İki Dakika Kala




uzaktalar şimdi 
belki de sen uzaklaşmışsın
belki de şartlar uzaklaştırdı seni
ekim vakitlerini beklerken 
yahut eksik bir şeyler varken 
yorulmuş, yolunu kaybetmişsin 
dahası çıkmaz yollara sapmışsın

öyle ya 
bir el uzanmalı kaldırmalıydı seni
bir iz, bir işaret, 
bir haritaydı belki
eskimiş kitaplarda okudukların
bilmediğin bir yolu aydınlatacak yol işaretiydi
içindeki sesler
iç açıcı, yara sarıcı sözlerdi
hani  yanılırda yanlışa düşersin diye

tadın tuzun yok
bölük pörçük aklında kalanlar 
kalbin üzerinde  tahribat yapanlar
kendi vebalin 
tepeden tırnağa kendi kurguladığın
her bir yer, 
her bir saniyen 
küçük bir manifesto

gözyaşı damlası gibi usulca akıp giden
en kabuslu rüyalarda
kanadı kırık bir güvercin kanat vuruyor gecenin göklerine
ışığı sönük ay bir aynadır 
yere düşmüş kırk parçaya bölünmüş
her parçası sende nar-ı hazandır
kadim bir kederin şavkı vuruyor alnına
bakışlar soluyor gözlerinde
nefes nefes 
hücre hücre

dogmatik şüpheler besliyorsun
aklının sırtını sıvazlayarak 
çaresizsin acılara kayıplara 
sessiz ve duyarsızsın 
kendi dünyanın sığ sularında saatlerce çimerken
şuursuzca içinde yaşadığın gerçek dünyayı unutup

olduğu yere mıhlamışsın
kat kat bezlere sarılı duyguların
neyi bastırdıysan göğsüne 
açmakta zorlandığın minik gözlerine 
acı bir anlam oturtmuşsun
trajedi ve dramların donuk 
ruhunun cennetinde hareketsiz yaşıyorsun 

tozlu  raflarda 
adını hiç duymadığın 
sesini hiç tanımadığın 
harf harf kelime kelime yokladığın
hüzünlerin ağlamaların  gözyaşların
içine nefes nefes üflenen cümleler senin

sessizliği daha da büyütüyorsun
derin nefeslerle göğsünü genişlettikçe 
biriyle kesişmesin diye gözlerin
sağa sola bakıyorsun 
yukarı aşağı çeviriyorsun yüzünü 
gözün yerde mahcupsun 
hesapsız bir yakınlık içindesin
galebe çalamıyorsun kalbine 

hiç şüphe yok ki bir çetin meydan okuma seninkisi
hiçbir kural ve hedef tanımayan günahların
bizzat kendisi ceza 
büyük darbelere maruzsun
yalnızlığı çok seven kalbin ipotek altında
kendinle dost olma fırsatını kaçırıyorsun  
rutubetli bir sessizliğin hakimiyetinde 
kendi yolunu kendi bulacak kadar 
suçlusun 

yaşama tutkuların kendi kendine düşmanmış gibi
nereden saldırabilirse oradan saldırıyorlar
zaafların kendine yetecek kadar 
patenti kendine ait 
çamurdan yaratılışına binaen öykülerin
kovaladıkça dağa kaçıyor ömrün
güneşe iki dakika kala 
yanıyor 
bitiyor 
kül oluyorsun

redfer
( İki Dakika Kala başlıklı yazı redfer tarafından 15.05.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu