Kara Kışın Ruhumdaki Taze Bahar Kokusu...




Ört üstünü tüm hayallerimin ve sadece susup dinle içimdeki hengâmeyi eğer ki getirmezsem dile çatlar kalemin bense /ağlar sadece sadakat yemini ettiğimden de öte bu aşka ve sevgiye sarılıp da kalemime ansızın çeker giderim.

Rengim beyaz.

Rengim pembe.

Nidalar soluduğum gecenin karasında saklı tuttuğum nazımla niyazımla dile gelir kalemim: bunu böyle belle.

Bir hiciv içimdeki serkeş duygular.

Hicretim mademki aşk dolu vaveyla.

Hıncım değil hercai hiç değilim ne de hırsız ne de çalıntı bir aşkı mesken eyledim…

Sıradan bir ömrü sıra dışı kılan güneşiyim ben kara kışın ruhumdaki taze bahar kokusu ile katık ettiğim yalnızlığın ve bülbülün bedduasını aldım sanırım yoksa böyle: bir açıp bir solar mıydı güllerim?

Debdebeli duygularım var.

Harında yaşarım ben iman gücümün de vasisi iken kalemim nasıl da yüreğimin sözcüsü…

Çizmeyi aşmadan sevmeyi öğretti bana Yaratan ve ne zamanki aştım çizmeyi ufka yağdım kar misali ve yağan nurunda duaların tutundum ben aşka elbet İlahi Mıntıkada saklı seken yüreğimle büyüyen bir huzurun ve sevincin arifesinde:

Öldüm hem de defalarca ama yetmedi:

Neyim var neyim yok en çok da kalbimi böldüm sevgiyle taçlanan rahmete duyduğum minnet kadar taşlanan kalbime yağan narın nurun yeri geldi mi inlisin nedameti aksarken arka ayakları şahikanın ben öncüsü idim sevdanın ve mahremin ve girift noktalarda gamlı notaları mesken tuttum bu sefer.

Nasırlaşmış değildi yüreğim ve gamım bilakis ilk günkü heyecanla sevdim ben ilkim ve öyküm ve öykündüğüm huzur elbet öldürdüğüm gereksiz nefsimle hasbıhal etmedim de düşmanlarımla ve yalanla konuşlanmadım ben dünyaya.

Küldüm.

Yetmedi.

Nazenin bir gül idim madem…

Yetinmedim ve inadına açtım.

Yatıya kaldı dikenlerim:

Nazımla niyazımla soldum ve bir avazda koştum Rabbime:

Önceme de kefildi temiz kalmış ruhuma bedenime dokunamazdı mademki eller serptim ruhumdaki külü sapmadan rotamdan sektim bu sefer bir bir:

Bir taş.

Bir de taç.

Açlığımsa sevgiye abur cubur bildiğim özlem ve hüzünle karalanmış olsa da benliğim ben bir karaçalıydım münafıkların gözünde ama özümde iyi ve sevgi dolu hem çalıntı değildi benim servetim gözümden sakındığım kadar sevgiyi…

Huzur diledim evrenden ve hazır ola geçtim bir ömür.

Hazandı muhatabım oysaki ben bahardım.

Azgındı dalgalar.

Azgındı nefsine tapan isyankâr insanlar:

Kimseden medet ummadan ve el avuç açmadan yaşamaktı illa ki desturum ve minnet etmediğim kadar dünyanın malına mülküne varsın olmasındı bir dikili ağacım ne de olsa dimdiktim bir ağaç gibi ve yaslandığım Ulu Çınarım mademki bir kere bahşetmişti bana dilediğimce sevebilmeyi.

Karanlıkta yürüdüm düşmedim.

Makamım yoktu mevkiim de.

Mealim sadece hayal dünyamda saklı düşlerimle örülü idi şecerem ve simam aydınlık göğün de kontrbası iken sözcüklerim…

Hani uçuşan.

Hani beni köşeye sıkıştıran.

Yetmedi imgeler çıtlatırdı ruhumdaki sevgiyi.

Çıtkırıldım olsam da öncemde çıt çıkarmadığım kadar sevebildim ben koca âlemi…

Âlemdim alenen.

Azdım çoğaldım.

Çoktum eksildim.

Kaçan çorabı attım çöpe ve nice tabuları yıktım putları devirdim yeri geldi pot kırdım çünkü:

Çünkü ben gerçek ve asildim ve dosdoğru.

Rakımım İlahi Sevda.

Rakamlarla aram iyi idi okulda:

Bir okutman oldum bir muallime oldum ama en çok öğrenci olmayı sevdim ve d/okudum bir bir aşk iklimine serili yürek kilimi.

Dokundum en tepeye ve kimsenin bana dokunmasına izin vermedim varsın uzak dursunlar varsın bana değil şiirlerime dokunsunlar.

Dokunulmazlığımı sunan Rabbime sadık ve müteşekkir.

Alametifarikası iken dinmeyen nazımın dinmeyen niyazımın.

Hem yapraktım hem rüzgâr:

Hem uçtum hem uçurdum.

Hem insandım hem kuş:

Kanatlarıma yağan karı en çok sevdim asla zarar vermeyen asla zarar vermediğim…

Kardım önümü.

Kandım yalanlara.

Kandırmadım kimseyi.

Kanadım doya doya.

Ruhumdaki mürekkep idi sığınağım ve damarlarımdan fışkıran.

Azadesi idim aşkın azığımsa özlem ve hasretim dinmedi:

En çok da kendime.

Kendime meylettim.

Çok şeyden kendimi men ettim.

Zifiri karanlığı deldi gözlerim.

Ruhumdaki taziyeyi sundum dünyaya.

En çok cübbemi sevdim ve yırtık mintanımda saklı iken koca kâinat.

Fikrime ihanet etmeyendi zikrim ve zihniyetimde yaşattığım güzellikler bazen beni aşan ama ben en çok kendimi aşmaya meylettim ve boyutsuzluğumda saklı duygularımı kâh şiir belledim kâh hikâye…

Çünkü ben bir masaldım.

Masal kahramanı olmam bir ütopya filan da değildi bilakis evrenin mucizesi.

Harikalar diyarında yaşadım bir ömür en çok da gözüm açık gördüğüm rüyalardan ve hüzünden ve elbette aşktan beslendim geri dönümü sevgi olmasa bile gerisin geri kaçtığım kadar da insanlardan…

Yalnızlığım ve dokunulmazlığım:

Ve evet, ben şaşkın bir beşerdim dünya işlerinden uzak Rabbime yakın varsın olsun sefasını sürdüğüm aşk ve de hüzün bana tuzak…

 


( Kara Kışın Ruhumdaki Taze Bahar Kokusu... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 2.12.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu