Müşkül bir rengim meşgule verdiğimin
de özetidir kalemin sonlanmayan direnci ve göğün dahi teyakkuzda olduğu yarım
kürenin yarınlarına sunduğum umudun ve inancın zirvesi.
Hercai değil ruh.
Hırsız değil yürek lakin çalınan ve
çalındı mı kapısı…
Öznem bitik belki de çünkü iflah
olmayan bir hayalperestim direndiğim kadar ömre asla lakayt kalamadığım kadar
yalanlara ve göz göre göre tekrarlanan yanlışlara.
Bir izbede esir düşmüşken neslim.
Bir metruk düzende kaybolmuşken
düzenim.
Kırık tekeri belki de cahil nidaların
solgun rubailerin gizlendiği o karanlıkta iken saklanmış gerçekler ve sırlar…
Kehanet erbabı kâhin.
Rivayetler uzmanı yüreğin de rehavete
büründüğü.
O sessizlik ki çeperinde ölümün.
O silik suretler ki bol bol akarken
rimeli makyajı ve boyası içerlediğim kadar haksızlıklara kefilim de içimde
saklı imana ve dermanı da Rabbimde aradığıma kanıttır iç sesim.
Melun bir hece değil çığırdığım.
Mahzun gülüşüm varsın kundaklansın.
Bir retina ise akan.
Göz pınarımda saklı iken yaşlar ve
hareler ve pırıltılar.
Müsebbibi kimse yaşadıklarımın…
Hoyrat rüzgâra da artık verip
veriştirmiyorum elbet yaşarken de kaderimi sorgulamıyorum artık neden, niçin.
Uzamı günün az evvel çalan kapı
zilim.
Yalnızlığın nüansı ve öldürücü
şehvetlerin nefislerin uzağında kalmak adına sığındığım yüce Rabbim.
Ket vuranlar var umuduma.
Kat çıkanlar var basıp da geçen ezen
üstümü.
Kayıt açan var elbet İlahi Işığın
asla sönmediği ve amel defterimde yazılanlara da kefilim ve günahlarım için her
an her gün af dilediğim…
Bir türbülansmış meğer yaşam.
Bir rivayet ya da şehir efsanesi
mutluluktan zil takıp oynamak iken düşmeyen payıma.
Bol keseden efkârım.
Ümidimi saklı tuttuğum kadar duacıyım
her acı çekene her hastalığı yüklenen ruha ve bedene sırdaş iken yüce Yaratan.
Günün duvağı az evvel yırtıldı ve
yıkıldı mihrabım.
Gece gözlü bir yalnızlığa bedel
biçenlerden uzaktayım da ve işte yağdı yağacak rahmet çoktan teslim oldum
sağanağına gök kubbenin ve efkârımın da pimini çekip alaşağı oldu ruhumdaki
dingin hava.
Kubbede saklı.
Yerkürede geçici.
Yalnızlık ve iman iken sahici.
Emsalsiz bir duygu yoğunluğu ve
medarı iftarı sözcüklerin aslında üç mefhumda saklı tuttuğum kâinatın şifresi:
İman.
Aşk ve sevgi.
Ve umuda dair…
Tökezlediğim doğrudur.
Yola çıkıp da yolda bırakanlar ise
nüvesi hüznün.
Nüktesi tutulmuş iken kaderin kederin
ıslak zeminine serili taşkın gözlerim ve şaşkın mizacım.
Bir kasvet mi?
Ya da halvet?
Bir özlem mi yoksa öznemi saklı
tuttuğum?
Esnek bir ip değil bilakis inanılmaz
gergin ve güçlü kuvvetli ve işte üzerinde yürüdüğüm ipin de alametifarikası
iken ansızın depreşen ruhum yüreğim daralan bir alanda saklı tutulası
muhteviyatı ömrün ve gün saydığım saat saydığım belki de kaydırağım iken
kalemim her kale alınmadığımda gittiğim içine girdiğim bir katedral misali
hanelerin yolculuğunda harelerin eşliğinde nazenin bir gölge olma ihtimalini
bile yok saydığım…
Ben buyum.
Osu busu değil ben gerçeğim.
Gerçek bir Müminim değil yüce
Rabbimin yargıladığı ahkâm kesenlerin yalanlarında saklı hiç değilim bilakis
saklandığım da değildir artık gerçeğim aşikâr ben insanım insan kalmaya yeminli
ve sadık olduğum kadar Rabbime sözümün de eri bir neferim.
Gönül kubbem.
Yürek sesim ve izim.
Kaynayan sözcükler boca ettiğim şu
boş beyaz masum sayfada bir iz bırakıyorum geride ve gizimi sunduğum Mevla’ma
itikat ettiğim kadar huzura delalet bir fısıltıdan çıkıp da yola erişiyorum
Rabbin Dergâhına öyle ki: yeryüzünde bir Allah’ın kula açmazken kapısını yüzüme
kapanan bunca kapının akabinde neşrediyorum sözcükler nasıl ki mintanım ve
Rabbim nasıl ki yanımda hamt ettiğim kadar hayra yoruyorum olanları ve
biliyorum da artık her şerde bir hayır olduğunu.
Misafiri ve de yolcusu olduğum dünya
denen düzenek.
Hancısına sevdalandığım ve şükre
sabra delalet her günüm her saniyem ve içimde yaşattığım mübarek iklimin de
müdavimiyim haiz olduğum o tek zerremle koştuğum Rabbin sunumu ve bahşettiği
kadar kaderimin izini süren bir gizim insanların gözünde ve saklı tuttuğum her
doğrunun peşinde yalanlar varsın töhmet altında bıraksın bense inancın kıvancı
ve eşliğinde günbegün büyüyen bir güç ile rengimi ve berraklığımı ve
insanlığımı kolluyor ve kodluyorum açtığım o devasa parantezlere yağdırdığım
sözcüklerin ve umudun da eşkâli iken an itibari ile beni ayakta tutan neyse
hüzünlü kalbimin de sağdıcı iken melekler ve de tek sahibim iken yüce Yaratan…