Düşlerim mağdur sözcüklerim
yalpalıyor, anne
Tebessüm eden göğün bir öğlen sonrası
iken yalnızlığın,
Hatim indirenler saklı acıların
rüştünü hesapladığı
Dik yokuşlu bulvarında belirsizliğin
Ve tünediğim dalımsın sen
Asla da alıntı değil ruhum:
Kodaman
Mumlar diktiğim bir masa üstü:
Bir ucunda sen bir ucunda fendine
yandığım kalemin dürtüsü
Ansızın hâsıl olan göğün uçuşan
örtüsü
Ölüdür vecizelerim sen olmadığında
Bir b/ölü ikiyim ben sensizlikle dolu
acılar rotasında
Ve işte imdadıma yetişti kader ve
Huda…
El, el üstünde annem
Bense senin ellerin ve ayaklarınım
madem…
Saf tuttuğum safiyet yüklü iklim
Sancılı bir redif iken
Beni bekleyen köşe başında
Nasıl da nasıl da t/uzağındayım
hayatın
Derdest edilmiş sefil gönlüm
Sevmekse doya doya, ne geçti sahi
elime?
El aman demenin ikbali değilim
Elden ele geçen bir kitap hiç değilim
Çünkü ben asla yazılmamış bir romanın
Taslağıyım ve kahramanı
Ötekileştirilen yüreğime saplanırken
o derin acı
Hicvi belki de ömrün
Hicretimsin sen ve hicvettiğim
En delişmen duyguların mimarı.
Sana yazdığım kadar yandığım
Azar azar
Adaklarım
Azığım
Azadesi olduğum külüstür mevsimin
Sarnıcı
Kalemse hayatın sarkacı
Beylik değildir benim hüznüm
O minval ki akışkan
O meal ki: Rabbimin bildiğinde
saklıyım ben
Bilmezden gelenlerden olmadım hem
Yanan yüreğim
Yatıya kalan hasretim
Yolum da yorganım da yatağım da sen.
Sensizliği yaşadım bunca zaman
Ölümle zıtlaştı iç sesim ve
yakardığım
Kadar Rabbime yandıkça yandı ayak
izim
Parmak izimse şiirlerim
Asla minnet etmediğim cihan
Hicranın odağında
Yalnızlığın ulağı iken kalemimin de
alın teri
Ve işte bir buse ile uyandığında
Yadımla iştigal
Şükre doyamadığımla hemhal
İşgal
Altında olsa da yüreğim
Ne ki ne, eğer ki sen yoksan yanımda?
Yârim, yâdım, günüm ve yarınım
Rabbimse tek sırdaşım
Acılar yokuşunda sarmalında
yalnızlığın
Yangından ilk kurtardığımdır hem
matemim
Emir büyük yerden:
Başım gözüm üstüne annem:
Mademki emanetisin sen bana evrenin
Evreler geçirdiğim bilinmez iken
Tek servetimsin:
Sen ve kalemim…