Ört üstünü tüm hayallerimin ve sadece
susup dinle içimdeki hengâmeyi eğer ki getirmezsem dile çatlar kalemin bense
/ağlar sadece sadakat yemini ettiğimden de öte bu aşka ve sevgiye sarılıp da
kalemime ansızın çeker giderim.
Rengim beyaz.
Rengim pembe.
Nidalar soluduğum gecenin karasında
saklı tuttuğum nazımla niyazımla dile gelir kalemim: bunu böyle belle.
Bir hiciv içimdeki serkeş duygular.
Hicretim mademki aşk dolu vaveyla.
Hıncım değil hercai hiç değilim ne de
hırsız ne de çalıntı bir aşkı mesken eyledim…
Sıradan bir ömrü sıra dışı kılan
güneşiyim ben kara kışın ruhumdaki taze bahar kokusu ile katık ettiğim
yalnızlığın ve bülbülün bedduasını aldım sanırım yoksa böyle: bir açıp bir
solar mıydı güllerim?
Debdebeli duygularım var.
Harında yaşarım ben iman gücümün de
vasisi iken kalemim nasıl da yüreğimin sözcüsü…
Çizmeyi aşmadan sevmeyi öğretti bana
Yaratan ve ne zamanki aştım çizmeyi ufka yağdım kar misali ve yağan nurunda
duaların tutundum ben aşka elbet İlahi Mıntıkada saklı seken yüreğimle büyüyen
bir huzurun ve sevincin arifesinde:
Öldüm hem de defalarca ama yetmedi:
Neyim var neyim yok en çok da kalbimi
böldüm sevgiyle taçlanan rahmete duyduğum minnet kadar taşlanan kalbime yağan
narın nurun yeri geldi mi inlisin nedameti aksarken arka ayakları şahikanın ben
öncüsü idim sevdanın ve mahremin ve girift noktalarda gamlı notaları mesken
tuttum bu sefer.
Nasırlaşmış değildi yüreğim ve gamım
bilakis ilk günkü heyecanla sevdim ben ilkim ve öyküm ve öykündüğüm huzur elbet
öldürdüğüm gereksiz nefsimle hasbıhal etmedim de düşmanlarımla ve yalanla
konuşlanmadım ben dünyaya.
Küldüm.
Yetmedi.
Nazenin bir gül idim madem…
Yetinmedim ve inadına açtım.
Yatıya kaldı dikenlerim:
Nazımla niyazımla soldum ve bir
avazda koştum Rabbime:
Önceme de kefildi temiz kalmış ruhuma
bedenime dokunamazdı mademki eller serptim ruhumdaki külü sapmadan rotamdan
sektim bu sefer bir bir:
Bir taş.
Bir de taç.
Açlığımsa sevgiye abur cubur bildiğim
özlem ve hüzünle karalanmış olsa da benliğim ben bir karaçalıydım münafıkların
gözünde ama özümde iyi ve sevgi dolu hem çalıntı değildi benim servetim
gözümden sakındığım kadar sevgiyi…
Huzur diledim evrenden ve hazır ola
geçtim bir ömür.
Hazandı muhatabım oysaki ben
bahardım.
Azgındı dalgalar.
Azgındı nefsine tapan isyankâr
insanlar:
Kimseden medet ummadan ve el avuç
açmadan yaşamaktı illa ki desturum ve minnet etmediğim kadar dünyanın malına
mülküne varsın olmasındı bir dikili ağacım ne de olsa dimdiktim bir ağaç gibi
ve yaslandığım Ulu Çınarım mademki bir kere bahşetmişti bana dilediğimce sevebilmeyi.
Karanlıkta yürüdüm düşmedim.
Makamım yoktu mevkiim de.
Mealim sadece hayal dünyamda saklı
düşlerimle örülü idi şecerem ve simam aydınlık göğün de kontrbası iken
sözcüklerim…
Hani uçuşan.
Hani beni köşeye sıkıştıran.
Yetmedi imgeler çıtlatırdı ruhumdaki
sevgiyi.
Çıtkırıldım olsam da öncemde çıt
çıkarmadığım kadar sevebildim ben koca âlemi…
Âlemdim alenen.
Azdım çoğaldım.
Çoktum eksildim.
Kaçan çorabı attım çöpe ve nice
tabuları yıktım putları devirdim yeri geldi pot kırdım çünkü:
Çünkü ben gerçek ve asildim ve
dosdoğru.
Rakımım İlahi Sevda.
Rakamlarla aram iyi idi okulda:
Bir okutman oldum bir muallime oldum
ama en çok öğrenci olmayı sevdim ve d/okudum bir bir aşk iklimine serili yürek
kilimi.
Dokundum en tepeye ve kimsenin bana
dokunmasına izin vermedim varsın uzak dursunlar varsın bana değil şiirlerime
dokunsunlar.
Dokunulmazlığımı sunan Rabbime sadık
ve müteşekkir.
Alametifarikası iken dinmeyen nazımın
dinmeyen niyazımın.
Hem yapraktım hem rüzgâr:
Hem uçtum hem uçurdum.
Hem insandım hem kuş:
Kanatlarıma yağan karı en çok sevdim
asla zarar vermeyen asla zarar vermediğim…
Kardım önümü.
Kandım yalanlara.
Kandırmadım kimseyi.
Kanadım doya doya.
Ruhumdaki mürekkep idi sığınağım ve
damarlarımdan fışkıran.
Azadesi idim aşkın azığımsa özlem ve
hasretim dinmedi:
En çok da kendime.
Kendime meylettim.
Çok şeyden kendimi men ettim.
Zifiri karanlığı deldi gözlerim.
Ruhumdaki taziyeyi sundum dünyaya.
En çok cübbemi sevdim ve yırtık
mintanımda saklı iken koca kâinat.
Fikrime ihanet etmeyendi zikrim ve
zihniyetimde yaşattığım güzellikler bazen beni aşan ama ben en çok kendimi
aşmaya meylettim ve boyutsuzluğumda saklı duygularımı kâh şiir belledim kâh hikâye…
Çünkü ben bir masaldım.
Masal kahramanı olmam bir ütopya
filan da değildi bilakis evrenin mucizesi.
Harikalar diyarında yaşadım bir ömür
en çok da gözüm açık gördüğüm rüyalardan ve hüzünden ve elbette aşktan
beslendim geri dönümü sevgi olmasa bile gerisin geri kaçtığım kadar da
insanlardan…
Yalnızlığım ve dokunulmazlığım:
Ve evet, ben şaşkın bir beşerdim
dünya işlerinden uzak Rabbime yakın varsın olsun sefasını sürdüğüm aşk ve de
hüzün bana tuzak…