Düşlemsel bir gerçeğim ben ve
düşlerin dilemmasında gözümü sakındığım aşkın da sözün de erbabı iken yüreğin
mealidir yine yüreğime d/okunan ve aşkın vebali özlemle yoğurduğum günün
yorulduğum dünün tek mekânı: elbet Allah katında saklıyım ve sırlarım da ve
surlara serili ölü toprağı gibi üzerimden atamadığımsa doğrudur ve de üstüme
alındığım ne de olsa hassasiyetin ve haysiyetin tavan yaptığı bir kulum
kulluğumsa Rabbime ve küllerimde yaşadığım kadar külümden doğduğumdur tek
doğru…
Cinnet ehli bir cennetin özlemi içime
serili
Aşkın ve hazanın na’şı sevdalandığım
rahmeti
İlahi Aşkın her kıvılcımı ve kıvancı
Yağdığım kadar sağanak misali
Yağdırdığım şiirlerimde saklı
tuttuğum fıtratı
Mademki bahşeden Tanrı…
Alametifarikasıyım de s/onsuzluğun
Gönül verdiğim ve gönül koyduğum
Bazen taban tabana zıt aşkla
öldürdüğüm nefsimin
Ardından saygı duruşunda bulunduğum
yolculuğumun
Son durağı ve tek kale’ m:
Edebiyatın hücrelerime eşlik eden her
hecesi
Kulluğuma binaen tapındığım İlahi
Aşkın tek maliki
Ve hükümranı ve hükümdarı
Rabbe duyduğum sevdanın meali
Ve gizemi
Ve işte eğri oturup doğru konuştuğum
Her ezan ve imsak vakti
Yetmez de bana aralıksız Rabbimi
anmama
Anbean büyüyen bir coşku ve aşkla
Koştuğumdur İlahi Makam…
Ben baharım.
Güzel gördüğüm doğru çünkü güzel
bakarım.
Öykündüğüm şüheda mazim
Aşk ekip özlem biçtiğim
Yalnızlık ekip şiir içtiğim
Bilmesem de biçki dikişi
Kitaplardır ana vatanım
Kalemimle yâd edilesi dünümden
Firar edip anda saklı mevcudiyetim.
Ben hüznüm.
Kimine göre şen ve neşeli.
Ben babamın gülüyüm
Güldür güldür sevdiğimse çok doğru.
Yanlışlarımı giyindim üstüne cübbemin
Eteklerimi de sürüdüm
Elimden geldiğince evrene çiçek
diktim
Sonra açtım gonca gonca
Ve soldum ve soludum
Ve rahmeti içime yağdıran Rabbime
ettiğim
Niyazlarım kadar
Sevecen yüreğime yağan kar
İdamesi ömrün iltifatım yok durduk
yere
Lakin sevdi mi insan tam sevmeli
Meali ölüm olsa bile.
Zanlar tutuşan eteklerinden
Dökülen taşları başıma isabet
ettirdikleri ne ki?
Hele ben kimim de ahkâm keserim
birilerinin yerine?
Lakin uçuşan zanlar ve yalan sevgiler
kanıma dokunan
Akacak kan ve sözcükler elbet durmaz
damarda
Damardan sevdiğim ve yazdığım kadar
Aşkın bekası ve bakaya kalan
sözcüklerim kader kadar kadir
Keder ile içli dışlı
Kamil olansa anlar
Yoksa hep ben miyim suçlu?
Kalp gözüm uleması ömrün
Gönül verdiğim nice yürek ve masal
yazmadan duramadığım
Kalemin nabzını her alamadığımda
İçime yağan yaşın yoktur duracağı
Durmam gereken yeri de bilirim hem
Meylettiğimdir umut ve sevgi ve
özlemin
Dikenli telleri
Azat edilesi yüreğimse saklı yerin dibinde
Ve de göğün en tepesinde
Sektiğim kadar sarkıttığım camdan
Saldığım kadar yaşımı s/alındığım
ayan beyan
İnsanlar gıybete dururken ben
Kıyama durduğum kadar kıyılan içim
Dilimlenen yüreğim
Ve közümde saklı bir servetim ben
Aşkın İlahi dokusunda ve dokunuşunda
Sevk ettiğim hüzün denen minvalden
Sekip de erdiğim hidayet ve de
nihayet
Elbet erdemdir de sevmek ve asalet
Sonsuzluğa açtığım kanat kadar
sevdiğim tek gerçek
Ve kalemim ve yüreğim tek servetim
Özgürdür yüreğim severken
Lakin içine de hapsolduğum mabedim
Her nasılsa
Kim bilir kaç fasılda
Asılı kaldığım kadar göğün beni
çağırdığı ayan beyan
Aşkın hülasası
Ve de sevginin asası
Kıblemde yanan bir ateşim belki de
alametifarikası
Şu yüreğin şu kabrin
Şu sevdanın meali bende saklı
Bense Allah katında
Yaşadığım kadar da söyleyeceğim
doğruları
Yaşattığımsa varsa yoksa aşkın
dinmeyen İlahi Rüzgârı…
O aşk ki:
Yüreğin kıblesi
Yaşadığımsa bunca kabir azabı
Tetikleyense coşkumu ve aşkı
Ansızın hâsıl olan bir hediye
Bahşedilesi Rabbin sunumunda
Gözümün her yaşında saklı
Duruşumun yansıdığı
Binlerce dize ve şiir ne ki?
Yazılası nicesi
Aşka dur durak yok mademki
Şakıdığı kadar kalemin sonsuz neşri
ve nesri…