Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 17.02.2024
Okunma Sayısı : 161
Yorum Sayısı : 8
Barnabas  İncili  6. Bölüm--fatima'nın Üçüncü Sırrından Yavuz  Sultan  Selim'in  Kaftanına

1981 Yılında iki çok çok önemli olay yaşandı. Bunlardan birincisi Barnabas İncilinin orijinalinin Türkiye'de bulunduğu iddialarıydı. Ancak o yıllarda özel tv.ler henüz yayın hayatımıza girmediği için saçlarını ensesinde toplayan veya emekli asker olan uzmanlar, ellerinde sopalar, akıllı tahta başına geçip şekillerle, haritalarla bu İncilin nasıl bulunduğu, niçin bulunduğu, içinde ne yazdığı konusunda açık oturumlar, kapalı oturumlar filan yapmıyorlar. Tek kanalımız var TRT, onda da derdimiz Dallas. ''Ceyar bakalım bu hafta yine ne kötülükler yapacak? Lusi bakalım bu hafta kimin altına yatacak?'' Derdimiz bu. Kim takar Barnabas İncilini. Hem bize ne yahu gavurun İncilinden?
Ama yine 1981 Yılında, 14 Mayıs günü tüm dünyayı sarsan bir olay daha oldu.
Tv'de '' Papa vuruldu. '' Haberini izlediğimde '' Ulan bu kesin Mehmet Ali Ağca'nın işidir. Hapisten kaçtıktan sonra sık sık Papayı vuracağım diyordu.'' dedim ama doğrusu biraz da işin gırgırındaydım. Ama o da ne bir ya da iki saat sonraki haberlerde Papa II. Jean Poul'u vuranın Mehmet Ali Ağca olduğu açıklanmasın mı?
Bütün dünya Papanın vurulması olayına kilitlendi. Barnabas İncili konusu da bu arada kaynadı gitti.
O günlerde bir Tevfik Fikret'imiz olsaydı '' Ey şanlı avcı dâmını bihude kurmadın/ Attın fakat yazık ki, yazıklar ki vurmadın!'' Der miydi bilinmez ama Mehmet Ali Ağca sık sık '' Papa, Fatima'nın üçüncü sırrını açıklasın.'' veya '' Fatima'nın üçüncü sırrı gerçekleşti.'' Diyordu.
[ Günümüzde bir Tevfik Fikret olsaydı tarihe böyle bir şiir düşmezdi sanırım. Oğlu Papaz olan birinden beklenmezdi Papayı vuran birine methiye. ]
Peki Fatima'nın üçüncü sırrı neydi?
Aynen ben gibi Papa Jean Poul da merak etti. Zira bizim bilmediğimiz bu Fatima'nın üç sırrı olayı Hıristiyan dünyasında çok biliniyordu. Birinci Sır, I. Dünya Savaşının sona ereceği, İkinci Sır, Sovyetler Birliğinin dağılacağı idi ama Üçüncü Sırrın ne olduğunu kimse bilmiyordu. Pardon... Mehmet Ali Ağca dışında bilen yoktu.
Neyse efendim, Papa Hazretleri az g.tü toparladıktan sonra ( Yani iyileştikten sonra [ Vurulmuş ama ölmemişti. ] )İtalya'da hapisteki Mehmet Ali Ağca ile 27 Aralık 1983'de başbaşa görüştü. Mehmet Ali Ağca ona Üçüncü Sırrın bir Papanın vurulması olduğunu söyledi. Söylentilere göre tam da bu yılda yani 1983'ün sonları- 1984 yılının başlarında Türkiye'de bulunan orijinal Barnabas İncilinin okunması çalışmalarının başladığı söylentileri dolaşmaya başladı. ( Söylentiler kelimesinin altını çizelim. Sadece iddia. )
''Ya hocam amma da attın ha. Papa ile Mehmet Ali Ağca arasında geçen konuşmayı sen nereden biliyorsun'' Diyecek olursanız hemen açıklayayım:
Evet açıklamasına açıklayayım da önce Fatima'nın üç sırrı nedir?
