Tabiat



 __Tabiatın tercümana ihtiyacı yoktur.

Onun güzelliğini anlamak için, açık bir ruh yeter. 

Doğa aşığı birisi iseniz doğada vakit geçirmekten de çok hoşlanıyorsunuz demektir. 

Doğada aldığınız nefes, ağaçtan düşen küçük bir yaprak dahi sizi huzur dolu bir atmosfere taşıyabilir.

On dokuzuncu yüzyıla kadar, hiç sona ermeyen zorlu görev, insan  soyunun ve çevresinin doğal etkenlere karşı korumasıydı. 

Ama bu yüzyılda yeni bir ihtiyaç doğmuştur: Doğayı insana karşı korumak. 

Sağlığımızı pozitif duygular sağlayan canlı renklere borçluyuz.

Yediğimiz yiyeceklere bir de bu gözden bakarsak bazı şeyler değişecektir.

Şeklimizden düşüncelerimize, duygularımızdan söylemimize kadar yaşamımız her yönüyle evrim geçirecektir. 

Doğada gözümüzün gördüğü her şey renklerden oluşur. 

Hatta ruhsal durumumuzu bazı renkler etkiler. 

Bu durumda hayat renklerden oluşuyorsa gıdaların da bir rengi var demektir. 

Bir ressamın tuvaline koyduğu renkler bir süre sonra tabloda canlanır. 

Renklerin canlılığı ressamın oluşturduğu tabloda hareketlenir, baktıkça bizim de ruhumuz şenlenir. İşte yememiz gereken sebze ve meyvelerin de bu canlı renkleri arkasında bizim sağlıklı yaşama iksirimiz yatmaktadır. 

Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, mor… Bunlar yaşamın, sağlığın, her gün hayata yeniden neşeyle başlamanın renkleridir.

Doğa- ananın- rengi- yeşildir .Yeşil doğanın ana rengidir. 

Ağaçlar, yapraklar, otlar, çimenler…Bu renk “klorofil ”in rengidir. 

Klorofil, güneş ışığını enerjiye dönüştürür ve yeşilliklerin yaşamasını, soluk almasını sağlar. Bu dönüşüm olmasaydı gezegenimizde yaşam olmazdı. 

Doğa için bu kadar değerli olan yeşil rengin vücudumuz için farklı olması ne mümkün? Nitekim tüm yeşil sebze ve meyveler bizim için olağanüstü bir değer taşırlar. 

Doğaya zarar verenler, zamanı geldiğinde paradan daha  önemli olduğunu anlar. 

Doğa çok şey anlatır. Yeter ki onu anlamayı bilin.

Tabiatın size verdiği mesajları dinlediğinizde asla hata yapmazsınız. 

Ağaç insanlara beraber yaşamayı öğretir. 

Birliktelikten başarı doğacağını ve fayda bulunacağını ifade eder. 

Çiçekler, güzelliğin, umudun ve sevginin ifadesidir. 

Doğa bize aldırmaz. 

O yüzden doğada insanlar kendini her daim huzurlu hisseder. 

Doğada varoluş sebebi her şey sudan gelir toprağa geri döner. 

Suyun bir felsefesi vardır. 

Doğa, insan olmadan yaşayabilir fakat insan doğası olmadan yaşayamaz. 

Doğa nasıl işleyeceği hakkında size danışmaz ki. 

Sizin beğendiğiniz ve beğenmediğiniz şeyler için kişisel istekleriniz onu ilgilendirmez. 

Mesela vahşi hayvanlar bir ormanı paylaşıyor da, iki kardeş aynı eve sığamıyorlar:)

Doğanın göz alıcı bir şekilde yerleştirdiği, şu yeşil ağaç dizisine bakın! İnsan eli asla onunla yarışamaz! Ağaçlar yıkıldı, apartmanlar dikildi, bütün insanlar hep; dört duvara tıkıldı. İnsanın umutlarını soldurmayan, içine acı doldurmayan tek aşk, tabiat aşkıdır. 

Dünyadaki en kıymetli örtü sarayların perdeleri değil, doğanın bitki örtüsüdür. 

Dünya herkesin ihtiyacına yetecek kadarını sağlar, fakat herkesin hırsını karşılamaya yetecek olanı değil. 

Doğa duygusu ve sevgisi, er ya da geç sanatla ilgilenen kişilerde karşılığını bulur.

Hepimizin bir "annesi" vardır: Toprak. 


Semra EROĞLU Şiirleri sevdiren kadın

19/07/2023 

( Tabiat başlıklı yazı Semra EROĞLU tarafından 19.07.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.