Bir düş çukurudur içine düşülesi yer
yerinden oynamasa da taşlar oynar yerinden ve acılardır hâsıl olan en derinden.
Zıpkını kalemdir şairin zemheride
donan hayalleri ve erdemdir kalemle yasını tuttuğu insanlık ve ihtişamlı bir
dönemeç bakaya kalan umudun revnak dokusu aşka hürmet eden nice insan asılı
kalemin ucunda azadesi sözcüklerin azat edilesi bir iklim gibi beklemede şair
beynamaz rüzgârın atıfta bulunduğu o soğuktan donan bedeni elyaf bir sevinçle
asla da nazar etmesin hani hiç ama hiçbir kimse…
Müdaviyim ırak duyguların atlas
yorgunluğunda
Müptelasıyım de aşkın kan kusup
kızılcık şurubu içtiğim.
Yedieminde saklı derdest edilmiş bir
şiirim
Endamından hüznün
Başımın döndüğü elbet atladığım her
öğün
Aslında atladığımdı ömür, bir ömür
Kınındayım gölgenin
Ummanlara denk düşen yürek esintimin
Uzamında
Yalıtıldığım kadar toplumdan
İçimde çalar şarkılar
Çengisi Çingenesi iş başında
Ah, nasıl da ahkâm keserler.
İrdelenesi nice gerçek nice düş
Adam boyu dalgaların yaladığı yuttuğu
benliğimi ve işte o güç
Ansızın hâsıl olan göğün korumacı
kanatları
Yanaklarımsa pembe utancın baskın
geldiği
Hele ki
Aşkla yazdığım şiirleri
Suya bastığım ayak izim ve kalemim
Delişmen mizacımda esen
Meltemin
Savurduğu kâh gözyaşı kâh hüzün
Dikte edilesi yeni gün eğreti ömür
Bodoslama sevmekle iştigal
An gelip de gözlerimi kapattığımda
neyse hemhal
İsem
Ederi yoktur benliğimin insanların
gözünde
Hipermetrop hayat
Kanayan he sözcük aslında nasıl da
bayat
Ne de olsa ses etmeden sevmeli insan
aşka biat
Yakarışın ta kendisi adeta bir saat
kulesi
Tepesine çıktığım evrenin
molozlarından
İnşa ettiğim kumdan kale
Kalem ile hasbıhal
Etmenin de ötesinde
Kayda aldığım bir ölü gün daha
eklendi şecereme
Azat edilesi sözcüklerden
Çalıp çırptığım hayallerin
Hegemonyası
Bir demde bir de dertte saklı
Acıların hulasası
Bandığım kadar kalemi en derine
Su toplayan imgeler
Patladı patlayacak bir irin gibi bir
yara belki de
Altından kalkamadığım
Hayatın kâh yoncası kâh yongası
Melodiler uçuşur gözümde
Dibi görüp de yeniden başlamak mı
kaldığım yerden?