Efendim, 13 Mayıs 1917'de İspanya'nın Fatima Kentinde ( Porto’nun 190 km güneyinde, Lizbon’un ise 130 km kadar kuzeyinde yer alan küçük bir şehir. ) üç küçük kız kardeş'e Hz. Meryem bir zeytin ağacının üzerinde görünür ve onlara üç sırdan bahseder. Bu üç sırrın ikisini yukarıda yazmıştım. Üçüncü sırrı bu üç kız kardeş açıklamazlar.
Sonra bu sırlar ta Vatikan'ın kulağına kadar gider ve Vatikan, Fatima'nın üç sırrını kabul edip onaylar. Bu arada da 3. Sırrın peşine düşmüştür ama üç kız kardeş bu konuda ser verip sır vermez. Ne zamana kadar? Üç kız kardeşten ikisi ölüp hayatta kalan son kız kardeş Lucia de Jesus dos Santos 2000 Yılında bu sırrı açıklayana kadar.
Evet, 2000 Yılı itibariyle 93 Yaşında olan ve rahibelik mesleği ile iştigal eden Lucia de Jesus dos Santos 1982, 1991 ve 2000 yılında Mehmet Ali Ağca ile bizzat görüştü ve son görüşmesinden sonra Fatima'nın üçüncü sırrını açıkladı: Evet, üçüncü sır zannedildiği gibi 3. Dünya Savaşı değil, Mehmet Ali Ağca'nın dediği gibi papanın vurulmasıydı.
İlginç bir şekilde Türkiye'de ne zaman Barnabas İncili ile ilgili söylentiler çıksa Vatikan'da da sansasyonel olaylar oluyor ve bütün dikkatler Barnabas İncili'nden Vatikan'a dönüyordu. Öyle ki Fatima'nın üçüncü sırrını doksan üç yaşına kadar açıklamayan, Mehmet Ali Ağca ile daha önce iki kez görüştüğü halde açıklamayan Lucia de Jesus dos Santos 2000 Yılında üçüncü görüşmesinden sonra birden bire açıklamaya karar veriyordu(!)
Evet, gerçekten de ilginç şeyler oluyordu:
*1995 Yılında Fethullah Gülen '' Başörtüsü Füruattır dedi. Şaşırdık ama Hoca Efendi Hazretlerine (!) o kadar çok güveniyorduk ki '' Vardır mutlaka bir hikmeti.'' Dedik.
* Bayram değildi, seyran da değildi ama 9 Şubat 1998'de Fethullah Gülen, Mehmet Ali Ağca'ın vurduğu Papa II. Jeean Poul ile görüştü Vatikan'da. '' Aman ne güzel, Hıristiyan- Müslüman kardeşliği başlıyor'' Dedik.
*8 Aralık 2003'de Fethullah Gülen'in Aksiyon dergisi Özel Sayısı ''İnsanlık onu bekliyor Hz. İsa'' Başlığı ile çıktı. Bazılarımız yadırgasa da çoğunluk '' Hz. İsa'nın Şam Emeviye Camiine ineceğine ve Mehdi ile birlikte Deccal'a karşı savaşacaklarına inanıyordu. Hocalarımız hep öyle anlatmamışlar mıydı? Bunda yadırganacak ne vardı ki(!) Elbette Hıristiyan alemi gibi biz de Hz. İsa'yı bekliyorduk.
* 2004 Yılında meydana gelen olay hakkında hiç birimizin bir bilgisi yoktu. 15 Temmuz 2016'dan sonra öğrendik ki ABD'de yaşayan Fethullah Gülen, Yavuz Sultan Selim'in sandukasının üzerindeki kaftanı ele geçirmeye çalışmış. Nasıl mı?
