşım Eray’a ‘’ Gülüver değil evladım Galıvır diye okuyacaksın.’’ demekten renkten renge girdi ama Eray bir türlü Galivır demedi. Hep Gülüver dedi. Biz de sınıfça gülüverirdik Eray’a. ( Unutmadan... Onca İngilizce- Astronomi- Fizik- Kimya- Matematik eğitiminden sonra Eray gitti futbolcu oldu. )
Sonuç: Onca sene ve onca çabaya rağmen lise bittiğinde İngilizcemiz hâlâ Tarzanca düzeyindeydi: ‘’ Şuradan Sağa go. Sonra sola go. Bilahare tekrar sola dön dümdüz go.’’ Hepsi bu kadar.
Peki bugün liselerimizde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi zorunlu ders olarak okutulurken geçmişte bizim zorunlu olarak okuduğumuz pek çok ders kaldırıldı mı?
Hemen açıklayalım:
Bugün Anadolu Liselerimizde ( Ki artık tüm liseler Anadolu Lisesidir.) Tüm sınıflarda zorunlu olan ders sadece Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi değildir. Şu dersler 9-10-11 ve 12. Sınıfların hepsinde zorunludur.
Türk Dili ve Edebiyatı--- Haftada 5 Saat
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi- Haftada 2 Saat
Birinci Yabancı Dil—Haftada 4 Saat
İkinci Yabancı Dil—Haftada 2 Saat
Beden Eğitimi ve Spor--- Haftada 2 Saat
Görsel Sanatlar ve Müzik-- Haftada 2 saat.
Eee. Tarih Coğrafya- Felsefe-Matematik- Fizik - Kimya- Biyoloji yok mu?
Var... Var olmasına var. Hem de zorunlu ders olarak var ama her sınıfta değil.
Mesela?
Tarih---9-10-11. Sınıfta var, 12. Sınıfta yok
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük--- 9-10-11. Sınıfta yok, 12 Sınıfta var
Coğrafya—9 ve10. Sınıfta var, 11 ve 12. Sınıfta yok
Matematik—9 ve 10. Sınıfta var, 11 ve 12. Sınıfta yok
Fizik--9 ve 10. Sınıfta var, 11 ve 12. Sınıfta yok
Kimya---9 ve 10. Sınıfta var, 11 ve 12. Sınıfta yok
Biyoloji---9 ve 10. Sınıfta var, 11 ve 12. Sınıfta yok
Felsefe—10. Ve 11. Sınıfta var, 9. Ve 12. Sınıfta yok
Bu çizelgeye göre 9. Sınıflarda zorunlu ders sayısı haftada 34 Saat... Haftalık ders saati 40 olduğu için ve bu 40 saatin 1 saati tüm sınıflarda Rehberlik ve Yönlendirme saati olduğundan, öğrenci bu sınıfta 5 saat da seçmeli derslerden seçiyor. (Seçmeli dersler ne? Onu da yazacağım.)
10. Sınıflarda öğrencinin okuyacağı zorunlu ders saati 35 olduğundan bu sınıfta sadece 4 saat seçmeli ders seçiyor.
11. Sınıfta öğrencinin okuyacağı zorunlu ders saati 21’e iniyor. Bu durumda onun okuyacağı seçmeli ders saati 18.
12. Sınıfta öğrencinin okuyacağı ders sayısı 19’a iniyor. Yani bu öğrenci de 20 saat seçmeli ders seçmek zorunda.
Peki seçmeli dersler hangileri?
Tek tek yazıyorum:
Türk Dili ve Edebiyatı-Diksiyon ve Hitabet-Osmanlı Türkçesi- Ortak Türk Edebiyatı- Temel Matematik- Seçmeli Matematik- Fizik-Kimya-Biyoloji- Astronomi ve Uzay Bilimleri- Matematik Tarihi ve uygulamaları- Fen bilimleri tarihi ve uygulamaları- Tarih- Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi- İslam Kültür ve Medeniyet Tarihi- İslam Bilim Tarihi- Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi- Coğrafya- Psikoloji- Sosyoloji- Mantık- Bilgi Kuramı- Demokrasi ve İnsan Hakları- İşletme- Ekonomi- Girişimcilik-Yönetim Bilimi- Uluslar arası ilişkiler- Ortak Türk Tarihi- Türk Dünyası Coğrafyası- Kur’an-ı Kerim- Peygamberimizin Hayatı- Temel Dini Bilgiler- Seçmeli birinci yabancı dil- Seçeli ikinci yabancı dil- Beden Eğitimi ve Spor- Sosyal Etkinlik- Görsel Sanatlar-Müzik- Sanat Tarihi- Drama- Müze Eğitimi- Bilgisayar Bilimi- Proje hazırlama.
Yani esas itibariye Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji, Sosyoloji, Felsefe, Mantık, Tarih, Coğrafya ve hatta Astronomi gibi dersler kaldırılıp atılmış değil. Tamamen veli ve öğrenci ile okul idaresinin seçimine bırakılmış. O sebeple de bugün depremde yaşadığımız büyük yıkımda tek kusur Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu dersler arasına sokulup Coğrafyanın kaldırılmış olması gibi bir algı yaratmak( ki Coğrafya kaldırılmış değildir.) son derece insaf ve vicdandan uzak bir söylemdir.
Ancak şunu söylemeden de geçemeyeceğim:
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu olduğu bir ülkede bu kadar çok ahlaksız insan nasıl türüyor?
Devletin öncelikle bu soruna eğilmesi lazımdır. Aksi takdirde tüm okullarda Jeoloji,Jeomorfoloji, Coğrafya, Deprem Bilimi,Mühendislik, Kozmoğrafya derslerini zorunlu kılıp bu dersleri dünyanın en uzman hocalarıyla işleseniz sonuç yine değişmeyecek, yani hırsız hırsızlığına, arsız arsız arsızlığına devam edecek ve bizler enkazlar başında gözleri yaşlı ‘’ Sesimi Duyan var mı’’ diye seslenecek ya da ‘’Sesimi Duyan Var mı? ‘’ diyen bir ses duymaya çalışacağız her deprem sonrasında olduğu gibi...
( Evet Vardı... Hatta ‘’a Direct Method Englısh Course’’umuz Bile Vardı. başlıklı yazı Sami Biber tarafından 23.02.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.