mevzubahis yolculuksa
menziller vardır
kıvrımlı, sapaklı,
tümsekli
yolcu yükümlü
amaç mukaddes
doğumdan ölüme uzanan
menziller vardır
ayakları taşıyan
bedenleri ağırlayan
kalbe dokunan
sesle
sözle
misafir karşılayan
sözler boğazlarda
düğümlenmeden
emekle büyütülmüş sevgiler
yıpratılmadan
çocuksu gönüller
ürkütülmeden
günleri gecelere
benzetmeden
karanlıktan aydınlığa
menziller vardır
toz toprak da olsa
kavşaklı, geçitli
kimi gidiş için
kimi geliş…
kimi gün doğumuna
ufka doğru yükselen
öylesine ulaşılmaz
öylesine yücelere
menziller vardır
gözlerdeki feri tüketmeden
ayın parıltısı sönmeden
gecenin sırrına güneş
doğmadan
gündüzün hayrına akşam
olmadan
zayi olmadan
yürünecek menziller vardır
yol yokuştur
yol iniştir
yol taşlı
yol toprak
ruha hicret yaşatan
sıcak iklimden uzaklara
nefes alabilme adına
can pahasına
yollara düşüren menziller
vardır
uzak yakın fark etmeden
verileni Yaradan’dan
bilerek
unutulmuş kapıları çalarak
ekmeksiz ocaklara
dile gelen
kalbi kuşatan
birlikte yürünülen
hedefe götüren menziller
vardır
son lahzadır
en yürekten kapıda
sarılışlar
akşam gidişleri
hüznün en koyusunu yük
ederken
milyon şiirlere bedel
sevdalara
yol veren sonsuz menziller
vardır
mevsimler solmadan
turnalar uçup gitmeden
ekmeğin lokmasına
çeşmenin akmasına
bacanın tütmesine
gecenin bitmesine
menziller vardır
yerden göğü
gökten yere
beş vakit duaya götüren
sesi duyulmayan
yönü bilinmeyen
yolu bulamayan menziller
vardır
kapıda bakışlar sönük
duygular öze yolcu
gece ufuksuz
umudu silen ışık
üşütür saatleri
tiryaki bir sessizlik
adı konmamış bir ayrılık
sonrası ayaz menziller
vardır
pas tutmuş hatıralar
düşlerden dökülürken
geceye sükunet indiren
ardına iz bırakan
toprağa yağmur vardıran
mevsimlere renk ulaştıran
dünyayı yeniden döndüren
menziller vardır
yaslı şarkılar döver boş
sokakları
şimal rüzgarı
yalaz hıçkırığı
takılır ezginin peşine
herkes çekip gider
üşür gece
ışık ve ateş üşür
bir iklimden bir iklime
hicranın başkentine menziller
vardır
can bedenden çıkmadan
akıl baştan gitmeden
yürekler soğumadan
bir sancı ürpertisi önce
duyulmadan ruhun çığlığı
uçsuz bucaksız diyarlara
son adrese götüren
menziller vardır
redfer