Acının uleması şehrin surları…
Akşam sularında sekeceğim bir bir
heba edilesi
Mazinin dünde kalan şüheda öfkesi…
Ar bildiğim üstüne ant içtiğim
Ben bir ardıç kuşu misali sektiğim
Gölgeme teşrifim adı olmayan bir
hayalin
Dibine vurduğum Aşk denen iklimin
Kâh güftesiyim kâh bestesi
Beylik acılar bulvarından benden öte
beyzade sevgimin
Nazenin ve sergüzeşt yalnızlığının
sarmalında
Açan bir çiçek nezdinde
Uyruğu kayıp bir ömür
Ulağı aşk denen kibirli mevsimi şiar
Edindiğim kadar
Ebabil kuşları şecerem
Anka neşesi ile uçarım usul usul
Kâh külüm kâh gülüm
İçime çektiğim imgenin tekeri ile
hemhal
Azat edilesi şu sefil ruhum
Derdest edilmiş kalemin
Gülücüğünü değişir miyim hiç ömürle?
Şarlayan kindar iblis
Bense şelale misali akar coşarım
Kanımın ırmağında yıkanır hayallerim
Şüheda dünüm içimde ukde yıllanmış
mısraların
Değilim müdavimi;
Bilakis günbegün yeniden doğduğum
Yazdığım yazacağım her şiirin duacısı…
Ulağım kalemim
Umresinde sevginin
Göçebe mevsimin her atağında
Ruhuma takılı radarın haznesinden
taşar gölgem
Şiarım sevgi ile ılıman iklimlere
öykünürüm
İçimde saklı ölümcül güdülerim:
Nasıl da baskılarım
Basıncın infilak ettirdiği yüreğim
Yazmasam nice olurdu halim?
Mademki kabullendiğim yazgının
Nezdinde seken bir kurşunum
Kurşun ağırlığında ruhum ve
yorgunluğum…
Yılmadığım kadar
Yıkılmadığım nasıl da aşikâr
Öznemle sevişen özlemim
Rivayet olsa bile neşenin
Sesinde şenlenir iç sesim
Kayıp mısraların derdest bestesi
Kaybolmaların ertesi
Duyumsadığım kâinatın bestesi
Dağlar aşarım yılmadan
Yüzerim devasa dalgalarda boğulmadan
Ufkuma doğar güneş günbegün baskın ve
bıçkın
Bazense silik imzam
Gel gör ki azadesiyim yerin göğün
Kâh azap kuşu
Kâh bezirgânbaşı
Sobelendiğim kadar
Semiren bir utku
Göğün ruhu
Sevginin müdavimi eşlik eden her
tutku
Rabbime kavuşma telaşı ile renklerin
konuşlu
Olduğu o duvağı nasıl da bahşetti
Huda
Ve işte içimde saklı o münferit hece…