‘’Ölmek
de geliyormuş elinden, bunu öğrenemeden üstelik
“Gelmiyor
elimden yaşamaktan başka bir şey” dedin ve gittin
Gidince
eksildim biraz desem yalan olur
Özlemin
tamam etti yalnızlığımın kale duvarlarını
Sen
benimlesin o kalede
Artık
gurbet eskisi gibi gidilecek uzak bir yer değil
Yaşamak
gergin bir bekleyiş değil
Ölmek,
seninle iken değil
Biliyordum
ne çok yorulduğunu, ondan koşuyordun bu kadar
Dinleniyor
musun şimdi?’’(Alıntı)
Revize ettiğim bir
iklim: aşkın doğusu ölümün batışı yoksa batısında mı sekiyorum ben yaşamın ve
işte şiirler gözü kör olasıca tüm şiirler, benim asla varamayacağım bir yakaya
olan güzergâhında saklı bir hediye Tanrının bahşettiği ve de bahşedilen nefesi
seve seve tükettiğim ve de nefsimle olan mücadelemde kendimden kâh kaçtığım kâh
varmak adına uydusu olmuşken hem hüznün hem umudun…
Deli c/esareti
benimki hem kim dedi bana şiir yaz, diye?
Bir bukalemunum ben
öncemdeki dünya artık unutulmuş bir apart iken sonramla iştigalim şiir yazmaya
başladığım ilk günden bu yana eriştiğim bir zirve bazen kaçtığım kendimden ve
kaçırmışken treni bazense bir ergen gibi aşka düştüğüm genelde bir çocuk gibi
çabucak kızıp öfkelendiğim ve yaşlarımı da elimin tersi ile silerken diğer
elimle şiir yazdığım…
Kapıldığım bir rüzgâr
aslında nicesi.
Utkum ve ufkum ve
tutulan nutkum.
Sevdiğim ayraçlar
ve işte hayatımı ve ruhumu ne de güzel b/ölüyorum sarmalında hayallerin ve
yazdığım onca şeyin ardından baka kaldığım ve inanmaz gözlerle kendimi adeta
tepeden seyrettiğim…
Merak etmeyin sakın
ha: henüz delirmedim.
Çift kişilikli
filan da değim olsa olsa üç beş ben var benden içerde.
İçre yolculuğum ve
hayata tutuklu kaldığım…
Diğer yandan
yaşamak çok da matah değil/miş hani yine de uyruğum hayat bazen kepaze gölgeler
yolumu keserken bazen hıncımı kendimden aldığım ve sür-git bir macera ve
yolculuk tavaf ettiğim kadar kâinatı gizemin sihrinde takatim kalmadığı kadar
Araf’ta uzunca süre asılı kaldığım hem de ne çok bir ömür…
Her satırı hayatın
ve şivesi kaderin ve almanağı yüreğimin alt edemediğim kadar duygularımda
kaybolduğum bir batıp bir çıktığım ve imgelem yüklü hayat rutinim bazen
dizlerimin bağı çözülürken dizelerimi dövdüğüm ve her anne gibi kızım/oğlum
bildiğim tüm sözcüklerin b/ağrında açan bir çiçek gibi kendimle ilintili bir
mevzuat olsa ne ki hayat olmasa ne ki?
Ve işte ölümden
ölüm düşüncesinden kaçamadığım ve kimseye konduramadığım kadar da ölümü kendi
ölümümü merak ettiğim kadar nice ölümle el sıkışmışken ve de ölümün defalarca
kıyısından döndüğüm lakin son zamanlarda ölümle restleşen annemin de kadere ve
kedere kafa tuttuğu doğrudur öyle ki beş dakikalığına duran kalbinin yeniden
atmaya başlaması Allah’ın nasıl ki bir lütfu pek de irdelemiyorum artık ölümü o
geceden beri…
Bazen sesimin
yankısı duyulmuyor, biliyorum.
Hayatın bana
yaşattığı ve dayattığı ne olursa olsun direniyorum bu da başka bir doğru pek
çok yanlışın da uçurumdan düştüğü ve sevdiğim kadar da var hani iteklemek
kederi ve yok saymak zalimi ve kötüyü ve bir ayraç iken şiir yetmiyor bana
sadece şiir yazmak ve mızrabı sazımın kırılmadan kendimce besteler ve güfteler
uyarlıyorum başa çıkamadığım hayata ve işte gerisi çorap söküğü gibi geliyor.
İhtişamlı bir aşk
yaşamak adeta kalemle olan ilişkimde evrenin bana yaşattığı duygu hele ki insan
aşka âşık iken…
Ruhumun aşı ve de
aşısı iken aşk…
Ölümsüzlüğü de pek
merak ederken şimdilerde Tanrıdan böyle bir talebim yok çünkü sevdiklerim
benden gitmişken nasıl bir mahiyeti olabilir ki yaşamanın hele ki s/onsuzluk
talep ederken evrenden bu bağlamda sadece yazarken ölümsüzlük duygusu ile
eşleşiyorum br anlığına birkaç saatliğine ve saatimi de ölüme kurmuşken ve de
vakit varken yazıp seviyorum ve kendimle cebelleşiyorum ve de kendime duyduğum
saygının bir adım sonrası iken kendimi sevmek bunun bir kurgu olmamasını
diliyorum.
Kurmaca addedilse
de yazdıklarım…
Hele ki kadı
kızında bile kusur varken…
Ve işte bir ömür
kusurlu addedilen bendeniz tüm yüreğiyle yazmanın verdiği huzur ötesi tek duygu
tanımıyor elbet Allah Aşkı ile de dolup taşarken içim biliyorum da artık
yazarak Rabbime koştuğumu bazense yazarak kendimden kaçtığımı varsın olsun ölüm
olsun ucunda…