Zamanın Şehzadebaşı Camii İmamı Bahattin Çörek anlatıyor:
“Bir Cumartesi sabahı Kur'an-ı Kerim tilavetinden sonra türbe ziyaretinde, ismini sonradan öğrendiğim Ruanda Fahri Konsolosu İnanç Çiftçi, bana yaklaşarak, ‘Camekan içerisindeki kaftan için. ''Hocam bu kaftanı bize verirler mi? Amerika’ya götürsek hocaefendi( Fethullah Gülen) bir ziyaret etse'' gibi şeyler söyledi. Benim de tuhafıma gitti. Sonuçta bunun Sakal-ı Şerif gibi bir manevi boyutu yok. Sonra aklıma geldi ki Yavuz Sultan Selim, Mısır seferinde bu kaftanı giymiş dönüşte de hilafeti getirmişti. Kaftanın hilafetle bir bağı olduğunu düşünerek, dönemin türbeler müdürü Erman Bey’e, ''Burada kamera sistemi ve güvenlik yok ben bu kaftanın durumunu sağlıklı görmüyorum. Buradan gidebilir, tedbirini al.'' dedim. O da tamir amaçlı kaldırdı. Aradan yıllar geçtikten sonra 2016 yılında kaftan geri getirildi. Darbe olayından sonra da Cumhurbaşkanımızın izniyle türbede sergilendi.
Velhasılıkelam 15 Temmuz darbesi başarıya ulaşsaydı Fethullah Gülen, sırtında Yavuz Sultan Selim'in kaftanıyla hilafeti geri getirecekti ama bu hilafet çok farklı bir hilafet olacaktı. Zira Fethullah Gülenin sırtında Yavuz Sultan Selim'in kaftanı olacak ama ellerinde Kur'an, Tevrat, Zebur, Matta-Luka- Yuhanna- Markos İncilinden mürekkep İncil ve Barnabas İncili olacaktı.
Fethullah Gülen'in getireceği hilafette büyük ihtimalle Dinimizin adı ''Mu- Hı- Lam'' [ Musevi- Hıristiyan- İslam'ın kısaltılmış hali ] Kitaplarımız da Tevrat ve Zebur ''En Eski Ahit '' Matta- Luka - Yuhanna - Markos İncili '' Eski Ahit'' Barnabas İncili '' Yeni Ahit, Kur'an-ı Kerim de '' En Yani Ahit '' olarak yeni dinimizin kitapları olacaktı.
*27 Kasım 2006'da Türkiye Cumhuriyetinin en kırmızı ışıkta arabasını durduran, en bi marketlerde sade vatandaşlar gibi kasa önünde kuyrukta bekleyen, en bi anayasa kitapçığı fırlatma dalında dünya rekoruna sahip Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in resmi davetlisi olarak Papa 16. Benedictus, Türkiye'ye geldi ve 30 Kasım'da İstanbul'da Sultanahmet Camii ve Ayasofya'yı ziyaret etti. Onu Türkiye'de karşılayan ise o dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'dı.
Velhasılıkelam Mehmet Ali Ağca'nın Papayı vurduğu 1981 Tarihinden itibaren Türkiye'de Barnabas İncili ne zaman gündeme gelse Vatikan'dan ve Vatikan'ın en önemli kardinallerinden biri olan Fethullah Gülen'den hemen bir karşı atak geliyor ve tüm dikkatler o yöne kayıyordu. Daha da önemlisi her kim Barnabas İnciline bir adım yaklaşsa esrarengiz bir şekilde ortadan kaldırılıyordu.
Unutmadan...
Yine bu arada Fethullah Gülen, Barnabas İncili meselesini sulandırmak için tüm ajanlarını seferber etmişti.
Çok çok uzattığımın farkındayım. Gelecek bölümde inşallah Barnabas İncilinin bulunuşunun ve içinde ne yazdığının gerçek hikayesini anlatmaya başlayacağım. ( Tek bölümde biter mi? Uğraşacağım ama şimdiden söz veremem. )
( Barnabas İncili 6. Bölüm--fatima'nın Üçüncü Sırrından Yavuz Sultan Selim'in Kaftanına başlıklı yazı Sami Biber tarafından 17.02.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.